HT Hayat Anasayfa 50 yılda 46 kitap yazdı | Yaşam

Her şey, sınıf öğretmenliği yaptığı yıllarda öğrencilerinin müfredatı ve belirli günleri daha kolay anlamaları için masal, öykü ve drama yazmasıyla başladı. 34 yıl önce emekli olduktan sonra da bugüne kadar yazmayı bırakmadı. Çocuklara, gençlere ve yetişkinlere yönelik kitaplar yazan emekli öğretmen Perihan Karayel, “deneyimleri olan kişilerin bilgilerini yazarak bırakmaları ilerdeki nesillere belki de yol göstereceğine” inanıyor. Ancak ‘hayatım bir roman’ düşüncesiyle herkesin kitap yazmasına ise karşı.


Kadın sorunları, hayvan sevgisi, dostluk, arkadaşlık, engellilerle iletişim gibi çeşitli temaları konu alan Perihan Hanım, fantastik ögeleri kullanarak yazdığı romanlarını ‘büyülü gerçekçi’ diye tanımlıyor. Yazar Perihan Karayel ile kitap okumak ve kitap yazmak üzerine sorularıma şöyle yanıtlar verdi:


Perihan Hanım kendinizden söz eder misiniz?

Ben emekli sınıf öğretmeniyim. 34 yıl önce 33 yıl çalıştıktan sonra emekli oldum. Öğretmenliğimi Adana’da yaptım. Şimdi Ankara’da yaşıyorum. İki çocuk annesiyim.


Kaç yıldır kitap yazıyorsunuz? Kaç kitabınız var?

Öğretmenlik yaptığım yıllarda öğrencilerimin daha kolay kavramaları için müfredat konularını ve belirli günlerin anlamlarını masallar, öyküler, dramalar halinde yazdım. Emekli olduktan sonra bu yazdıklarımla profesyonel yazım hayatına geçtim. Böylece en aşağı 50 yıldır yazıyor sayılırım. Öğrencilerim için yazdığım metinleri resimleyerek kitap haline getirirken gençlere ve yetişkinlere yönelik de yazmaya durdum. Bugün için 46 basılı kitabım var.

‘Büyülü gerçekçi’

Hangi temalarda, ne türde kitaplar yazıyorsunuz? Yeni kitap planlarınız var mı? Bilgi verir misiniz?

Kitaplarımda çeşitli temaları işliyorum. Sözgelimi Gegepos’ta, Gizli Göl’de kadın sorunlarını ele aldım. Yetişkinlere yönelik yazdığım Varman Tura’da ve çocuklar için yazdığım Renklerini Kaybeden Kelebek’te doğayı koruma temasını önceledim. Yaşatma Sevinci’nde, Can ile Fındık’ta hayvan sevgisini işledim. Yöresel örf ve adetlerimizi Yaz Sıcağı adlı kitabımla çocuklara, Sihirli Çaylar adlı kitabımla da yetişkinlere aktarmaya çalıştım. Şunu hemen eklemeliyim ki çocuklara olsun, yetişkinlere olsun hemen her kitabımda gerek ana tema olarak gerekse yan tema olarak dostluk, arkadaşlık, engellilerle iletişim ön planda oldu. Tür olarak büyülü gerçekçi diyebilirim romanlarıma. İlk Okuma Yazma, Artık Okuyorum gibi öğretimle ilgili birkaç kitabımın dışında çocuklarla birlikte, yetişkinlere yönelik romanlarımın hepsinde fantastik ögeleri kullandım. Yazmayı sürdürüyorum. Yine dostluk, arkadaşlık temalı, basıma hazır bir çocuk romanımın dışında yetişkinlere yönelik iki roman ve bir öykü kitabı projesi üzerinde çalışmaktayım.


‘Mutlaka günce veya anı deftere tutsunlar’

Sizin gibi bilgi ve tecrübelerini kitap yazarak topluma mal etmek isteyen kişilere tavsiyeleriniz var mı?

Deneyimleri olan kişilerin bilgilerini topluma aktarmaları bence bir görev. Yazarak bırakmaları ilerdeki nesillere belki de yol gösterecektir. Ne var ki herkesin “Hayatım bir roman” düşüncesiyle kitap yazmasına karşıyım. Eğer kurgu değil de anılar yazılacaksa ilginç, sıra dışı yaşanmışlıklar acı yönlerinin yanı sıra sorunların çözülebileceğini aktaran motifler barındırmalıdır. Yazar olmak isteyen gençlere gelince: Türkçeyi, dilbilgisi kurallarına ek olarak deyimleriyle, atasözleriyle, kelime haznesiyle çok iyi öğrensinler. Tek tarzda kalmayıp çeşitli türde kitaplar okusunlar. Ve derim ki yazmak zor iş, buna alışmak için mutlaka günce veya anı defteri tutsunlar.

‘İnternetten salt özet okumak yetersiz’

Kitap okumanın giderek azalması konusunda neler söylersiniz? Sizce kişiler neden daha az kitap okuyor?

Evet, kitap okuyanların sayısı gederek azalıyor. Kaynak kitapların internette olması ise gerçekten bir kolaylık. Gelgelelim, çocukların kitapları salt özetlerden okumalarının yetersizliğini duyumsamaları gerekir. Kitabın bütününü okuduklarında hiç ummadıkları bazı bilgi, düşünce, benzetme ile karşılaşmalarında duyacakları heyecanı özette bulamayacakları daha küçük yaşlardan itibaren çocuklara gösterilmelidir. Tekdüzelikten kurtulmanın, özgür düşünceyle mutlu olmanın en geçerli yolunun çeşitli kitaplar okumak olduğuna gençlerimizi inandıracaksak bu yolda önce aile sonra öğretmenler örnek olmalıdır. Özellikle Türkçe öğretmenlerinin güzel konuşuyor olması, çok deyim, atasözü kullanması, çeşitli fıkralarla, şiirlerle, fabllarla anlatımına renk katması, ara ara yerini bulup kitaplardan örnekler vermesi, çocuklara okumanın güzelliğini hissettirecektir.


Röportaj: Hayriye Mengüç

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.