Anne olmak üzereyseniz veya yeni doğmuş bir bebeğin annesiyseniz, muhtemelen anne ve bebeklerin büyülü, mistik bağı hakkında hâlihazırda birçok şey duymuşsunuzdur.
"Annelerin bebeklerine duyduğu sevgi gibisi yoktur!" derler, böyle büyülü bir kavuşma anını düşündüklerinde çoğu insanın gözleri dolar. Bir annenin sevgisi harika bir şey olsa da, tüm annelerin doğum yaptıktan hemen sonra bebeklerine aşık olmadıklarının ve bu durumun tamamen normal olduğunun farkına varmak çok önemlidir.
Doğum sonrası depresyon farkındalığı konusunda çalışan Postpartum Progress Derneği Başkanı Katherine Stone, bebekle ilk görüşte aşk ile ilgili kendi deneyimini şöyle anlatıyor: "Anneliğin beni değiştirmesi ve ona olan aşkımın ezici olması baskısı çok fazlaydı. Bu bir gecede olmadı ve bunu kabul etmek benim için son derece zordu, öyle ki bunu söylerken bile gözlerimden yaşlar akıyor. Hala aynı hissettiğim için değil, kimse bana bunun olabileceğini söylemediği için, ben de normal olmadığımı düşündüm. Kendime çok kızdım ve resmen kalbimi kırdım. Bebeğimi yeterince sevmediğime ve bende kesinlikle bir sorun olduğuna ikna olmuştum."
Tüm anneler farklıdır
Gerçek şu ki, her kadın hamileliği ve lohusalığı farklı yaşar. Bazı kadınlar ilk bakışta yeni doğan bebeklerine gerçekten aşık olurken, bazı kadınlar da olmaz. Bebeğinize aşık olmanın yanlış veya doğru bir yolu yoktur ve yeni bir annenin hissetmesi gereken son şey, bebeğiyle olan bağından dolayı suçluluk duymasıdır.
Ayrıca kadınların beyinlerindeki bazı kimyasal değişimler de devam eden anne-bebek bağının değişen düzeylerini açıklayan bir faktör olarak ele alınabilir. Yapılan araştırmalar, doğumda ve emzirmede rol oynayan ve aşk hormonu olarak bilinen oksitosinin etkileri hakkında kapsamlı bilgiler sunuyor. Özellikle depresyon veya altta yatan başka psikolojik sağlık sorunları olan kadınların, oksitosin düzeylerinin düşük olabileceğini gösteren kanıtlar mevcut. Oksitosin seviyelerinin düşük olması, emzirme ve anne-bebek bağlanması süreçlerinin çok farklı şekilde ilerlemesine, hatta bazen ilerleyememesine bile neden olabiliyor.
İyi bir ebeveyn olmak için bebeğinizi anında sevmeniz gerekmiyor
Mesele şu ki, bebeğiniz doğduktan (veya onu evlat edindikten) hemen sonra sonra aşık olmayı bekliyor olabilirsiniz, ancak bazen bu gerçekleşmez. Yeni bir bebeği eve getirirken karşılaştığınız o kadar çok zorluk var ki ve bebeğinize hemen "aşık" olmak, iyi bir ebeveyn olmanın şartı değil. Sevginin aşırı duygusal bir şekilde ortalığa saçıldığını hissetmeseniz bile, bebeğinizi hala sevebilir ve çocuğunuza doğru bir şekilde bakım verebilirsiniz.
Henüz yeni doğmuş bebeğinize olan sevginizi tam olarak hissetmiyorsanız veya hamileyseniz ve bu anne bağının bir daha devreye girip girmeyeceğini merak ediyorsanız, paniğe kapılmayın. Anneliği kendi şartlarınıza göre anlamak için kendinize zaman verin ve bebeğinize bakmaya alışmak için biraz daha zamana ihtiyacınız varsa da, kendinizi hırpalamayın.
Kendinize karşı açık ve dürüst olun, kendinize de değer vermeye odaklanın. Bununla birlikte, bebeğinizle uzun süre bağ kurmakta güçlük çekiyorsanız veya kendinize veya bebeğinize zarar vermek gibi başka semptomlar yaşıyorsanız, bu belirtiler doğum sonrası depresyonuna da işaret edebileceğinden, duygularınız hakkında mutlaka doktorunuzla konuşun.
Referanslar:
Chaunie Brusie. "Will I Fall in Love With My Baby Right Away?". Şuradan alındı: https://www.verywellfamily.com/will-i-love-my-baby-immediately-4066019 (30.09.2020)
YORUMLAR