X

Okul fobisine dair birçok konuyu Uzman Psikolog Aycan Bulut Konca anlattı.


Okul fobisi nedir?

Çocuklar için ilk sosyalleşme kurumu olan okul, aynı zamanda çocukların ilk korku unsurlarından da biri. Öğrencilerin çeşitli bahanelerle okula gitmek istememesi, okulda huzursuz olması ve bazı hastalık belirtileri göstermesine ‘okul fobisi’ deniyor.


Okul fobisinin belirtileri nelerdir?

Genellikle anneye çok bağımlı bir çocuğun aniden anneden ayrılmasıyla ortaya çıkan bu durum, çocukta mide bulantısı, karın ağrısı ve baş dönmesine neden olur. Bu şikayetlerin genellikle pazar akşamı yatmadan önce ve pazartesi sabahı görülüyor. Eğer anne-baba çocuğun bu durumu karşısında endişelenir ve onu okula göndermezse bu davranış alışkanlık haline gelebilir. Okul korkusuna bağlı olarak çocukta uyku problemleri ve alınganlık görülebilir. Çocuğunuz bir süre sonra okula gitme ve ödevlerini yapma konusunda umursamaz tavırlar sergileyebilir, ilerleyen dönemde okul fobisinin ağırlaşarak depresyona dönüşebilir.


Anne-babanın tutumları çok önemli

Anne ve babanın çocukla olan ilişkisinin aşırı bağımlı olması okul korkusunun nedenlerinden biridir. Çocuğun sürekli endişe duyan bir aile içinde yaşaması, her istediğinin yapılması ve sürekli huzursuz bir aile düzeninde yaşaması okul korkusuna sebep olan başlıca nedenlerdir.

Okul korkusunun nedenleri nelerdir?

Öğretmen baskısı, öğrencinin okul ortamında başaramadığı ya da anlamadığı dersler konusunda eğitmen tarafından aşırı tepki gösterilmesi, uygun olmayan sınıf düzeni, arkadaş çevresinin alay etmesi gibi durumlar öğrencinin okul fobisini geliştirerek depresyona girmesine sebep olabilir.


Okuldan kaçma isteği neden gelişir?

Okuldan kaçma durumunda öğrenci okul korkusu duymaz, herhangi bir şikayet belirtmez fakat saldırgan tavırlar sergiler. Aile içerisindeki huzursuz ortam ve aşırı baskıcı aile kurallarının ve okuldaki eğitmen tutumunun öğrenciyi olumsuz etkilediğini belirtilirken, okulu sevmeme, okuma isteğinin olmaması ve yanlış arkadaşlıkların okuldan kaçmada en etkili sebepler arasında. Ayrıca okulun yakın çevresinde internet kafe, bilardo salonu gibi mekânların bulunması da çocuğa daha eğlenceli gelerek okuldan kaçmasına neden olur.


Ebeveynlere büyük görev düşüyor

Çocuk okul korkusu yaşıyor ve okula gitmek istemiyorsa okula gitmesi sağlanmalı fakat kesinlikle şiddet ve baskı uygulanmamalı. Öğrenci, okul eğitiminin faydaları hakkında açıklayıcı bilgiler verilerek ikna edilmelidir. Aile içindeki bireylerin çocuğa bu konuda yardım etmesi gerektiği belirtiliyor. Anne ve babanın çocukla ilişkisinde aşırı bağımlı bir tutum sergilememesi, çocuğun birey olması için ortak davranışlar içine girmesi gerektiğini vurgulanıyor. Okula giderken anne ve babanın endişelenmesinin çocuğu daha da korkutuyor ve çocuğun okul arkadaşları ile daha fazla zaman geçirmesine yardımcı olması öneriliyor.


Çocuğun okuldan kaçmasını nasıl önleyebiliriz?








Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Arzu Önal, çocukları okula alıştırırken ve okul fobilerini yenmelerine yardımcı olurken sıcak ve içten davranılmasını öneriyor.


Bu yıl okul zilinin çalmasıyla birlikte çocukların hayatında yeni bir dönem başlıyor. Ancak bu yıl diğer eğitim-öğretim dönemlerinden farklı olarak 5,5 yaşını dolduranlar da birinci sınıfa başlıyor. Çocukların anne ve babalarından, kendileriyle ilgilenen aile büyüklerinden ayrılmakta, yeni bir ortama girmekte yaşadıkları sorunlar daha da artacak gibi görünüyor.


Sürekli “korkma” derseniz daha çok korkar!

Korkma, korkulacak bir şey yok’ derseniz, çocuk bunu demek ki korkulacak bir şey var olarak algıladığından bu tür yapma, etme tarzında komutlar içeren cümleler kurmaktan kaçınmalısınız.


Okul korkusuna yapılması gerekenler nelerdir?

Yeni bir ortama girmeye hazırlanan çocuk kendini güvende hissedebilmek için girdiği ortamda neler olacağını önceden bilmek istiyor. Ancak bunu bilebilmesi ve anlayabilmesi amacıyla çocuğa yeterli ve kaliteli zaman ayrılması gerekiyor. Bu korkuyu yenmesi için 6 öneri şöyle








Sakin ve yumuşak bir ses tonuyla konuşun

Tüm bunların yanısıra anne ve babaların çocuklarını sınıfa bırakırken sakin bir ses tonu ve görünümde olun. Çocuklar anne-babalarının ne hissettikleri konusunda duyarlıdırlar ve endişeliyseniz hemen anlarlar. Dolayısıyla güle güle derken içinde bulunduğunuz ruh hali onun feryat figan ağlamasına ya da koşarak mutlu bir şekilde okula yönelmesine etki etmektedir. İçinizden ne kadar üzülseniz de gülümseyin, sakin ve yapıcı ses tonu ile konuşun. Kaygılı ya da mutsuz olduğunuz yüzünüze yansır ise çocuğunuz şöyle bir mesaj alır “Okul / kreş /yuvaya gitmemle ilgili annemi endişelendiren bir şey var, demek ki başıma bilmediğim bir şey gelebilir?" Tüm bu yaklaşımların bazen başarısızlıkla sonuçlanabilir. Bu durumda bir uzmandan destek almak faydalı olabilir. Oyun terapisi, Kognitif davranışçı terapi yöntemleri ve ilaç tedavisi kullanılan yöntemler arasındadır. Bazen tek başına bazen de bu yöntemleri birleştirerek tedavi sağlanmaktadır.


Güvensiz çocuklar daha çok zorlanıyor

Okula başlarken takvim yaşının yanısıra çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimi de okula başlamaya hazır olup olmadığının göstergesi olarak önem taşıyor. Bazı çocuklar daha geç olgunlaşabiliyor, bu durumda okula başlamak için bir yıl daha beklemesi gerekebiliyor. Fakat tutturma ya da kaygı kaynaklı bir isteksizlik ortaya çıkıyorsa bu davranışın üzerine gidilmesi gerekiyor.


Böyle durumlarda yapılan erteleme 2-3 yıl sonra da olsa okula başladığında aynı tepkileri vermesini engellememektedir. Bu durum, daha önce anne-babadan ayrılmayan, ayrılığın edişe verici olduğu duygusu hissettirilen, güvensiz çocuklarda daha sık görülmektedir. Bu çocukların kaygı düzeyi oldukça yüksektir ve ebeveynlerinde de kaygı hali olabilmektedir. Daha önce hiç sorumluluk verilmeyen, aşırı korumacı davranılan ve otonomisini geliştirmesine müsaade edilmeyen çocuklarda daha sık olarak karşımıza çıkmaktadır.


Ablası, abisi olanların işi daha kolay

Tek çocukların mı yoksa kardeşi olanların mı okula başlamakta daha çok zorlandıkları merak edilen sorulardan biri. Bu sorunun kesin bir cevabı olmamakla birlikte evde kendinden küçük bir kardeşinin annesi ile baş başa zaman geçireceğini düşünen çocuklarda okula uyum sağlamanın biraz daha zor. Kendisinden büyük abla ya da abisi olan çocukların, abla ve abisinin okula gittiğini görerek rahatladığı, bu durumun da çocukta okula karşı özendirici bir istek yaratarak, motivasyonunu yükselttiğini vurgulanıyor.

Mesafeli ve kararsız öğretmen çocuğun kaygısını artırabiliyor

Çocuklarda okula başlarken en çok anne-babadan ayrılma, onları bir daha görememe kaygısı çocuklarda ön planda oluyor. Çocuklar kendilerini güvende hissettikleri noktada kaygıları azılıyor, okula uyumları da kolaylaşıyor. Burada anne ve babaların dışında öğretmenlere de önemli görevler düşüyor. Çocuk okula girdiği andan itibaren endişe içinde ve ne olacağını bekler haldeyken, öğretmeni ile ilk teması çok önem taşıyor. Sevecen ve ilgili öğretmen güven duygusu vererek çocuğun adaptasyonunu kolaylaştırırken, mesafeli ve kararsız bir öğretmen güvensizlik yaratarak çocuğun endişesini artırabiliyor. Bu nedenle çocuğun okula ilk başladığı gün veya günler için evden sevdiği bir veya iki oyuncağını getirmesine öğretmeninin izin vermesinin yararlı olacağına, bazı kuralların esnetilmesinin çocuğun okula uyumunda önemli bir destek unsur yaratacağına dikkat çekiliyor. Öğretmen kontrolü anne-babadan alarak her şeyin yolunda ve ne yaptığının farkında olduğunu hem aileye hem de çocuğa hissettirebilmelidir. Öğretmene güvenen anne-baba bunu çocuğuna da yansıtacak ve çocuk da kendisinin güvende olacağına inanacaktır.

Çocuğunuza, bu 4 cümleyi söylemeyin!

Doğru cümleler ve yanlış cümleler hakkında da anne babalara bazı uyarılar:


“Korkma” demeyin!: Eğer annesi çocuğuna korkma diyorsa çocuk açısından bakıldığında korkulacak bir şey olduğu anlamını taşımaktadır. “Korkma iğne hiç acıtmayacak” denildiğinde acıdığı gibi.


“Merak etme ben yan odadayım seni asla bırakmam”: Çocuğun zihnindeki açılımı: “Merak etmelisin, çünkü ben de çok merak ediyorum, eğer izin verirse bu gaddar insanlar, yan odada seni bekliyor olacağım ama ben de emin değilim”.


“Seni asla okulda unutmam / bırakmam ben unutursam baban, teyzen, deden alır seni” : Çocuğun zihnindeki açılımı: “Seni okulda unutma ihtimalim var, olur da o kadar unutkan olursam inşallah seni alan biri çıkar”.


“Okula gitmek ister misin?”: Çocuğun zihnindeki açılımı: Okula gitmeme ve evde bildiğin şeyleri (TV, oyuncak, oyun oynama gibi) devam ettirme hakkın var. Ben senin yerinde olsam bildiğim şeyleri tercih ederdim.

Bu 4 cümleyi söyleyin!