Modern dünya gün geçtikçe bizi hem ruhsal hem de fiziksel olarak tüketmeye devam ediyor. Her gün sosyal medyanın reklam algoritmaları yüzünden ihtiyacımız olmayan, belki de evimizde fazlasıyla bulunan ama yapılan reklam ve indirim hilesi ile bizi o ürünü almaya zorunluymuşuz hissiyatı sebebiyle alışveriş yapmaya zorlanıyoruz ve sonucunda evlerimiz birçok gereksiz eşya ile dolup taşıyor.
Bu artış ilk başlarda iyi görünüyor olsa da gün geçtikçe seçenekler arasındaki yaşadığımız kararsızlık, hem zaman kaybına, hem para kaybına hem de gereksiz yere stres ve sıkıntı yaşamamıza neden oluyor. Oysa kendimizi modern hayatın karmaşasından sıyırıp, sadeleşmenin getireceği huzura ve özgürlüğe bıraksak her şey daha iyi olacak.
Minimalist olmak, dışarıdan hiçbir şeye sahip olmamak gibi algılansa da, aslında durum hiç de öyle değil. Minimalist olmak bizi gereksiz şeylere değil, gerçekten işimizi kolaylaştıracak şeylere sahip olmamızı hedefler. Azda ki, çoğu fark etmemizi sağlar. İhtiyaç olana gereken önemi vermemiz gerektiğini öğretir ve herhangi bir şeyi yapmak için birden fazla şeye değil, sadece tek bir şeye ihtiyacımız olduğunu görmemizi sağlar. Minimalist bir yaşan tarzı belirlemek, gereksiz tüketimi azaltarak doğal dengenin korunmasına ve elimizdeki kaynakların verimli kullanılmasına neden olur. Tüketim ve gösteriş odaklı bir toplumda daha çok eşyaya sahip olma hırsı, insanlar arasında rekabet ve stres yaratabilir.
Minimalizm, bu rekabetin yerine dayanışma ve paylaşmayı hedefler. Minimalizmi hayatımızın neresine uygularsak uygulayalım, muhakkak bir faydasını görmüş olacağız. Uzun zamandır konuşmadığımız, yazışmadığımız kişileri rehberden silmek, takip etmekten fayda görmediğimiz sosyal medya hesaplarını takibi bırakmak, gardırobumuzda giymediğimiz kıyafetleri birilerine vermek, hayatımızda ki stres ve karmaşayı yok ederek daha sakin ve huzurlu bir hayat yaşamamıza neden olacak. Minimalist yaşam tarzını benimseyerek, sadece kendimiz için değil, gelecek nesiller için de önemli bir adım atmış olacağız. Gelecek nesillere daha yeşil ve yaşanılabilir bir dünya bırakabiliriz. Fakat bu sadeleşmeyi, bir anlığına ya da birkaç günlüğüne değil, hayat boyu yapmalıyız. Eğer bunu, gerçek bir minimalist olmayı başarabilirsek, daha az stresli, finansal düzenini kontrol altına almış, daha anlamlı ilişkiler kuran, çevre dostu ve yaratıcı bireyler haline geliriz ve her toplumunda böyle insanlara ihtiyacı var. Bizde kendi toplumumuzun minimalisti olalım ve yaktığımız kıvılcımla, tüm topluma ilham olalım.
YORUMLAR