X

Çocuklar bugünlerde ölümü, doğumu, doğacak kardeşi, kız ya da erkek olmayı, hastalanan büyükanneyi-dedeyi, dünü, bugünü, yarını, yani zamanı yani yaşamı anlamak, ama en çok da korkularını, kaygılarını yatıştırmak, her şeyin yolunda olduğuna kendilerini inandırmak istiyorlar. Çünkü büyüyorlar, hissediyorlar, her gün duyuyorlar, görüyorlar, biz gibi ve bizimle birlikte her duyguyu yaşıyorlar.


"Ölüm ne demek?" diyen bir çocuğa nasıl cevap verilir?

Bugünlerde çocuklar en çok ölüme dair sorular soruyorlar. Nasıl sormasınlar ki? Biz yetişkinler de anlatmak istiyoruz onlara tüm bildiklerimizi. Ama öyle çok şey var ki daha kendimize bile anlatamadığımız.


Okul öncesi dönemde çocuklarla ölüm hakkında nasıl konuşulur?

Ölüm belki de hakkında konuşulması en zor konulardan biridir. Ancak hayatın aynı zamanda kaçınılmaz bir parçası olması nedeniyle bizi onunla ilgili konuşmaya ve düşünmeye zorlar. Çocukların bir kısmı okul öncesi dönemde bu konu hakkında sorular sormaya başlarken bir kısmı ise hiç sormayıp konuşmayabilir, tıpkı biz yetişkinlerde de olduğu gibi. Çocuk bu konunun aile içerisinde konuşulup konuşulamayacağını bir şekilde sezer çünkü sizin yaklaşımınıza göre. Dolayısıyla öncelikle sizin bu konuda konuşmaya hazır hissetmeniz ve “bununla ilgili konuşmakta bir problem yok” mesajını vermeniz önemlidir. Bunu takiben de bir soru sorduklarında dikkat edeceğiniz en önemli detay “varsaymamak”, ne sorduğunu, neyi öğrenmeye çalıştığını ve bu konuda ne bildiğini iyi anlamak ve o sırada neyi soruyorsa ona yönelik az ve öz bilgiyi vermek olmalıdır. Böylece olası yanlış anlamaları, korku ve kaygıları da keşfetme fırsatınız olur.


Çocuklar biz farkında olduklarını düşünmediğimiz zamanlarda aslında yavaş yavaş ölümü tanımaya başlarlar. Okul öncesi dönemdeki bir çocuk en az bir kez sokakta ölmüş bir hayvan görmüş, televizyonda bir ölüm haberi duymuş, bir kitapta ölümden bahsedildiğini dinlemiş ya da oyunlarında ölümü canlandırmış olur. Dolayısıyla ölüm hakkında konuşmalarına fırsat vermek, aslında zihinde henüz sadece adı konmuş ama içi dolu olmayan dosyaya sayfalar eklemeyi sağlayacaktır. Böylece onlara ihtiyaç duydukları bilgiyi verebilir, onları krizlere hazırlayabilir ve üzgün olduklarında onlara daha kolay eşlik edebiliriz.


Ölüm hakkında konuşmakla ilgili anne-babaların başvurdukları iki tür uygun olmayan tutum vardır. Bunlardan biri kaçınmak diğeri ise yüzleştirmektir. Kaçınmak yüzünüzden, sesinizden, duruşunuzdan sizin için bu konunun üzüntü verici bir konu olduğunu hemen okuma üstün yeteneğine sahip ‘muhteşem gözlemcinin’ “eğer annem ve babam bununla ilgili konuşmuyorsa bu kötü bir şey olmalı, en iyisi ben de konuşmayayım’ ya da “ben bu konuda konuşmamalıyım çünkü bu konu anne ve babamı üzüyor” demesine ve etki olarak belki daha çok kaygılanmasına ve size nasıl hissettiklerini söyleyememesine neden olabilir. Unutulmamalıdır ki ‘bilinmeyenin korkusu’ çocuklar için her zaman gerçekle karşılaşmaktan daha zor başedilendir.


Bununla birlikte bir diğer uygun olmayan yaklaşım olan yüzleştirmek, çocukları anlamayacakları ya da bilmek istemeyecekleri bilgilerle karşı karşıya bırakmayı içerir. Hassas konuların hepsinde olduğu gibi bu konuda da çocukları konuşmaya yüreklendirirken kaçınmakla yüzleştirmek arasındaki dengenin iyi kurulması gereklidir.


Çocuklarla ölüm hakkında konuşmadan önce...





















Büyüdükçe zor günler yaşıyoruz ve şu an çocuklara anlatamayacağımız çok şey oluyor hayatta. Anlatmayalım da zaten onları, bırakın bilmesinler bir süre daha. Öyle zamanlarda, anlatamayacaklarımızı sordukları anlarda sadece “YANINDAYIM” diyelim, “ŞU ANI” vurgulayalım ve sıkıca sarılalım onlara…



Uzm. Klinik Psikolog Dr. Hilal Çerçel


Kaynakça: http://www.cc.nih.gov/ccc/patient_education/pepubs/childdeath.pdf#Talking to Children about Death, Clinical Center National Institutes of Health