“İçimde bir hüzün var” diyorsunuz. Bir şey hakkında gerçekten ne hissettiğinizi bilemiyor, “Ne hissettiğimi nasıl anlarım?” diye sorarak kendi davranışlarınızın ipuçlarına bakıyorsunuz. Yaşadığınız duygu “Agnosthesia” olabilir.
Aşk acısı çekmeseniz de içinizde tarifsiz bir hüzün mü var? Kelimeler yetmiyor, üzüntünüze bir isim koyamıyorsanız Ted konuşmacısı John Koenig’in yarattığı sözlük size yardımcı olabilir.
Bazen kelimeler yetmez… Boğazımız düğümlendiğinde, üzüntüden ne söyleyeceğimizi bilemediğimizde hangi kelimeyi kullanacağımızı şaşırırız. John Koenig, işte tam da böyle durumlar için yola çıkmış ve adını koyamadığınız duyguların sözlüğünü duygu dünyamıza armağan etmiş.
Belirsiz duyguların, tarifsiz hüzünlerin, tarif edilemeyen üzüntülerin sözlüğünü, Ted konuşmacısı John Koenig hazırlamış. Eserinin adı; The Dictionary of Obscure Sorrows. Sözlüğün adını “Meçhul Izdıraplar Sözlüğü”, “Belli-belirsiz hüzünler sözlüğü” olarak çevirebilir veya bu çeviriyle yetinmeyip, kitapta yer alan duygulardan birini kullanabilirsiniz. Hatta size hiçbiri yeterli gelmediyse, kendiniz de bir kelime türetebilirsiniz! Ne de olsa Koenig, bir duyguyu derinlemesine ve çok boyutlu tarif etmeye oldukça müsait bir alan açıyor. Örneğin, birinin gözlerine bakarken yaşanan hisler… Yaşanan pandemi döneminde, maskelerin ardında görünen gözler ve bu gözlere bakarken hissettiğimiz şeyler akla geliyor. Bu hisler artık özel bir şekilde tarif edilmeyi hak ediyor: “Opia”.
John Koenig “opia” kelimesini maskeler hayatımıza girmeden önce sözlüğe koymuş olsa da sadece bakışlarla kurulan iletişim hakkında modern yaşamlarımıza çok derinlikli bir kelime armağan ediyor:
Koening, yaptığı TED konuşmasında şöyle diyor: “Anlam, kelimelerin kendisinde değildir. Anlamı veren bizleriz. Bence hayatımızda anlam arıyorsak, hayatın anlamını arıyorsak, kelimelerin bununla ilgisi olduğunu düşünüyorum.”
The Dictionary of Obscure Sorrows, duyguların dilindeki eksiklikleri bulmak ve onları gidermeye çalışmak için geliştirmiş. Günlük konuşma dilinde varolmayan ve Koening’in türettiği kelimelerin yer aldığı sözlükte yer alan anlamlar derinlemesine incelendiğinde, hepimizin hissettiği ama net şekilde dile getiremediği duygulara tek kelimeyle karşılık bulmanın insana iyi geldiği hatırlanıyor. Bu duygunun kelime karşılığının olup olmadığı bile araştırmaya değer görünüyor.
“Kendimizi tanımlamak için bizi kapsayan kelimelere ihtiyacımız var” diyen Koenig, kelimelerin kimsenin mülkiyeti altında olmadığını ve kelimeler üretmenin, duygulara isim koymanın kaynağının yine insanlar olduğunu, kelimelerin insanlar tarafından üretildiğini hatırlatıyor. İnsanlar tarafından pekâlâ yeni kelimeler türetilebileceğinin hem cesur hem de naif bir örneğini gördükten sonra biraz cesaret yeterli olabilir; belki siz de kendi duygularınızı tanımlayacak yeni kelimeler türetebilirsiniz.
Yazı: Senem Tahmaz
YORUMLAR