Yüksek bilinçle yaşamak nasıl olur?

Spiritüel gelişim, kişinin gittiği workshoplar, seminerlerle, aldığı nefes veya reiki seanslarıyla, öyle birdenbire gerçekleşen bir konu olmayıp, emek verildikçe ve geliştirildikçe güçlenen bir kas gibi zamanla şekillenip, oluşur. Elbette ki eğitimler ve kitaplarla desteklenir ve doğru insanlarla yapılan doğru çalışmalar sayesinde gelişim için zemin hazırlanır ama gelişimin en can alıcı kısmı, bu öğretiler hayata geçirilmeye başlandığında geçekleşir. Sonuçta, bilinç düzeyini yükseltmek yetmez, ancak bu yüksek bilinç düzeyiyle hareket eder ve eskisine oranla daha sıklıkla bunu yapabilmeyi öğrenirsek, içimizdeki bilgeyi günlük hayatımıza taşımayı başarmış oluruz.


Bu pek tabii ki birdenbire gerçekleşmez, zaman alır ama zorlandığımız her durum, bu konuda ustalaşmamız için bize yeni bir fırsat sunar. Tepkisel olmak ve durumu eskiden olduğu gibi ele almaktansa, derin bir nefes alıp, bir adım geri çekilerek “büyük resme” baktığımızda algı seviyemiz de birden değişiverir. Bizi zorlayan kişi veya durumlar, halen bizi “tetikleyen” konuların mevcut olduğunu ve blokajlarımızdan arınmamız için hangi düğümleri çözmemizi gerektiğini bize açıkça gösteren tabelalardır ve bize yol gösterirler.


Bizi tetikleyen konu, bundan dolayı içimizde yükselen duygu ile dikkatimize sunulur. Çoğunlukla, içerleme, öfke, panik, kıskançlık gibi toksik duygular yüzeye çıktığı zamanlar oluşan rahatsızlık hissini, buna “sebep olduğunu” düşündüğümüz şeyi ortadan kaldırmaya çabalayarak yok etmek isteriz. Tabii ki yok olmaz. Yok olmadığı gibi, farklı bir zamanda farklı bir senaryonun içinde tekrar tekrar karşımıza çıkar üstelik. Bu yüzden de, yüzeye çıkan duyguyu yok etmeye çalışmaktansa, o duyguyu uyandıran inancı ya da korkuyu şifalandırmak gerekir. Ne yazık ki çoğu kişi, içinde yükselen duyguyu “hissetmemeye”, bastırmaya çalışarak kontrol altına almaya, en azından azaltmaya çabalar sadece.


Ruhsal gelişim yolunda, farkındalığın ve bilinç düzeyinin artmasıyla, eskiden beri bizi kolayca çileden çıkaran bir konuya daha farklı bir açıdan bakabilir ve “yeni” bir seçim yaparak farklı sonuçlar yaratabilir hale geliriz. Her karar, her adım bizi ustalığa biraz daha yaklaştırır. Normalde gösterdiğimiz tepkiden farklı bir tepki göstererek, bir anlamda ezber bozarız ve hikayenin sonunu değiştiririz. Hissetmemeye ya da etrafımızdakilere göstermemeye çalıştığımız duyguyu anlamaya çalıştığımızda değişir her şey. Onu görmezden gelmektense, baş köşeye oturtup, gözünün içine bakarak birkaç soru sormamız ve onu daha yakından tanımaya çalışmamız gerekir:


- Nerden çıktın, geldin? Seni ne tetikledi?

- Beni etkin altına alışın ve esir edişin ilk olarak ne zaman, hangi olayla başladı?

- Senin altında yatan gerçek sebep ne? Meselenin kökünde yatan asıl duygu ne?


İlk sorunun cevabı, suçladığımız bir kişi ya da durumdur. İkincinin cevabı çocukluğumuzda yaptığımız bir çıkarıma, gençliğimizde yaşadığımız bir kalp kırıklığına dayanıyor olabilir. Üçüncüsü ise genellikle korkunun bir türüdür: Sevilmeme, değer görmeme, terk edilme, yanlış anlaşılma korkusu gibi. Örneğin; eşiyle tartışırken, sırf onun gözünde haksız ve hatalı görülmemek için nefes almadan karşısındakini suçlayan ve durmadan kendini savunan birisi, “olduğu gibi sevilmediği veya terk edileceği korkusuyla aşırı tepkisel davranıyor olabilir. Öfkenin altında çaresizlik, kıskançlığın altında değersizlik, inadın altında takdir edilmeme hissi yatıyor olabilir.


Rahatsızlık veren duyguyu tetikleyen korkunun adı konulduğunda, bunu yok edecek panzehir de bulunabilir. Öz sevgi, şefkat, esneklik, cesaret, bağışlama gibi panzehirler korkuyu yok edecek güçtedir. Bazen biraz zaman alabilir ama her zaman etkilidir. Korkuya yenilmeyerek, tepkisel davranmayarak, farklı bir seçim yapılabilir, yeni bir karar alınabilir ve işte o an her şey değişir. Yüksek bilinçle verilen her karar, bizi dengeli, huzurlu, her zaman sevgi enerjisinin baskın olduğu bir hayata bir adım daha yaklaştırır. Bazen bunu başarmanın tek sırrı, bir an için durup, derin bir nefes almak ve kendimize “Bilge biri bu durumu nasıl ele alırdı?” diye sormak olabilir. Yeni bir pencere açılır o an ve manzara birden değişir.


Sevgiyle kalın...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Aynen doğru söylüyorsunuz teşekkürler...
    CEVAPLA
  • Misafir Aynen doğru söylüyorsunuz teşekkürler...
    CEVAPLA
  • Misafir Sevgili Neylan Hanımcım :) Yine harika bir yazı olmuş : farklı bir bakış açısıyla konu ele alındığında, bizleri nelerin bekleyebileceğini çok güzel ve çok anlaşılır bir dille ifade etmişsiniz. Sayenizde, Bu güne daha iyi, farkındalığı artmış ve daha sevgi dolu bakmaya başladım :) Teşekkürler, CANAN
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.