Bu konuda farkındalık oluşturmak ve ihtiyacı olan kişilerin destek ve tedavi hizmeti alabilmelerinin sağlanması, bu etkinliklerin toplumun tüm kesiminden katılımla gerçekleştirilebilmesi ve mümkün olabildiğince geniş bir kitleye duyurulabilmesi için ‘Türkiye Anne Ruh Sağlığı Farkındalık Birliği’ oluşturuldu. Anneler ve bebeklerinin hayat kalitesini artırmak, doğum öncesi ve sonrası ruh sağlığının önemini vurgulamak ve anne ruh sağlığı hizmet sunumunun niteliği ve ulaşılabilirliği ile ilgili farkındalık yaratmayı amaçlayan Birliğin Koordinatörü Prof. Dr. Nazan Aydın ile anne ruh sağlığını konuştuk.
Beş anneden biri risk altında
Doğum sonrası ilk 6 ayda bir ruhsal hastalığa yakalanma riski yüzde 70’lere varıyor. Depresyon ve anksiyete gibi ruhsal hastalıklar gebelik ve doğum sonrası dönemde kadınların yaklaşık yüzde 20’sini etkiler. Çok sayıda anne ve ailenin bu durumdan etkilendiği söylenebilir. Bir kadının hayatı boyunca psikoz tanısı ile psikiyatri servisine yatırılarak tedavi olma ihtimali doğum sonrası dönemde artıyor.
Östrojen ve progesteron seviyelerinde hamilelik ve doğum sonrasında yaşanan değişimler kadınlarda ruh halinde değişikliklere sebep olabilir. Gebeliğin planlı olduğu ve annenin pek çok açıdan anneliğe hazırlandığı bir süreçte bile doğum sonrası ruhsal hastalığa yakalanma oranları yüksektir. Doğum sonrasında risk altındaki bebek ve ebeveyni tanımak ebeveynin olası ruhsal hastalığı yanı sıra bebeğin davranış ve sağlığına olumsuz etkilerine karşı da koruma imkânı yaratır. Annenin ruhsal hastalığının erken tanısı ve tedavi edilmesi çocuğun gelişimini olumlu etkiler.
Dünyada nasıl ele alınıyor?
2015 yılında İngiltere’de gelecek 5 yıl için gebelik ve doğum sonrası bir yıl içerisinde ruhsal hastalığı olan annelerin bakımı için ayrılan bütçe 280 milyon sterlin.
Pek çok ülkede gebelik ve doğumla ilişkili ruhsal bozuklukların tespiti, eğitimi ve tedavisi için eylem planları mevcut. Özellikle doğum sonrası depresyon için erken tanı ve tedavi öncelikli durum kabul ediliyor. Amerika’da doğum sonrası 6’ncı haftada yapılan rutin tarama sigorta geri ödeme kapsamında değerlendirilir.
İngiltere’de doğum sonrası 4’üncü ayda ebeler tarafından tarama yapılması zorunludur.
Avustralya 2001-2005 yılları arasında Doğum Sonu Depresyonu Araştırma Programı uygulanmıştır.
İsrail Halk Sağlığı Bakanlığı, 2013 Ocak ayından beri Edinburgh Doğum Sonu Depresyon Ölçeği’ni kullanarak hamilelik dönemlerinde (yaklaşık 32 hafta) ve doğum sonrası dönemlerinde (yaklaşık 8 hafta) bütün kadınları taramaktadır.
Ülkemizde maalesef bu konuda yapılan aktif bir faaliyet bulunmamaktadır.
Acı çeken kadınlar
Her 5 kadından 1’i gebelik süresinde veya sonraki ilk yıl içerisinde ruh sağlığı ile ilgili bir sorun yaşıyor. Çoğu bundan kimseye bahsedemiyor ve sessizce acı çekiyor.
Doğum sonrasında ilk haftalarda en ciddi ruhsal hastalıkların ortaya çıkma riski çok yüksektir.
Depresif hastalık gebelik ve doğumla ilgili en yaygın ruhsal hastalıktır.
Depresyon ve anksiyete doğum sonrasında olduğu kadar gebelikte de sık görülür. Anne ve çocuk üzerinde ciddi bir etkisi vardır.
Anne depresyonunun çocuğa etkisi
Gebelik süresinde ve doğum sonrasında yaşanan anne ruh hastalığı çocukta duygusal, zihinsel, sosyal ve fiziksel gelişimi kötü etkilemesi açısından yüksek risk oluşturmaktadır. Bu problemler anksiyete, depresyon, dikkat eksikliği, öğrenmede yavaşlama, okulda kötü performans ve suç davranışları ortaya çıkması riskini artırmaktadır. Çocuklar üzerinde olan bu olumsuz etkiler yetişkinlik yaşına kadar sürebilir.
Kadınların çoğu başkaları ne düşü- necek veya ne yapacak kaygısıyla neler yasadıklarını kimseye anlatmıyor. Başkaları onların zayıf ya da kötü anne olduklarını düşünecekler veya çocuklarını alacaklar diye kaygı duyuyorlar. Bu kaygılar ihtiyaçları olan yardımı ve desteği almalarına engel oluyor.
Birçok kişi doğum sonrası depresyonunu duymuştur fakat obsesif kompulsif bozukluk, depresyon, panik ve hatta psikoz, anksiyete bozukluğu, bipolar bozukluk gibi çok çeşitli ruhsal sağlık problemleri de gebelik sırasında ve doğum sonrasında gelişebilir.
Doğum sonrası intihar, kanserden sonra en sık görülen anne ölümü nedeni
Son 20 yıl içinde gerçekleşen anne intiharlarının çoğu önlenebilir anne ölümleridir. Gebeliklerin yüzde 20 ile yüzde 25’i düşük ya da ölü doğumla sonuçlanır. Bunları takiben annede yas belirtileri ortaya çıkabilir. Bu kadınların bir kısmı doğum sonrası depresyon yaşayabilirler. Prematüre bir çocuk doğurmak ya da bebeğin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde uzun süre kalması da anne ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Babaları da unutmamalıyız. Yaklaşık 10 babadan 1’inde bu süreçte depresyon geliştiği fark edilmiyor. Birçok baba ruhsal sağlık sorunları yaşayan eşlerine yardım edebilmek için çaba sarf ediyor, arkadaşlarının ve ailelerinin desteklerine ihtiyaçları oluyor.
YORUMLAR