HT Hayat Anasayfa Lenfödem nedir? | Sağlık

Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Lenfödem Merkezi açılışında konuşan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Vildan Çerçi lenfödem hakkında bilgiler verdi. Kadın kanserleri alanında çalışmalar yapan Pembe İzler Derneği'nin de destek verdiği organizasyonda Prof. Dr. Cihan Uras ve Dr. Vildan Çerçi hasta ve hasta yakınları ve sağlık profesyonelleri bir araya geldi.

Lenfödem, kanser tedavi görmüş her hastanın karşılaşabileceği, ancak birçok hastanın mücadelede yalnız kaldığı, doğru tedaviye ulaşmakta zorlandığı bir sorun. Bununla birlikte tekrarlama riski bulunduğu için, hastalığın etkin bir şekilde tedavi edilmesinin yanında hasta eğitimi de çok büyük önem taşıyor.


Çoğunlukla kanser tedavisi görenler ve doğuştan lenf sistemi yetersizliği olanlarda ortaya çıkan lenfödem, kanser hastalarının yaklaşık yüzde 15-40’lık bölümünü etkileyen bir sorun. Kronik ve ilerleyici bir durum olmasına rağmen, belirli temel kurallar ve iyi bakımla kontrol altına alınarak hastanın normal ve aktif bir yaşam sürmesi mümkün olabiliyor. Ancak lenfödemle yaşam konusunda asıl önemli sorun burada başlıyor. Zira, kanser tedavisi sonrasında karşılaştıkları bu sorun karşısında hastalar doğru tedaviye ulaşmak konusunda zorlanıyor hatta yalnız kalıyor...


Lenfödemin önüne geçmenin çok önemli bir sorun olduğunu belirten Prof. Dr. Cihan Uras. “Bu sorun, bazen hastaların yaşadıkları kanserlerini bile unutturabiliyor” diyor. Ancak, sorun oluşmadan önlemek mümkün olsa da oluştuktan sonra tedavinin çok daha güçleştiğini söylüyor. Lenfödem gelişme riskinin lenf bezlerinin alınması ameliyatı geçiren her hasta için ömür boyu devam ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Cihan Uras, “Cerrahi sonrasında da yüksek riskli hastaları lenfödemden korumaya yönelik yapılması gerekenler olduğunun unutulmaması gerekiyor. Biz de ülkemizde lenfödem bilinirliliği ve tedavisi konusuna daha kapsamlı ve ciddi yaklaşım amacıyla Meme Cerrahi Kiniğine bağlı Lenfödem Merkezi'ni hayata geçirdik. Burada hem eski lenfödem hastalarını etkin bir şekilde tedavi edebiliyoruz, hem de lenfödem oluşma riski yüksek hastaları tespit ederek, onlara yönelik koruyucu kapsamlı programlar uygulayabiliyoruz” diye konuştu. Konuşmasında doğru tedavi ve doğru yaklaşımın önemini vurgulayan Prof. Dr. Cihan Uras, “Bu nedenle kurulan merkezde ‘lenf ödem merkezi’ adını koyabilmekten ziyade altını doldurabilmek önem taşıyor. Yani, güçlü bir ekip ve altyapı olmadığı sürece merkezin başarıya ulaşması zor. Bizim merkezimizin bu anlamda oldukça güçlü bir altyapıya sahip olduğunun da altını çizmek isterim” dedi.


Yeni cerrahi yaklaşımlarla risk azaltılıyor

Lenf ödem tablosunun en sık meme kanseri tedavisi sonrası ortaya çıktığını söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras, bu hastalarda koltukaltı lenf düğümlerinin alınması ve radyoterapi uygulamaları sonrasında ameliyatlı tarafta lenfödem gelişebildiğine işaret etti. Bu sorunla karşılaşmamak ve riski en aza indirmek son yıllarda meme kanseri cerrahisinde lenf düğümlerini mümkün olduğunca almamaya çalışıldığı bir yaklaşım izlediklerini anlatan Prof. Dr. Cihan Uras, “Bunun için özel teknikler kullanıyoruz, hatta öncesinde kemoterapi uygulayıp lenf düğümlerini tümörden temizleyip, cerrahi sırasında lenfatik sistemi korumaya çalışıyoruz. Ancak lenfödem ilerleyici bir süreç. Bu hastaların kaliteli bir yaşam sürmeleri için mutlaka lenf ödem okulunda eğitim alınması gerekiyor” diye konuştu.


Dr. Vildan Çerçi ise lenfödemin doğru tedavi edildiğinde kontrol edilebilir bir durum olduğunu anlatabilmek için sağlık profesyonellerine yönelik de organizasyonların gerçekleştirilmesinin planlandığını söyledi. Memenin tamamı veya kısmen alınması, koltukaltı lenf nodlarının kısmen veya tamamen alınması, alt karın bölgesine cerrahi uygulanması, kasıktaki lenf düğümlerinin alınması ve tüm bu bölgelere radyoterapi uygulanması gibi lenf nodları ve yollarını etkileyen her türlü cerrahi tedavi veya radyoterapi görmüş kişiler lenfödem riski taşıdığını söyleyen Dr. Çerçi “Bu ömür boyu devam edecek bir risk. Dolayısıyla cerrahi öncesinde riskler konusunda hastanın bilgilendirilmesi çok önemli. Çünkü bu riskleri en aza indirmek ve lenfödem oluşmadan bir yaşam sürmenin mümkün olduğunu hastanın bilmesi gerekiyor. Maalesef bu durum hakkında hala hastalara yeterince bilgi verilemiyor. Sadece ‘koluna dikkat et demek’ yeterli olmuyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri lenfödemin hastanın hayatının ne kadar olumsuz etkilendiğinin tam olarak farkına varılamamasıdır” diyor. Dolayısıyla merkezin ana hedefinin var olan lenfödemi etkin bir şekilde tedavi etmenin yanında, önlemeye yönelik çalışmalar yapmak ve bunun bilinirliliğini artırmak olduğuna işaret ediyor.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.