Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Beyin Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan, çocuğun ilk defa ev dışında bir sosyal kuruma gideceği bu dönemde ebeveynlerin çoğunlukla kaygı yaşadığını, bunun da normal olduğunu söyledi.
Ebeveynlerin kendi içlerinde sorduğu “Hangi okulu tercih etsek, öğretmenini sevecek mi, okul hijyeni nasıl, diğer çocuklarla uyum sağlayabilecek mi, ne öğretecekler, uyutacaklar mı, yemek yiyecek mi, arkadaşları onu döver mi, oyun oynamayı başarabilir mi, yemeğini yiyebilir mi, tuvaletini kendi yapamazsa ne olur?” sorularının yanıtlarının çoğu zaman belirsiz olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan, şöyle konuştu: “Bu soruların yanıtlarını bilmemek aileleri ürkütüyor. Eğer aile bu tür sorunlarla çocuğun baş edebileceğine dair bir güven taşımıyorsa, hem çocuk hem aile çocuğun okula gitmesine hazır değil demektir. Eğer çocuk öz bakımını yapıyor, uyku ve yemek saatleri evde de düzenli ve ev dışında da yakın akrabalarında kalmayı daha önce denemiş ise henüz korkuyu bilecek yaşta olmadığı için okul ona eğlenceli gelecek ve aileden sorunsuz ayrılabilecektir.”
Sendromun kaynağı büyükler
Okul sendromunun çocuktan değil ailelerden kaynaklandığını belirten Uzman Psikolog Leyla Arslan, “Aile, çocuğun okulda zarar göreceği, kaybolacağı gibi korkuları yaşıyorsa, çocuk bu duyguları alır ve bir daha eve dönmeyeceğine dair kaygı geliştirir. Çocuk böyle bir kaygı geliştirirse anne ve babasını okulun kapısında bekletir. Bu da çocuğun öğretmeni ve arkadaşları ile kurması gereken duygusal bağı geciktirir. Bu durum diğer öğrencileri de olumsuz etkiler” diye konuştu.
Hangi durumda yardım şart!
Okulun ilk günü her çocuğun sorun yaşadığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Arslan, bir hafta içinde bu durumun değişmemesi halinde bir sorun olduğunu söylemenin mümkün olduğunu dile getirdi. “Eğer bir ay geçtiği halde çocuk, okula isteksiz gidiyor, ağlıyor, her şeye sinirleniyor, yemek yemiyor, ağrı, bulantı, kusma gibi şikâyetler artıyorsa yardım almanın zamanı geldi demektir” diyen Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan, çocuğun kreş ve anaokulunda bu durumu çabuk atlatabildiğini ancak sorun çözülmediği takdirde aynı sorunun ilkokula başlarken de yaşanabileceğine dikkat çekti.
Bazen okulu değiştirmek gerekebilir!
Okula başlama sendromundan bahsetmek için çocuğun fiziksel bir rahatsızlığı olmadığı halde karın ağrısı, bulantı, kusma, uyku düzeninde bozukluk, isteksizlik, alınganlık, sinirlilik halinin görülmesi gerektiğini söyleyen Uzman Klinik Psikolog Arslan, ebeveynlere “Bu durum bazen çok şiddetli ise çocuğu okula vermekte ısrar etmemek, okulu değiştirmek gerekebilir. Ancak okuldan alma sebebi çocuktaki bu davranış değişikliklerine bağlanmamalı ki çocuk böyle davranırsa okula gitmeyeceğini öğrenmesin” önerisinde bulundu.
Ebeveynlere 12 tavsiye
Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan, okul sendromunun aşılması için aşağıdaki önerileri sıraladı:
1- Eve en yakın okul tercih edilmeli.
2- Çocuğu götürmeden önce okulu ve öğretmenini tanıyın ve bilgi sahibi olun.
3- Çocuğu okula götürürken orada neler yaşayacağına dair çok açıklama yapılmamalı. Bu çocuğun kaygı düzeyini artırır. Kısaca “Öğretmenin ve arkadaşların olacak” denilmeli.
4- “Biz seni, sen izin verene kadar bahçede bekleyeceğiz, alışınca bize gitmemizi söylersin”, “Biz yine seni almaya geleceğiz, biz seni hiçbir yerde, okulda da sürekli bırakmayız” gibi açıklamalar yapılmalı.
5- “Sınıfta oturamayız, okul kurallarına uymaz” denilmeli.
6- Sakin ve rahat görünülmeli. Bu çocuğu da olumlu etkiler.
7- İlk günlerde okuldan biraz kalıp “bugün bu kadar” denilmeli ve bu süre yavaş yavaş artırılmalı.
8- Okula gitmezse, evde kalma seçeneği sunulmamalı.
9- Kardeşi doğacaksa, doğumdan 6 ay önce okula alıştırılmalı. Böylece kardeşinin annesini alacağı tehdidi yaşamaz.
10- Mümkünse bir gün anne, bir gün baba sırayla çocuğu almalı.
11- Çocukların okula gitmek istememesinin altında yatan neden araştırılmalı. Bunlar; arkadaşlarıyla sorun yaşaması, kıyafetiyle alay edilmesi, öğretmeninin davranışı, yemekleri sevmeme, uyku istememe vb. olabilir.
12- Okul sendromu yaşayan çocukla duyguları konuşulmalı, ikna edilmeye çalışılmalı ve gerekirse bir uzmandan yardım alınmalı.”
5 adımda okula hazırlayın!
Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Betül Mazlum okula uyumu kolaylaştırmanın 5 yolunu anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
‘Sayılı gün çabuk biter’ misali yaz tatilinin sonuna gelindi. Çocuklar bu uzun dinlenme sürecinde okul dönemindeki disiplinin azalmış olmasının keyfini çıkardı; gece yatma sabah kalkma saatleri değişti, açık havada geçirilen zamanlar arttı, okul zamanı kısıtlanan televizyon, tablet, bilgisayar gibi elektronik aletlerin kullanımı ile ilgili sınırlar da muhtemelen gevşedi. Ancak artık okul vakti. Ders zilinin çalmasına sayılı günler kala pek çok evde okula hazırlık telaşı yaşanırken, bir yandan da pek çok anne baba, çocuklarının okula uyumunu tekrar sağlamanın yollarını arıyor. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Betül Mazlum “Tabi en güzeli, keşke kışın zorlukla kurduğumuz düzeni ve alışkanlıkları yazın tekrar yapılandırırken daha dikkatli olabilsek. O zaman yeniden okula hazırlığa geçmek bu kadar zor bir güç mücadelesine dönüşmez. Ama okul öncesi bu son haftada atacağınız bazı adımlarla okul düzenini yeniden kurabilmeniz mümkün” dedi.
Net mesaj verin
İlk olarak yazın esneyen kuralları tekrar eski haline getirebilmeniz için ilk yapmanız gereken şey ebeveynler olarak ortak tutum sergileyip, çocuğunuza net mesajlar vermeniz. Ebeveynlerin kurallar konusunda çatışmaya düşmemesi veya tutarlı davranması çok önemli.
Uyku saatlerini düzenleyin
Gece çocuğunuzun yatış saatini erkene çekip, sabah da daha erken kalkacağı şekilde aşamalı bir düzenleme içine girin. Çocuğun gece boyunca yaşına göre yeterli süre uyuması; beyin ve fiziksel gelişimi, dikkat ve öğrenme süreçleri için de kritik önem taşıyor. Aksi taktirde dikkati sürdürmede problemler ve bellek sorunları da kaçınılmaz oluyor.
Televizyon ve tablet sürelerini kısıtlayın
Çocuğunuzun televizyon ve tablet başında geçirdiği zamana ne kadar hassasiyet gösterip dikkat etseniz de, yaz aylarında bu zaman dilimi ister istemez genişletiliyor. Ancak artık bu süreyi kademeli olarak geri çekme vakti geldi. Bağımlılık yapma potansiyeli olan ve çocukların sosyal, duygusal, bilişsel gelişimlerine olumsuz etkileri olan bu aletler yerine, çocuklarınızı, gelişimlerini destekleyecek ve düzenli yapabilecekleri spor, müzik, resim, satranç ve benzeri başka faaliyetlere yönlendirme konusunda harekete geçmeniz gerekiyor.
Okul alışverişine birlikte çıkın
Okul alışverişine birlikte gitmeniz, bazı okul gereçlerinin renk ve model seçimlerinde onların görüşlerini alıp, tercihlerine değer vererek imkanlar ölçüsünde yerine getirmeniz okula uyumlarını sağlamada önemli faktörler. Kitaplarını da çocuğunuzla beraber inceleyerek onların hoşlarına gidecek kaplarla, etiketlerle veya sevdikleri kahramanların resimleriyle birlikte süslemeniz aynı şekilde yeni ders yılına hazırlıkta faydalı olacaktır. Çocuğunuz okula yeni başlayacaksa önceden birlikte okulunu ziyaret etmeniz de okula uyum sürecinde olumlu bir başlangıç olacaktır.
Okuma saatleri düzenleyin
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Betül Mazlum “Okul öncesi bu son günlerde her gün düzenli, belli aralıklarla yaşına uygun kitap okuma saatleri yapmanız, o sırada sizin de kitap okuyarak bu etkinliğe katılmanız, daha sonra okuduğunuz kitaplardan aklınızda kalanlar ve çıkardığınız sonuçlar üzerine çocuklarınızla sohbet etmeniz son derece faydalı olacaktır” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR