Edutainment ve oyunlaştırmanın yanı sıra İngilizceyi "beşikten" öğrenme alanındaki diğer eğilimler…

Çocuklar için sıfırdan İngilizce öğrenme

Bu teknik, özellikle öğrenci 3 ila 6 yaşları arasındaysa geçerlidir. Bu yaş, derslere başlamak için en iyi yaştır. Yabancı dil konuşmanın derinine inmek daha kolay ve rahattır. Öğrenci aynı anda iki dil öğrenir ve gelecekte İngilizceyi ana dili seviyesinde ve mükemmel telaffuzla konuşma şansına sahip olur. "İngilizce" ile ilk tanışma 8 yaşında gerçekleşirse, ne yazık ki iki dilli olma fırsatı sıfıra düşüyor. Öğretmen Amy Krolevetskaya konu ile ilgili şu ifadeleri kullandı: “Evrensel dijitalleşme, bilginin paketlenme ve sunma şeklini değiştiriyor. Günümüzde popüler olan oyunlaştırma, bir çocuğu büyülemenin iyi bir yoludur. Yöntemin özü, çocuğun normal oyun formatında yeni bilgiler almasıdır. Aynı anda iki etki elde ediyoruz: Rekabeti teşvik ediyoruz (her türlü test ve bilgi yarışmaları yardımcı oluyor) ve doğru davranışı pekiştiriyoruz. İnteraktif ders, içeriği pasif bir şekilde özümsemenin (çizgi film izleme, şarkı dinleme vb.) aksine çocuğu bir diyaloğa dâhil eder. Çocuk ne kadar küçükse, öğretmenin dikkati üzerine çekmesinin o kadar zor olduğunu ve bu nedenle, daha fazla aktivitenin olması ve daha sık değişmesi gerektiğini dikkate almak önemlidir."

Oynamak ve hata yapmaktan korkmamak

Oyunlardan öğrenilecek çok şey var. Ebeveynler, eğitimciler ve psikologlar, kötü değerlendirilme korkusunun süreçten neşeyi, yaratıcı düşünmeyi ve deneme isteğini azalttığı konusunda hemfikirdir. Aynı zamanda, oyunlarda "cezalar" yoktur ancak başarı için teşvik vardır - başarı, statü, mücevher gibi her türlü materyal motive eder. İlginç bir gerçek şu ki: Erken oyunlaştırmanın bir örneği bilgisayar oyunu "Mayın Tarlası". Microsoft başlangıçta bu oyunu kullanıcılara fare kullanmayı öğretmek için oluşturmuştur. Fare o zamanlar, yeni, alışılmadık bir ara yüzdü…

VR – Eğitimde sanal teknolojiler

Eğitim yeni teknolojiler sayesinde daha etkileşimli hale geliyor! Örneğin, VR teknolojileri görsel bilgilerin özümsenmesini kolaylaştırır ve herhangi bir yaş aralığındaki çocuğun ilgisini çekebilir. İngilizce konuşan rehberler eşliğinde müzelerde sanal bir yürüyüşe ne dersiniz? Yürüyüş sırasında, öğrenci alana dikkatlice bakabilir, nesneleri ve iç mekânları inceleyebilir, onları 360° döndürebilir ve duygularını öğretmenle paylaşabilir. Alternatif olarak, Londra'ya, Paddington Bear'in ana vatanına veya gişe rekorları kıran "Yüzüklerin Efendisi’nin çekim yeri olan Hobbiton'a seyahat edin. Sanal gezi sırasında sürece hemen hemen her çocuğun katılımı maksimum düzeydedir.

İletişimsel metodoloji: Eğitimin altın standardı

Modern eğitim yaklaşımları çeviri yöntemlerini desteklememektedir. İletişimsel yöntem - öğretmenin öğrencinin ana dilinde tek kelime bile konuşmadığı yöntem - 1960'larda ortaya çıktı ve dünya çapında yaygınlaştı. Son on yılda, teknik rafine edilmiş ve geliştirilmiştir. Bu tekniğin etkinliği, birden fazla nesil öğrencinin çalışmasında bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bir çocuk dili doğrudan iletişim için kullanırsa daha iyi öğrenir. İdeal olarak, ders ana dili İngilizce olan biri tarafından verilmelidir. Bu durumda bir şeyi Türkçe sormak mümkün olmayacaktır. Cümle kalıplarının düşünmeden tekrarlanması, kelimeleri öğrenebilen, kolayca tekrarlayan, ancak konuşmanın kendisini üretmeyen bir "papağan etkisine" yol açar.

Bir çocuk için öğretmen nasıl seçilir?

“Bir çocuğa İngilizce öğretmeye nereden başlamalı?” Bu soruya şöyle yanıt verilebilir: Onun için bir öğretmen seçin (tabii ki, çocuğunuza sıfırdan kendi İngilizcenizi öğretmeyi planlamıyorsanız). Ana dili İngilizce olan kişilerle dersler, online eğitimin gelişmesiyle daha erişilebilir hale geldi. Ancak burada da akıllıca seçim yapmak önemlidir. Diploma sahibi olmak ve İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamak, çocuklarla çalışma becerisini garanti etmez. Yeni bir öğrenciyle çalışmaya başlayan iyi bir öğretmen, psikolojik engeli kolayca aşar, küçük bir öğrenciyi kendisine uygun bir şekilde (oyun vb.) motive eder, ders süresi boyunca odaklanmasını sağlar. Bu arada, ders süresi önemli olduğundan, gelecekte öğretmeni ile de tekrar değerlendirmelisiniz. Farklı yaşlardaki çocuklarda mümkün olan maksimum konsantrasyon süresi ile ilgili çalışmalar vardır:

• 6 yaş: 21 dakika

• 7 yaş: 23 dakika

• 8 yaş: 28 dakika

Bir saat çok zor gelecektir. Öğrenci, kendisi için uygun olduğundan daha uzun süre iletişim kuramayacak ve bilgiyi verimli bir şekilde algılamayı bırakacaktır. Ders sonrası çocuğu gözlemleyin. Çaba ve devam etme isteği başarılı bir eğitimin önemli göstergeleridir.

"İlginç olan şeyi yüzünden anlayabilirsiniz"

Sonuçlara yönelik online okullarda, öğretmenin öğrencinin motivasyonu için nasıl çalıştığına, konsantrasyonunu nasıl izlediğine dikkat edilir. Bu amaçla dijital çözümler geliştirilmekte ve kullanılmaktadır. Örneğin, video ve ses tanıma ve analiz. Öğrencinin ders sırasındaki ruh hali, zamanla ilgisizlik belirtilerini yakalamak için okunur, bu da materyalin özümsenmesini olumsuz yönde etkiler. Çocuğun davranış senaryolarının analizi yapılır, her durumda tavsiye edici modeller inşa edilir. Bu, eğitimin kişiselleştirilmesi ve geleceğidir.