Her daim akılları onda!

Ya arayıp bulamadıklarından... Yahut buldukları bile yüz vermediğinden... Ya kendilerinde yok diye buhran içindeler... Yahut var olanı dolduramamanın getirdiği ezikliğin terkisindeler.


Kesin olan şu, inandıkları ne varsa onun da adını ortaya koyarak, bu dünyada dertlendikleri en mühim meseleleri vajina! Yoksa neden, kurdele keser gibi pipilenir dururlar ki!


Kendi haremlerinin kutsallığıyla göz dolduruyorlar ama berikinin haremini dillerine dolamaktan çekinmiyorlar.


Duasız olmayan her sevişmeyi zina sayarak toplumsal ahlak çöküntüsünden söz ediyorlar ama “18 yaşındakinin zinasına karşı çıkamıyorsanız, 7 aylık bebeğe tecavüze karşı çıkmak timsahın gözyaşlarıdır” gibi daha ahlaksızca bir söylemi fetvalarına sığdırmayı ilmiahlak sanıyorlar.

“Şehvet” diyorlar, “Öyle bir şeydir ki, sınırda durmazsanız, duracağınız hiçbir yer yoktur.”


Çünkü kendilerinden biliyorlar; durmuyor, duramıyor, durduramıyorlar.


Üstelik; sohbetlerinde makara, küfürlerinde gavat, adımlarında yumruk ve tekme barındıran bir ahlak örüntüsüyle toplumu ahlaksız addediyorlar.


***


Ama aslında meselenin daha başka bir boyutu var: Genel olarak cinsellik meselesinin bunca ortaya konması, bilinçli sürdürülen iktidar politikasından başka bir şey değil.


Tarih profesörü Dagmar Herzog’un, Avrupa’da Cinsellik isimli kitabında yazdığı gibi...

“Cinsellik sekülerleşme ve dini yenilenme süreçlerinde anahtar unsur, iktisadi gelişmenin temel motoru ve sürekli artan iktidar-vatandaş ilişkilerinin yörüngesidir. Sürekli yeniden şekillendirilen uyarıcılardan, kurallardan, yasaklardan, teşhirlerden, norm izahatlarından ve sapkınlığın obsesif bir biçimde bütün detaylarıyla açıklanmasından, özgürleştiren ya da baskı altına alan tepkilerden oluşan farklı kombinasyonlar, cinsel konulardaki çatışmaları siyaset için oldukça önemli kılmıştır... Cinsellik, insanın politik ve sosyal açıdan manipülasyona özellikle açık olduğu karmaşık bir alandır.”


Kısacası iktidar, kadına ve cinselliğe ilişkin her ‘yeni’ cümlesiyle inşa ettiği binaya bir tuğla daha koyuyor. Harcını da şaşakalan ve kınayan bakışlara sahip vatandaşlar sürüyor.


Şahsi görüşüm şu ki...

İktidarın inşa etmeye çalıştığı binanın yükselmesini engelleyecek tek güç var: Vajina!


Son tahlilde insanlık tarihi ortada, sadece en başa dönüp bakmak bile yeterli.






Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.