Tacizin mekanı, çocuğun yaşadığı semttir! (6. Bölüm)
İşte taciz hakkında bilinmesi gerekenler: Tacizciler genellikle orta yaşlı kişilerdir. Çocuk genellikle yaşadığı semtte tacize uğrar. Taciz, sosyal bir hastalıktır ve bulaşıcıdır!
Taciz hakkında yapılan araştırmalar ve tacizcilerin söylemlerine göre bilgiler alt alta sıralandığında ortaya şöyle bir sonuç çıkıyor: Tacizin artmasına engel olmak elimizde!
Büyük bölümü 22-44 yaş arasındaki kişilerden oluşmaktadır. İkinci büyük grup ise 15-24 yaş grubundaki kişilerdir.
Tacizciler genellikle, annesi-babası ayrılmış çocukları, aile içinde ihmal edilmiş çocukları daha kolay ikna edebileceklerini düşünür. Bu yüzden özellikle bu grup çocuklara yönelir.
Tacizin yaşandığı yerler genellikle ev, okul, ev ile okul arası yol gibi çocuğun içinde bulunduğu yakın çevredir. Birçok tacizci, çocuğun kendi bulunduğu semtten uzaklara götürmenin riskli olduğunu, çocuğun evden uzaklaşırken tedirgin olup korkarak etrafı harekete geçireceklerini düşünerek çocuğu güven duyduğu bölgeden çok uzaklaştırmamayı tercih ettiklerini belirtmişlerdir.
Tacizin bir boyutu da sosyal bir hastalık olmasıdır ve bulaşıcılık özelliği taşımasıdır. Her tacizci kendi düşüncelerini paylaşabileceği zayıf karakterli bir başka kişiyi de kendine arkadaş olarak arar. Bu aynı zamanda suç ve sorumluluk paylaşma arayışıdır. Kendisi gibi bir arkadaş bulan tacizci, taciz ettiği çocuğu diğer arkadaşına haber vererek onun da taciz etmesinin yolunu açar. Çocuk tacizcilerinde grup tacizine çok ender rastlanmaktadır. Sosyal bir rehabilitasyon yaşanmadıkça bu bulaşıcılığın önünün alınması hemen hemen imkansızdır.
Birçok tacizci, kendilerinde yaşadıkları ilk duygusal ve zihinsel kaymaların internet ortamındaki kontrolsüz pornografiden olduğunu itiraf etmektedir.
Normal şartlar altında bir babanın kendi çocuğuna karşı cinselliğe ait psikogenetik kapıları kapalıdır. Bu kapı kırılmadan bir babanın kendi çocuğuna tacizde bulunması neredeyse imkansızdır.
Aşırı alkol ve uyuşturucu maddenin sinir sistemine verdiği tahribat bilinen bir gerçektir. Alkolizm ve uyuşturucunun kişinin muhakeme ve algılama yeteneğini yavaşlattığını da hesaba katarsak, düzen içinde çalışmayan bir beynin yönettiği beden sadece taciz değil, başka birçok riski de tetikleyebilir.
Yaşanılan taciz olayında beyinde gerçekleşen bilgi yerleşimi ve hafıza kayıtlarının düzene girmemesi kişide farklı cinsel eğilimleri de beraberinde getirebilir. Bununla birlikte taciz sonrası oluşan ve çocukluk yıllarında sindirilmiş hafızaya kayıt edilen ‘yanlış’ cinsel tercihi yıllarca ‘doğru’ olarak öğrenmiş olmanın verdiği alışkanlığın atılamaması kişiyi eşcinsel bir yaşantıya sürükleyebilir. Böylesi durumlarda kişi, ‘ikinci karakter oluşturma’ yönünde mutlak surette psikolojik destek almalıdır.
Yarın: Cinsel istismar yasasını biliyor musunuz?
Hazırlayan: Fatma Belgin