Hayatta kalma mekanizmamızın bir parçası olabilir; ama insanın tatlı şeyleri sevmek için doğduğu aşikâr. Rahimdeyken bile seviyoruz. Bazı bebekler, gebeliğin 15-16. haftalarında, amniyotik sıvı tatlı olduğunda daha fazla yutarak şekerden hoşlandıklarını gösteriyorlar. Tuzlu tatlara olan eğilim de doğuştan geliyor. Ancak besin tercihlerimizin çoğunluğu öğreniliyor; hatta gittikçe artan sayıdaki araştırma sonuçlarına göre, bu öğrenme süreci, doğumdan önce başlıyor.
Tahminlere göre, 21. haftadan itibaren fetüs, koku ve tat duyularını kullanarak çeşitli tatları ayırt edebiliyor. Philadelphia’daki Monell Kimyasal Duyu Merkezi’nden Julie Mennella, amniyotik sıvının tadı ve kokusu olan kimyasallarla dolu karmaşık bir ‘ilk besin’ olduğunu söylüyor. Çoğu bebeğin kalori almaya başlamasından beş ay önce tat farkındalığının gelişmesi, kulağa mantıklı geliyor; çünkü söz konusu tat olduğunda, aşinalık, yakınlığı besler. Düzenli yineleme ile kendinizi birçok gıdadan keyif alacak şekilde eğitebilirsiniz – ve yaş ne kadar küçükse, nöral yol oluşumu da o kadar kolaydır. Dolayısıyla şu şekilde düşünmemizde bir sakınca yok: Fetüs, rahimde sebze tatmaya alıştığında, bebeği besleyici yetişkin gıdalarına alıştırmak çocuk oyuncağı olabilir.
Sebze aşkı
Mennella tarafından yapılan bir deneyde, katılımcılardan oluşturulan birinci grupta, anneler hamileliklerinin son üç ayı boyunca 3 hafta-haftada 4 kez 300 ml havuç suyu içti. İkinci grupta ise aynı uygulama, emzirmenin ilk iki ayı boyunca sürdürüldü. Kontrol grubu ise havuç suyundan tamamen uzak durdu. Utero ve anne sütü aracılığıyla yüksek konsantrasyonlarda havuca maruz kalan bebeklerin, sütten kesilme döneminde mutlu bir şekilde havuç yedikleri görüldü. Belfast Queens Üniversitesi Fetal Araştırma Merkezi direktörü Peter Hepper’e göre, “Rahimde sarımsağa maruz kalan bebeklerin hayatlarının ileriki dönemlerinde sarımsak tercih etme olasılıkları yüksek oluyor – araştırmalara göre en azından sekiz yaşlarına dek.”
Abur cubur tüketimi
Geçtiğimiz yıllarda yayınlanan bir araştırma ile hamilelikleri sırasında çok abur cubur yiyen annelerin bebeklerinin abur cubur yiyeceklere düşkün olma sebepleri anlaşılmaya çalışıldı. Çalışmada, abur cubur gıdalar, oldukça lezzetli, yüksek derecede enerji içerikli ve besleyici maddeler bakımından zayıf gıdalar olarak tanımlandı. Aşina olmasalar da çocukların bu tatları sevme ihtimalleri yüksek; çünkü doğuştan gelen tercihlerimize hitap ediyorlar. Ancak Avustralya Adelaide Üniversitesi'nden araştırmacıların keşfi şu oldu: Rahim ve anne sütü aracılığıyla abur cubur gıdalarla maruz kalmak, beyin ödül yollarının bunlara duyarsızlaşmasına sebep oluyor – tıpkı uyuşturucu bağımlılarının arzu edilen noktaya ulaşmak adına gittikçe daha fazla dozlara ihtiyaç duymaları gibi. Yani teoriye göre, bu çocuklar, gittikçe daha fazla cipse ya da çikolataya ihtiyaç duyuyorlar. (Not: Deneyler, insanlar değil, fareler üzerinde yapıldı; araştırma hala gelişim aşamasında)
Her şey bitmiş değil
Eğer şu an keşke hamileliğim boyunca o cipslerden uzak dursaydım diye düşünüp pişmanlık yaşıyorsanız, durun. Büyüme sürecinde çocuğun damak zevkini şekillendiren birçok farklı etken var – akran baskısı, bireysel tat duyarlılığı gibi. Bilim adamları, fetal tat öğrenmenin bebeklik ve erken çocukluk dönemleri üzerindeki etkisini araştırmış olabilirler; ama ergenliği ve yetişkinliği değil, diyor Philadelphia Drexel Üniversitesi'nden Nutrisyonel Bilimler'den Prof. Alison Ventura.
“Bu, iyi bir soru: etki, ne kadar güçlü? Ne kadar sürüyor? Zamanla etkiyi zayıflatabilecek olası faktörler neler? Bunun oldukça karmaşık olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur; fetüsken brokoli yemiş olmanız, yetişkinken brokoliye bayılacağınız anlamına gelmiyor.”
YORUMLAR