HT Hayat Anasayfa Aile dizimi hakkında merak ettiğimiz her şey | Yaşam

Atalarımıza dönmek, genlerimiz aracılığı ile bize neler taşındığını bilmek özellikle son zamanlarda büyük ölçüde dikkat çeken bir konu oldu. İnsanlar kendi içsel yolculuklarında uğraması gereken duraklardan birinin de kökleri olduğunun farkına vardı bu sebeple çeşitli yöntemlerle bu konuda farkındalıklarını artırmaya çalışıyorlar. Bu yöntemlerin başında ise aile dizimi geliyor. Biz de aile dizimi hakkında merak ettiklerimizi Aile Dizimi Eğitmeni ve uygulayıcısı Devani Dilek Yıldız Işık ile konuştuk.


Korkularımız, kaygılarımız hatta bazen adını koyamadığımız duygular ailemizden bize miras mıdır?

Göz rengimiz ailemizden farklı olduğunda şaşırırken, bu çocuk müzik kulağını kimden aldı diye merak ederken, annemde de anneannemde de yüksek tansiyon var; tabii bende de olabilir diyerek sonsuz bir kabulde iken, neredeyse hiç sorgulamadığımız bir alandır bu, tıpkı bir miras gibi, duyguların da onlardan aktarılıyor olabileceği… Kulağa ilk bakışta tuhaf, alışılmamış gelse de bu sorunun cevabının evet olduğu artık bilimsel araştırmalarla da ispatlanmaya başladı ve bizler de kişilerle çalışırken binlerce kez buna şahit oluyoruz. Neredeyse elli yılı aşkın bir süredir bu konuda çalışmalar yaparak Aile Dizimi sistemini oluşturan ve aynı zamanda benim de hocam olan, psikoterapist Bert Hellinger'in insanlığa genişleterek açtığı bir penceredir bu. Bizler her şeyden kopuk bağımsız bireyler değiliz.


Tabii ki yaşamlarımızda kendi deneyimlerimizden dolayı oluşmuş bize zor gelen travmalarımız, kaygılarımız, duygularımız da var ve bunlar kimi zaman hayatımızı çok derinden etkiliyor. Bununla birlikte evet, aynı zamanda çok basit bir imgelemeyle neredeyse bir aile, hatta kendi ailemizin içinde kuşaklar boyu oluşmuş bir sinir sistemi ağının bir anlamda içine doğuyoruz. Orada tamamlanmamış, sindirilmemiş bir acı, korku varsa bunu biz de hissediyoruz, sinir sistemimizde güçlü olduğumuz yerleri de onlardan alabildiğimiz gibi. Bizler çok büyük zorluklar yaşamış topraklarda doğmuş çocuklarız ve bunun getirdiği aynı oranda büyük bir zenginliğimiz ve gücümüz de var, bunu da unutmamak gerek. Ama evet, eğer geçmiş tamamlanıp sindirilmediyse, ister bireysel deneyimimizde olsun ister içine doğduğumuz aile sisteminin getirdiklerinde olsun, kapanmamış dosyalar sanki ortaya çıkıp görülmek ve iyileştirilmek istiyorlar. Çünkü o kilidin içinde yaşam potansiyelimiz de var. Bir anlamda, geçmiş ancak tamamlanıp sindirildiğinde gerçekten geçmiş oluyor. Yoksa geçmiş aslında geçmemiş diyebiliriz.


Travma aktarımı nedir? Buna ek olarak genlerimiz ile aktarılan travmalar aile dizimi ile aydınlığa kavuşur mu?

Travma aktarımını en anlaşılır ve en basit haliyle bir örnekle anlatmaya çalışayım; anneannem ona çok zor gelen bir deneyim yaşadıysa, diyelim ki savaşta dedemi kaybetti ve bunun yasını, acısını yaşayabilecek, bu duyguyu sindirebilecek yeterince esteği, alanı olamadı. Bu durumda anneannemin sindirilemeyen, dönüştürülemeyen bu duygularının, torunu olarak benim tarafımdan da hissedilmesidir. Ben kendi hayatımda hiç kayıp yaşamamış olsam da sebepsizce kaybetmekten korkuyor olmam, sebebini pek de anlayamadığım içsel, derin bir yasa sahip olmam gibi… Embriyo anlatan kitaplar tartışmasız şekilde der ki: Büyükannemiz, annemize beş aylık hamile dolduğu zaman bizim yaşamımızı başlatan yumurta zaten annemizin yumurtalıklarında mevcuttur. Biz orada üç kuşak kadın aynı biyolojik çevreyi paylaşırız. Travma ve sinir bilimi, anne karnındayken annemizin yaşadığı pek çok duyguyu neredeyse kendi duygumuzmuş gibi aldığımızı da artık kabul ediyor. Günümüzde bilim adamları travmadan, stresten etkilenmiş epigenetik bilginin yumurta ve sperm hücreleriyle aktarıldığını kabul etmeye başlamışladılar.


Travma aktarımı konusunda yapılmış pek çok farklı bilimsel araştırma var. Anlaması en basit ama çarpıcı olan bir taneyi anlatmak isterim. İnsanlar ve fareler benzer genetik haritaya sahip oldukları, insanlarda bulunan genlerin yüzde 99’unun farelerde de bulunduğunu biliyoruz. Bir nesil fare yaklaşık üç ay yaşadığı için nesiller arası geçişi incelemek farelerde çok daha kısa sürede mümkün oluyor. Atlanta Emory Üniversitesinde bir araştırmada erkek farelere elektro şok verdikleri anda kiraz çiçeği koklatmışlar. Bu, şok verilen farelerin spermini yaşamında hiçbir stres faktörüyle karşılaşmamış dişi farelerle döllemişler. Bu döllemeden doğan yeni nesil çocuklara kiraz çiçeği koklattıklarında sanki çok büyük bir stres yaşıyormuş gibi tepkiler verdiklerini görmüşler. Beyin ve burunların korku tepkisiyle ilgili bölümlerinde strese bağlı yüksek değerler saptamışlar. Epigenetik araştırmalar arttıkça bu konularda yeni anlayışlar gelişmeye de devam ediyor. Aile Diziminin neredeyse mucizevi diyebileceğimiz yanı bu aktarımlar konusunda farkındalığımız oluşmasına inanılmaz güçlü bir şekilde yardım etmesi. Bize aile sistemimizde travmanın esas kaynağını çok kolay gösterebiliyor. Hep, neden sürekli ve çoğu zaman sebepsiz alevlendiğini bilemediğim o öfkenin, Bulgaristan’dan kardeşlerini ve babasını kaybederek göçmek, hayatta kalabilmek için kaçmak zorunda kalan dedeme ait olduğunu fark edebiliyorum. Çocukluğumdan beri hiç kişisel bir sebebim olmadığını bildiğim halde neredeyse utandığım yas ve depresyon hallerimin, kendisi dört yaşındayken annesini kaybeden anneannemin acısı ve depresyonu olduğunu görebiliyorum. Dizim çalışması sırasında anneannemin gözleriyle karşılaşıp onu gerçekten görmeye başlayınca, bir anlamda ruhumun derinliklerine dokunan bu karşılaşma ile içimde bir şeyler kendinden değişmeye başlayabiliyor. Her şeyden önce de olaylara özdeşleşmeden ve belirli bir mesafeden sevgi ve farkındalıkla bakmayı öğrenmeye başladığım için içimde ve hayatımda da pek çok şey değişmeye başlayabiliyor.




Aile dizimi nasıl yapılır?

Bireysel seans şeklinde bire bir ya da bir grup içerisinde uygulanır. Genellikle grup çalışması yapıldığında, bu grup katılımcılarından bazıları aile dizimi yapılan kişinin aile bireylerini temsil ederler. Yani hiç tanımadığınız bir grup üyesi sizin annenizi hatta sizin bile yüzünü görmediğiniz dedenizi temsil edebilir. Bu bir drama, psikodrama ya da danışanın anlattığı karakterlerin sahnede oynadığı bir oyun değildir. Öncesinde Psikodrama eğitimleri de aldığım için bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Uygulayıcı danışana, çember şeklinde oturan grubun ortasında yer alan büyük boş alana aile bireylerinin( uygulayıcı, hangi aile bireyleri olacağına, danışanla olan görüşmeden sonra aldığı bilgiler ışığında ve çalışılması istenen konuya bağlı olarak karar verir) temsilcilerini yerleştirmesini ve konumlandırmasını ister. Bir anlamda bu kişilerin birbirlerine göre konumlandırıldıkları bir resim oluşur. Sadece bu resim bile bize çok şey anlatabilir. Sanki ortaya çıkan bu tablo danışanın içsel resmi gibidir. Temsilcilerin birbirlerine uzaklıkları, birbirlerine bakıp bakmamaları ya da hangi yöne baktıkları bu resmin dinamiklerine dair önemli ipuçlarıdır. Ben buna biraz röntgen çekmek gibi bakıyorum. Kendi bilinçaltımızın röntgeni gibi biraz. Danışan çoğu zaman uygulayıcının yanında oturur ve olanı dışarıdan izleme şansına sahip olur. Sadece bu bile, danışan, dizimi açılan kişi için büyük bir farkındalık, anlayış ve dönüşüm anı olabilir.


Aile dizimi nelere çözüm değildir? Bir kişinin kendine yönelik farkındalığını artırması için yeterli midir? Destekleyici olarak neler yapması gerekir?

Aile dizimi kişiyi daha büyük bir resmin içinde gösteren inanılmaz kapsayıcı bir yöntemdir. Bazen başka pek çok yöntemle yıllarca aradığınız cevapları size belki de sadece bir defada verebilecek kadar güçlü ve geniş bir çerçeveye sahiptir. Ancak tabii ki kişisel olarak deneyimlediğim örneğin bir doğum sırası zorluğum varsa, bir bebek ya da çocuk olarak gelişimsel dönemimde yaşadığım kişisel zorluklar (şok, travma, utanç, korku, acı, bozulmuş gerçeklik algılarım) bu ve benzeri durumlarda kesinlikle bireysel olarak çalışılması ve başka bilimsel metotlardan yardım alınması gereklidir. Çünkü bu travmalar benim kendi sinir sistemimde, bedenimde, bilinçaltımda kişisel deneyim kayıtları olarak durmaktadır ve bu konuda aile dizimi doğru yöntem değildir.


Bununla beraber belki benim çocukken okulda deneyimlediğim utanç aynı zamanda aile geçmişimde de deneyimlenmiş güçlü bir utançla içimde birleşiyor olabilir (Mesela ailemde eskiden zihinsel hastalığı olan birinin bulunması ve bu duruma o dönemde sanki utanılacak bir şey olarak bakılmış olması gibi). O zaman bu utanç durumu bende daha da güçlenerek kendini gösterir. Bu durumda hem bireysel başka metotlardan hem de aile diziminden yararlanmak daha etkili çözüm ve dönüşüm getirebilir. Ben her zaman aile dizimiyle birlikte kişilerin yaşamına meditasyon pratikleri sokmasını da hararetle öneriyorum. Böylece aile diziminden aldığınız farkındalığı derinleştirebilir, konu, kişi ya da duygularla kolayca özdeşleşme yerine gözlemci olmayı öğrenmeye başlarsınız.


Kimler aile dizimi yönteminden faydalanmamalı? Bu yöntem herkese iyi gelir mi?

Bana göre temelde istisnasız hepimiz içine doğduğumuz aile sisteminden az ya da çok bir şeyler taşıyoruz. Bu taşıdıklarımız çoğu zaman kendi gerçeğimizi yaşamamıza engel olabiliyor. Bu açıdan bakarsak herkes için çok değerli bir farkındalık ve dönüşüm aracı olabilir aile dizimi yöntemi. Bu yöntem, bilinçdışı bir çekimle, aile bireylerimizin yükünü taşıyarak onlarla bağ kurmak yerine, onlara derinden duyduğumuz sevgi ve saygı üzerinden onlarla bağ kurmaya bizi davet eder. Dolayısıyla o kadar yükü taşımaya, kaderi tekrarlamaya gerek olmadığını derinden anladığımız bir noktaya doğru bir yolculuk başlar. Kendi yaşamımızda daha farkındalıklı, daha hafif ve sevgiyle kolayca akabilmek üzere. Bununla beraber, sinir sistemi kaldırabileceğinden fazla yüklü kişiler için önce sinir sistemini regüle edici, destekleyici çalışmalar yapılmadan aile dizimini önermiyorum. Zararı olmasa bile eğer biz çok doluysak, içimizde yeni bir damlaya yer yoksa zaten o aile dizimi açılımının faydası da olamaz. Hatta belki fazla ve ağır gelebilir. Daha da önemlisi hangi uygulayıcı ile çalışıldığıdır. Bazen siz aile dizimi açılımı için gayet uygun bir aday olursunuz ama uygulayıcı sizi hiç gerek yokken çok tetikleyici, çok zorlayıcı bir duygu durumuna sokabilir ve travmatize edebilir. Ya da zihninizi bir sürü gereksiz ve belki yanlış bilgiyle doldurup yaşamınızda size hiç hizmet etmeyecek şeyleri taşımanıza gereksiz onlarla vakit kaybetmenize de sebep olabilir. Kişilerin, duygu durumları için psikolog ve psikiyatriste ihtiyaç duydukları bir durum var ise, mutlaka bu kontrol ve belki düzenli görüşmelerin yanında eğer danışmanı onaylarsa aile dizimine katılmalıdır. Ayrıca fiziksel sağlık koşulları hassas olan kişiler de öncelikle doktorlarıyla bu konuyu görüşmeli, onlardan destek ve izin almalıdır böyle bir çalışma yapabilecekleriyle ilgili. 18 yaşından önce de dizim açılımı yapmayı önermiyoruz, sadece çocuklara yönelik olan farklı aile dizimi uygulamaları dışında.


Aile dizimi yöntemini uygulatacak olan kişilere tavsiyeleriniz nelerdir?

Ahh bu çok önemli bir soru. Lütfen hemen ilk buldukları aile dizimi uygulayıcısıyım diyen kişiye gidip kendilerini teslim etmesinler. Gerçekten araştırsınlar bu kişi kimlerden ne kadar süre eğitim almış, bu eğitim dışında başka eğitimleri var mı? Özellikle travma, somatik deneyimleme, sinir bilimine yönelik eğitimler almış kişileri seçmek iyi olabilir. Bence uygulayıcının meditatif yaklaşımlı olması da önemli… Mutlaka kendileriyle çalışılmasına teslim olmadan önce temsilci ya da gözlemci pozisyonu dediğimiz pozisyonda çalışmalara katılmalılar. Bu düşündükleri uygulayacıyı tanımak için önemli bir test gibi olmalı. Ben bu kişiye güvenebilir miyim? Bu uygulayıcı, katılımcıları ya da danışanını iterek, bir yerlere gitmeye zorlayarak mı yaklaşıyor yoksa sevgi dolu ve şefkatli bir alandan danışanın hızına ve ihtiyacına uyarak mı? Bu kişiye güven hissedebilirler mi? Uygulayıcı kendi varlığıyla şefkatli bir bağlantıda mı? Yeterince farkındalıklı bir insan mı? Bu yöntem hayatımın şu döneminde bana uygun bir yöntem mi? Bunu da gözlemlemek önemli. Ayrıca bu gözlemci/temsilci olarak katılımlar kişiyi aile dizimini ve orada olanı biteni anlamaya hazırlar. Böylece daha uyumlanmış oluruz ve sinir sistemimiz olana bitene, daha güven duyar. Sinir sistemimiz güven duyduğunda orada bize verileni almak da kolaylaşır aslında.


Aile dizimi uygulayıcılarına tavsiyeleriniz nedir?

20 yıllık deneyimimle ilk tavsiyem sadece bir - iki yıllık eğitimle ben bu işi öğrendim diye düşünüp uygulayıcı olmakta acele etmemeleri yönünde... Maalesef bu günlerde çok daha kısa süreli ya da başkasının ders notlarıyla online verilen eğitimler bile var. Eğer zaten insanlarla çalışan bir iş yapan uzmanlıkları varsa (psikolog vs) o zaman bu 1-2 yıllık eğitimleri yaptıkları işe yavaşça entegre edip uygulamaya başlayabilirler ama bu konuda da hızlı gitmeyip alanda olgunlaşmayı beklemeleri de önemli. Dünyada bu konuda çok iyi hocalar var, onlarla çalışma, eğitim alma şansları yaratmaya devam etmeliler. Önceden insanlarla çalışmak konusunda uzmanlığı olmayan kişilerin ise, gerçekten bireysel olarak da çok uzun uzun proseslerden ve eğitimlerden geçmesi çok önemli bu işe başlamak için. İnsan psikolojisini ve ruhunu anlayacak profesyonel farklı eğitim süreçlerinden geçmek temel şart olduğu gibi, aynı zamanda, kendi kişisel yaralarını iyileştiren süreçlerden geçmeleri de elzem. Bert Hellinger der ki; kişi, kendi içinden geçmeyi başaramadığı hiç bir yere danışanını taşıyamaz. Bunu aklımızdan çıkarmamamız lazım. Önce bizlerin bu deneyimlerden geçmesi şarttır ve bu benim yıllardır öğrencilerimize vurguladığım en önemli noktalardan biri. Her konuya aile dizimiyle bakılamayacağını da akıldan çıkarmamak lazım. Haddimizi bilmeli ve bilmediğimiz konulara bilmiyorum deme cesareti gösterip danışanı o konu ile ilgili daha doğru bir uzmana yöneltmeliyiz. Bana göre bir konuda derinleşmenin sonu yok, gelişim durduğunda gerileme başlar. O yüzden kendimizi geliştirmeye devam etmek, yaptığımız işle ilgili süpervizyon alarak karanlıkta kalan yanlarımızı fark etmek ve kendimizi daha da zenginleştirmek de çok önemli.




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.