“Annelikle işim olmaz.” diyordum. Çocuklu bir ortamda sorular gelirse, kendimi anne olmak istemeyen bir kadın olarak tanıtıyordum. “Anne olmaya gerek yok. Her kadın anne olmak zorunda değil.” diyordum. Çocuğu olan arkadaşlarıma acıyordum. Bebek bezleriyle, biberonlarla uğraşıyorlardı. Çocuk yüzünden ilişkileri bozuluyordu. Çocukları biraz büyüyünce 2 yaş sendromundan şikâyet ediyorlardı. Okul seçmek için haftalarca dolaşıyorlardı. Onların bu hallerini görmekten sıkılıyordum. Çocuğu olunca uzaklaştığım arkadaşlarım oldu. Hayatlarında başka bir şey yokmuş gibi davranıyorlardı. Ben de annelikten iyice soğudum. “Özgürce gezmek gibisi var mı?” diyordum. Doğaçlama planlara bayılırım. Ya da bayılırdım demek daha doğru. Artık o enerjimin kalmadığını hissediyorum. Arkadaşlarımın çocukları büyüdükçe onlara özenmeye başladım.
Şimdi bir çocuğum olsaydı, onun elinden tutup yürüseydim… Ona bir şeyler öğretseydim. Gezdiğim yerlerin fotoğraflarını gösterseydim. Anlatsaydım. Birlikte bir şeyler yapsaydık. Alışverişe çıksaydık. Bir çocuğum olsa hayatım şu anda çok renkli olabilirdi. Hatta anlamlı…
Pişmanım. Anne olmadığım için pişmanım. Şimdi bir baba adayı bulmam neredeyse imkânsız. 39 yaşındayım. Bu saatten sonra, hem de pandemide kimi bulacağım da çocuğumun babası olacak kadar seveceğim? Son erkek arkadaşımla birlikteyken, anne olmak istediğimi hissetmeye başlamıştım. Ona itiraf edememiştim çünkü beni eskiden beri tanıyordu. Çocuklara mesafeli bakıyorken onu evlenip çocuk yapmaya ikna etmem neredeyse imkansızdı. Zaten ona çok da güvenememiştim. Artık çok geç… Anne olamadım. Anne olamamış kadınlardan biriyim artık. Bu şekilde hayatıma devam etmek acı veriyor.
Şu yaşımda diyorum ki, anne olmayı isterdim. Çocuk yapmadığım için pişmanım. Kendimi boşlukta hissediyorum. Hayatım dönüp dolaşıp aynı şeylerle dolu. Pandemi falan umurumda değil. Çocuğumla eve kapanmaya da razı olurdum sanırım. Evde bu kadar monoton bir hayat süreceğime… Karantinalar daha eğlenceli olabilirdi. Bebek bezleri veya elişi kağıtlarıyla dolu olsa bile…
YORUMLAR