Lohusa bakımı: Anne sütünü arttırmak

Yeni anne ve anne adayları için “lohusanın bakımı” başlıklı bir yazı dizisine başladığımı biliyorsunuz. Bir önceki yazımda perine bölgesinin iyileşmesi konusuna değinmiştim. Bu haftaki yazımda ise, lohusanın anne sütünü arttırma konusuna değinmek istiyorum.


Her hamile kadın bir takım konularda endişelenir. Zaten hamilenin en temel işi endişelenmektir. Bir yandan doğuma odaklanırken bir yandan da doğum sonrası dönem hakkında endişe ve kaygılar gün yüzüne çıkmaya başlar. En büyük endişeler “Emzirebilecek miyim? Sütüm olacak mı? Sütüm yetecek mi?” konularıdır. Emzirme konusuna çok kez değindim ama sütünüzü arttırmak için yöntemlere geçmeden önce biraz sütün üretimi konusunu tekrar etmek istiyorum.


Hamileliğiniz sırasında memeleriniz süt yapmaya başlamıştır. Doğum sonrası bebeğin emmesi ile meme başındaki sinir uçları uyarılır ve beyinde hormon salgılayan özel merkezlere uyarı gönderilir. Ve bu merkezden prolaktin ve oksitosin hormonları salınır. Süt oluşumunu prolaktin hormonu; sütün atılımını ise oksitosin hormonu sağlar. Prolaktin, memedeki alveollerdeki hücrelerin kandaki suyu ve besinleri çekerek sütün üretilmesini sağlar. Bebeğinizin sizi emmesi ile birlikte kan dolaşımınız oksitosin salgılar ve süt akışı başlar.


Anneliğe adım atmak zaten bir kadının hayatında gerçekleşen en önemli durumlardan birisidir. Bir kadının bu süreci kolay ya da zor atlatmasının bence en büyük sebeplerinden birisi hem toplumsal, kültürel baskı hem de genetik kodlamalardır. Küçükken bile yetiştirilirken çoğumuz “anne olunca anlarsın” lafını çok sık duymuşuzdur. Anne olmanın hep zorluğu anlatılmıştır. Yenidoğan bebeğinizi görür görmek aşık olursunuz, ama bir yandan da iyi bir anne olacak mıyım soruları ile iç sesiniz sizi etkisi altına almaya başlar.


Annenin sütünün artması için neler yapılabilir?

Evet, şimdi size çok özel bir formül açıklıyorum. Bunu uyguladığınız takdirde bol bol sütünüz olacaktır.

Bebeğiniz her istediğinde emzirin. Sadece bebeğiniz isteyince değil, siz isteyince de emzirebilirsiniz. Canınız istediğinde, memelerinizi dolgun hissettiğinizde, dışarı çıkmadan önce, eve gelince, bebeğinize yakın olmak istediğinizde, ne zaman isterseniz emzirebilirsiniz.

Memeler en çok ve en hızlı ne zaman süt üretir?

Boş olduğu zaman.


Anne vücudu ne kadar süt üreteceğini nerden bilir?

Memeler ne kadar sık ve tam boşalırsa, o kadar çok süt üretir. Memeler ne kadar dolu bir şekilde beklerse, süt üretimi o kadar azalır. Buradan şunu anlıyoruz ki, bebeğinizi ne kadar sık ve bol emzirirseniz, memeleriniz de ihtiyaca göre o kadar süt üretmeye devam eder. Talebe göre arz sistemi çalışmaktadır.

Sık sık emzirmek anne sütü oranını oldukça fazla tetikler.


Biliyorsunuz ki emziren annenin beslenmesi de önemlidir:

Bol bol su için. Yetersiz su tüketimi süt oranını azaltır.

Güzel beslenin. Her sabah mutlaka yumurtanızı, peynirinizi yemelisiniz. Protein, emziren anne için çok önemli bir besin kaynağıdır. Eğer kırmızı et seviyorsanız gün içinde mutlaka bir porsiyon kırmızı et tüketmelisiniz. Paket gıda, çay kahve, alkolden uzak durun. Sebze, meyve, baklagillerden de mutlaka yeterli miktarda tüketmelisiniz.

Yeterli uyuyun. Şimdi tabii bu söylediğim nasıl olacak diyorsunuz ama bebeğinizi uyurken siz de hızlıca karnınızı doyurup, uykuya geçebilirsiniz. Yetersiz uyku süt oranını azaltır.

Isırgan otu çayı içebilirsiniz. Bir avuç kuru ısırgan otunu bir bardak sıcak su içine koyup kapatın. 5-15 dakika beklettikten sonra süzüp, içebilirsiniz. Dilerseniz rezene, kişniş, kimyon, çemen otu çekirdeği ile de karıştırabilirsiniz.

Çemen otu çekirdeğinin de faydaları çoktur, bir çay kaşığı çemen otu çekirdeği tozunu bir bardak su içinde 15 dakika kaynatıp, süzüp içebilirsiniz.

Süt üretimini en çok etkileyen durumlardan bir tanesi de elbette psikolojiktir. Lütfen kendinizi kötü hissettirecek olumsuz düşüncelerden uzak durun. Yalnız değilsiniz, her anne bu süreçten geçti. Kolay değil ama zor da değil, başa çıkabilirsiniz. Lütfen destek isteyin, her işinizi kendi başınıza yapmaya kalkmayın. İstemediğiniz her şeyi söylemekten çekinmeyin, misafir gelmesini istemiyorsanız, söyleyin gelmesinler. Canınız değişik bir yemek mi istedi, söyleyin pişirsinler.

Şimdi anne akraba ve arkadaşlarına söyleyeceklerim var;

Yeni annenin psikolojisi önemlidir, sürekli zorlukları hatırlatılarak değil de, bunun zevkli ve özel yanı anlatılarak destek olunmalıdır. Süt konusu hep gündemdedir, bebek emiyor mu, doyuyor mu? Odak konusu hep bebektir. Halbuki karşınızda yeni doğum yapmış bir kadın var, ona duygularını, ihtiyaçlarını soruyor musunuz? Karnı aç mı, tok mu? Bir ihtiyacı var mı? Kendini nasıl hissediyor? Duş mu almak istiyor, uyumak mı istiyor? Motivasyona mı ihtiyacı var? Siz anneye iyi bakarsanız zaten her durumda anne de bebeğine iyi bakacaktır. Öncelikle anneye destek olunmalıdır. Fiziksel ve psikolojik destek çok önemlidir. Anneye köstek olacak olumsuz sözler yerine güzel sözler söyleyin. Sütün yok, bebek doymuyor demeyin lütfen. Sütün olmadığını anlayabileceğiniz bir mekanizma yok. Bebek biliyor ne kadar emeceğini ve doyacağını. Yeni anneye iyi bakılmalıdır, beslenmesi, günlük ihtiyaçları karşılanmalıdır. Mümkünse ev misafir ile dolmamalıdır. Şayet ikinci kez lohusa olsam, kırk gün eve misafir kabul etmem. Lohusaya söylenmemesi gerekenler başlıklı yazımı mutlaka okuyunuz ve çevrenizdeki yeni anneler için neler yapabilirsiniz bir düşünün bakalım.


Ah Sevgili Anne, tekrar sana dönüyorum. Anneliğin keyfini çıkar, gerçekten dünyadaki tüm anneler aynı süreçten geçiyor, yalnız değilsin. Tüm bu günler geride kalıyor, bebeğin o kadar hızlı büyüyor ki, geçen her zaman çok kıymetli. Ve bu zamanı güzel değerlendir. Endişe, kaygı, üzüntü ile değil de mutluluk ile…




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Süper olmuş
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.