Tek kullanımlık, tek seferlik plastik kapların yan ürünü olan mikroskobik plastik parçacıklar beynimize ulaşıyor ve beyinde eskisinden daha fazla yer kaplıyor. Yeni bir çalışmada, araştırmacılar bu yıl yapılan otopsiler sırasında toplanan beyin dokusu örneklerini inceledi. Ön sonuçlara göre, beyin dokusu gramı başına yaklaşık 4.800 mikrogram mikroplastik bulundu, bu da ağırlıkça %0,5'e tekabül ediyor. Bu, 2016 yılında otopsilerde bulunan beyin dokusu örneklerinde tespit edilen mikroplastik miktarından %50'den fazla daha fazla. Bulgular, mikroplastiklerin çevreden beyne ulaşmasının mümkün olabileceğini öne süren sürüyor ve beynin kirlenmeye karşı özellikle savunmasız olabileceğini gösteriyor.
Icahn Mount Sinai Tıp Okulu'nda Çevre Tıbbı ve Halk sağlığı Profesörü Luz Claudio: "Beyne daha kolay taşınabilen kimyasallar var. Mikroplastikler, bu tür kimyasallar arasında görünüyor” açıklamasında bulundu.
Su şişeleri, makyaj ve giysilerde mikroplastikler
Mikroplastikler, 5 milimetreden (bir silgi boyutunda) 1 nanometreye (bir pirinç tanesinin binlerce katı küçüklüğünde) kadar değişen boyutlardadır. Bu daha küçük mikroplastiklere, nanoplastikler denir. Bu küçük plastik parçacıklar, su şişeleri, makyaj malzemeleri, kişisel bakım ürünleri, giysi ve tekstil ürünleri ve hatta bazı yiyecek ve içecekler dahil olmak üzere çeşitli tüketici ürünlerinde bulunabilir. Vücudumuza soluduğumuz hava, içtiğimiz su ve yediğimiz yiyecekler yoluyla girebilirler.
Mikroplastikler sadece beyinde sınırlı değil; kan, akciğerler, karaciğer, böbrekler ve hatta plasenta dahil olmak üzere çeşitli insan dokularında ve sıvılarında tespit edilmiştir. Ancak beyinde mikroplastik bulunması yeni ve endişe verici bir durum. Özellikle, yeni çalışmalar sırasında birkaç farklı organ incelendi ve beyindeki mikroplastik miktarının karaciğer veya böbreklere göre 7 ila 10 kat daha yüksek olduğunu buldu.
İlginizi çekebilir: Evinizde mikroplastiklerin nerede bulunduğunu biliyor musunuz?
Yeni çalışmanın sınırlamaları var
Araştırma ekibinin belirttiği gibi, çalışmanın bir sınırlaması, beyin dokusu örneklerini incelemek için yaygın olarak benimsenmiş ve rafine edilmiş kimya yöntemleri kullanmamış olmasıdır. Bilim insanları ayrıca her incelenen organdan sadece tek bir doku örneğine baktıklarını, bu da beyin dokusu örneklerinde bulunan mikroplastik miktarının tüm organı temsil etmeyebileceğini kabul ediyorlar.
Yeni bulgular henüz bir tıp dergisinde yayımlanmadı ya da bağımsız olarak hakem değerlendirmesinden geçmedi. Bu da diğer çevre sağlığı uzmanlarının çalışma metodolojisi ve sonuçlarını değerlendirmesine olanak tanıyacak bir süreçtir.
Çevre sağlığı Araştırmacısı Jessica Goddard: “Çalışmanın gücü ve geçerliliği konusunda jüri hala kararsız. Bence bu çalışma bize henüz beyindeki mikroplastik birikim oranını belirlemek ve bunun zaman içinde artıp artmadığını somut olarak tanımlamak için yeterli veri sunmuyor. İkna edici bir hipotez sunuyorlar, ancak kesin sonuçlara varmadan önce daha büyük örnek boyutları ve maruziyetler hakkında daha fazla bilgi ile daha fazla araştırma yapmalıyız" açıklamasında bulundu.
Mikroplastiklere maruziyeti sınırlamak yine de mantıklı
Yeni çalışmanın sınırlamalarına rağmen, insanlar artan mikroplastik maruziyetlerinden endişe duymalı ve risklerini sınırlamak için ellerinden geleni yapmalı.
Smidt Kalp Enstitüsü'de Kardiyolog olan Martha Gulati: "Vücuda bir kez girdikten sonra mikroplastikleri çıkaramayız. Plastik şişelerden, kaplardan içmek ya da yemek yemekten kaçınarak mikroplastiklere maruziyetimizi azaltmaya çalışabiliriz. Plastik torbalar, plastik şişeler ve diğer çok yaygın plastik türlerinin kullanımını azaltarak dünya çapında maruziyetleri azaltabiliriz” açıklamasında bulundu.
Kaynak: Lisa Rapaport. "Tiny Plastic Pieces Are Accumulating in Our Brains". Şuradan alındı: https://www.everydayhealth.com/public-health/tiny-plastic-pieces-are-accumulating-in-our-brains/. (29.08.2024).
YORUMLAR