Annem…

19 yaşında sözlenmiş, 20’de evlenmiş.


Aslında üniversiteyi kazanmış, İngilizce öğretmeni olacakmış ama dedem evlenmesini daha doğru bulmuş. Aşk evliliği değil annemlerinki, onlar sonradan aşık olanlardan. Sonuçta 43 yıldır beraberler. El ele oturur, el ele gezerler.


Dedem şimdi lokum gibi ama o zamanlar çok sertmiş. Ve kıskanırmış anneannemi, annemi. Voleybol takımından bile almış annemi. Anneannem balkona çıkamazdı mesela, olay olurdu. Hem de kısa süre öncesine kadar. Çok gezdirirmiş ailesini dedem ancak o yanlarında yokken o iş zormuş.


Annem arkadaşlarına gidemezmiş. Ama hepsi istedikleri zaman gelebilirlermiş. Kendisinden küçük 4 erkek kardeşle büyüyen annem mesela hiç arkadaşıyla dışarıda yalnız buluşmamış. Dayılarımdan biri mutlaka yanındaymış. Yabancı biri gelirken de kollarını annemin omzuna atarlarmış ki kimse bakmasın. İnanılır gibi değil. Dinledikçe şaşırıyorum çünkü şimdi o anlattığı dayılarım öyle farklılar ki…


Babam da şimdi lokum ama o da arada “neden gidiyorsun” ki diyenlerden. Kıskanç bir erkek değil neyse ki. Giydiklerini değil ilgiyi kıskanan cinsten demek daha doğru aslında. İzin konusunda da sert bir babaydı. Beni 12 yaşında Almancam pekişsin diye Alman ailenin yanına göndermişti ama hava karardıktan sonra sokakta olmam büyük sorundu! Arkadaşlarım gece çıkarken ben söylene söylene evde otururdum. “Sana güveniyorum ama çevreye hayır” da klasik sözüydü. Fakat bu benim söylenerek oturmalarım kısa sürdü. Babam “izin vermiyorum ama sen bilirsin” dediğinde, “görüşürüz” deyip çıkmaya başladım. Cesarete gel… Şimdi kızım bana diklendiğinde gık diyemiyorum kendimi gördüğüm için.


Babam erkek arkadaşım olduğunu da geç öğrendi, arkadaşımda kalıyorum zannederken Taksim’e gittiğimi de… Annem bir gün demiş “A yeter artık, erkek arkadaşı tabii olacak. Biz de tanıyalım ki görelim.” Çok yumuşattı babamı. Gece çıkmalarından korkuyorsa, istediğim her şeyi zaten gündüz de yapabileceğimi, bu korkunun sonu olmadığını anlatmış. Yavaş yavaş başladı gece çıkmalar. Giderdim söylediğim yere, eve döndüğümde saat kaç olursa olsun uyanık olurlardı. Odalarında ama uyanık... Ya da işte tilki uykusunda olurlardı, kapı sesine uyanırlardı. Ben de odalarına gidip “ben geldim” deyip kapatırdım kapılarını. Hep söylediğim saatte döndüm. Hiç geciktirmedim. Baktım ki gecikiyorum mesaj atardım. Sabah 4 derdim 4 olmadan dönerdim, akşam 10 derdim 10’a 5 kala girerdim içeri… Yalan da söylemedim. Nereye gidiyorsam, orası.


Annem böyle baskıyla büyümüş ama aslında öyle özgür ruhlu ki. Hep bir engel çıkmış önüne. Hep birileri “dur” demiş. İşte bu yüzden beni özgür büyüttü. Gözümü açar açmaz gördüğümle evlenmemi istemedi, birkaç iş denedikten sonra hangi işe devam edeceğime karar vereyim istedi, hata yapmadan doğruyu bulamayacağımı biliyordu. Attığım her adımdan haberi oldu. Okul mu kırdım? Söyledim mesela, her şeyi ama her şeyi anlattım. Beraber gördük sonra, beraber tarttık. Beni annem “ben” yaptı diyebilirim. Her iki ayağıma farklı renkte ayakkabı giymemi teklif eden ilk kendisiydi mesela kimse inanmasa da. Şimdi herkes fotoğraflara bakıp şaşırıyor ya, aslında işin ucu anneme dayanıyor. Gel de anlatabil.


Aslında iki gözü de üstümde olarak özgür bıraktı. Beni hiçbir zaman yargılamadı ki her şeyimi anlatayım. İnsan sigara dener denemez gelip annesine söyler mi mesela? Ben anlattım. Doğrularım kadar yanlışlarımı da bildi.


Neden anlatıyorum bunu? Çünkü ben de tam da onun gibi bir anne olmak istiyorum. Yargılamayan, “aaaa sen ne yaptın” demeyip yanında olan, doğruyu başka şekilde gösteren, bir şeyleri sürekli dikte etmeyen, emir kipi kullanmayan.


Önümdeki rol model öyle kusursuz ki, sürekli bir “aynısı olamayacağım” endişesi taşıyorum. Tamam Arkın babam kadar katı olamaz ama bazı şeyleri o kadar taşıyabilir miyim tek başıma, bilemiyorum.


Sadece şunu diyebilirim, açık bir anne olacağım. Arkadaşlarının hepsini tanıyacağım. Hepsini görmek isteyeceğim. Çok önemli ve tehlikeli konular hariç yasak koymayacağım. Yargılamayacağım evet, hatalarında sonuna kadar yanında olacağım da annem kadar sakin olmayı başarabilecek miyim? Göreceğiz.


Anne, teşekkür ederim. Bir kez de buradan teşekkür etmek istedim.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir şebnem abla bende aynı senin gibi özgür büyüdüm annemle iletişimim aynı senin annenle olan iletişimin gibi.hayallerimi,hatalarımı,sevinçlerimi,üzüntülerimi vs..Birçok şeyi birlikte paylaştım annemle evet kısacası bana bir anneden çok bir kız kardeş gibi oldu herzaman ve hep de öyle olacak inşaAllah.
    CEVAPLA
  • Misafir harika, aslında aynen böyle bir eş, dost vs yani yargılamayan-özgür bırakan kişi olmak gerekiyor.
    CEVAPLA
  • Misafir Bir şeyi merak ediyorum annenizin ilk sigara ictiginizi yada okulu kirdiginizi söylediğinizde ki tavrı nasıl oluyordu da hem ilklerinizi hep annenizle paylasiyordunuz hem de isin dogrusunu kavriyordunuz
    CEVAPLA
  • Misafir Sen benim canımsın
    CEVAPLA
  • Misafir Ah Yıldızım güzel yürekli can dostum ne vefalı bir evlat yetiştirmişsin canım benim.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.