HT Hayat Anasayfa Otizmlilerin iletişim becerileri farklı mıdır? | Sağlık

Otizm spektrum bozukluğu, genellikle sosyal iletişimde zorluklarla tanımlanıyor. Bu da otistik bireylerin "doğaları gereği" iletişim kurmakta başarısız olduğu yönünde yaygın bir algının oluşmasına neden oluyor. Ancak bilim dünyasında son yıllarda öne çıkan bir bakış açısı, bu algının eksik ve tek taraflı olduğunu savunuyor: İletişim yalnızca bireysel bir beceri değil, karşılıklı bir etkileşim.


Nature Human Behaviour dergisinde yayımlanan ve üç farklı ülkeden 300'ü aşkın katılımcıyla yürütülen yeni bir araştırma, bu anlayışı destekleyen güçlü bulgular sundu. Araştırmaya göre, otistik bireyler kendi aralarında en az otistik olmayan bireyler kadar başarılı bir şekilde bilgi paylaşabiliyor. Asıl iletişim kopukluğu ise, farklı sosyal algılara ve beklentilere sahip bireylerin bir araya geldiği durumlarda ortaya çıkıyor.


Sorun otizmde değil, karşılıklı uyumsuzlukta

Edinburgh, Dallas ve Nottingham üniversitelerinden bilim insanlarının ortaklaşa yürüttüğü çalışmada, katılımcılar altı kişilik gruplara ayrıldı. Bu grupların bazıları tamamen otistik bireylerden, bazıları tamamen otistik olmayan bireylerden, bazıları ise karışık bireylerden oluşturuldu. Her katılımcı, bir hikayeyi bir sonrakine anlatarak bilgiyi zincirleme şekilde aktardı. Araştırmacılar, aktarım sırasında bilginin ne kadarının korunabildiğini ve bireylerin karşılıklı etkileşimi nasıl deneyimlediklerini inceledi.


Sonuçlar çarpıcıydı: Bilgi aktarımının doğruluğu, tamamen otistik bireylerden oluşan gruplarda, otistik olmayan gruplarla aynı düzeydeydi. Diğer bir deyişle, otistik bireyler kendi aralarında etkili bir iletişim kurabiliyorlardı. Asıl zorluk, karışık gruplarda ortaya çıktı. Otistik ve otistik olmayan bireylerin birlikte olduğu gruplarda, hem bilgi aktarımı daha çabuk bozuldu hem de katılımcılar arası etkileşim daha düşük puanlandı.



Anlayış farkı belirleyici olabilir

Araştırma yalnızca iletişim performansına değil, katılımcıların birbirleriyle kurduğu etkileşime ve etkileşim sırasında hissettikleri uyum ve rahatlığa da odaklandı. Bulgulara göre, kişiler karşısındaki bireyin otizm tanısı olup olmadığını önceden bildiklerinde, etkileşim daha olumlu bir deneyime dönüşebiliyordu. Bu durum, iletişimde sadece davranışsal değil, bilişsel beklentilerin ve önyargıların da rol oynadığını gösteriyor.


Araştırmayı yürüten ekip, bu sonuçların otizmle ilgili yaygın önyargıları sorgulamak açısından önemli olduğunu vurguluyor. Otizmin sosyal iletişimde doğuştan gelen bir yetersizlikle tanımlanmasının, otistik bireylerin sosyal ilişkilerde dışlanmasına ve yanlış anlaşılmasına yol açabileceğine dikkat çekiliyor. Bunun yerine, iletişimin karşılıklı bir süreç olduğu ve bireyler arası farklılıkların dikkate alınması gerektiği vurgulanıyor.


Otistik bireyler birbirlerini daha iyi anlıyor olabilir

Özellikle otistik bireyler arasında görülen daha doğrudan ve sade iletişim tarzının, otistik olmayan kişiler tarafından "soğuk" ya da "garip" olarak yorumlanabildiği; ancak otistik bireyler arasında bu tarzın daha rahatlatıcı ve anlaşılır bulunduğu belirtiliyor. Bu da sosyal zorlukların bireysel eksiklikten çok, iki taraflı bir uyumsuzluk meselesi olduğunu düşündürüyor.


Araştırma ayrıca, otistik bireylerin diğer otistik bireylerle birlikteyken kendilerini daha rahat hissettiklerini ve daha açık iletişim kurduklarını ortaya koyuyor. Bu sonuç, hem eğitim hem de sosyal destek sistemlerinin, otistik bireylerin yalnızca “normal” sosyal becerilere adapte olmaya zorlanması yerine, kendi iletişim tarzlarının da tanınması gerektiğine işaret ediyor.


Sosyal beceri değil, sosyal uyum meselesi

Otizm tanı kriterlerinde yer alan “sosyal iletişim bozukluğu” tanımı, bireyin içinde bulunduğu bağlamı çoğu zaman dışarıda bırakıyor. Oysa bu araştırma, iletişimdeki güçlüklerin tek taraflı bir eksiklikten değil, karşılıklı beklentilerin ve anlayış biçimlerinin uyuşmamasından kaynaklanabileceğini gösteriyor. Başka bir deyişle, otizme ilişkin sosyal önyargılar, bizzat o önyargıların yarattığı sosyal ortamda doğrulanıyor olabilir.


Otistik bireylerin, kendi toplulukları içinde güçlü sosyal bağlar kurabildiği ve etkili iletişim geliştirebildiği gerçeği; otizmle ilgili toplumsal bakış açısının yeniden değerlendirilmesini gerektiriyor. Bu perspektiften bakıldığında, asıl ihtiyaç duyulan şey “öğretilmesi gereken sosyal beceriler” değil, farklı iletişim biçimlerine açık ve kapsayıcı bir toplum anlayışı olabilir.



Kaynak: "Study sheds light on how autistic people communicate". Şuradan alındı: https://www.ed.ac.uk/news/study-sheds-light-on-how-autistic-people-communicate.





YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.