Çocuk, ana dili İngilizce olan öğretmeni ilk derste bile anlayacaktır. Bunun için her şeye sahiptir! Bundan neden bu kadar eminiz? Anlatıyoruz…

Yaş avantajı

"Bu bir burun, bu bir ağız”. Birçok anne çocuğuna konuşmayı bu şekilde öğretir. İlk başta, karşılık olarak sadece mutlu bir şekilde bir şeyler mırıldanır ancak çok az zaman geçer ve çocuk kelimeleri tekrar eder ve onları cümlelerde kullanır. Eğer anne ona gözlerinin ve yanaklarının nerede olduğunu İngilizce olarak açıklasaydı, bunu öğrenirdi. Bunun nedeni, küçük çocukların sezgisel olarak dilin mantığını hissetmeleridir. Konuşmak için ismin nerede olduğu ve sıfatın nerede olduğu gibi kurallara ve bilgilere ihtiyaçları yoktur. Bebeği başka bir ülkeye götürürseniz, birkaç ay içinde bir başkasının konuşmasına bir yerli gibi hakim olacaktır. Bir çocuk ana dili İngilizce olan biriyle iletişimde olduğunda, çok az veya hiç bilgi olmasa bile hızlı bir şekilde anlamaya başlayacaktır, çünkü beyni böyle çalışır. Science Direct'e göre, en ideali 10 yaşa kadar yabancı dil öğrenmektir. Daha sonra, başkasının konuşmasını "özümseme" yeteneği kaybolur ve çocuk için dil öğrenme daha zor bir hal alır.

Sadece basit kelimeler

Annenin çocuğa konuşmayı nasıl öğrettiğine geri dönelim. Öğretmen çocuğu aynı prensipte İngilizce ile tanıştırır. Karmaşık cümlelerle konuşmaz, anlamak için özel bilgi gerektirmeyen basit yapılar ve kelimeler kullanır. Eğer öğretmen "Benim adım Jack" derse ve ortaya çıkarsa ve sonra "Adınız nedir?" diye sorarsa ve çocuğu işaret ederse, adının ne olduğunu sorduklarını kesinlikle anlayacaktır. Yeni kelimeler öğrenmeye her zaman resimler eşlik edecek ve böylece çocuk ne olduğunu rahatlıkla anlayacaktır. Sonra onları konuşmada kullanmaya başlayacak ve öğretmenin daha önce söylediği cümlelere yerleştirecektir.

İşaretler anlamaya yardımcı olur

Çocuğun kendisinden tam olarak ne istendiğini anlaması için, nitelikli bir öğretmen çocuğun ana dilini kullanmaz, ancak işaretler yardımıyla yapılması gerekenleri gösterir ve bu eylemi İngilizce olarak ifade eden kelimeyi konuşur:

Bir şey okuması gerekiyorsa, kitabı açıp "read" der,

Bir şeye bakması gerekirse, işaret parmağı ile gösterir,

Çocuğun bir şeyi işaretlemesi gerektiğinde, daire gösterip "circle" der,

Elini kulağına götürerek, çocuğa dinlediğini gösterir,

Mimikler, çocuğun bir kelimenin ne anlama geldiğini anlamasına yardımcı olur. Örneğin, "Are you happy?" diye sorarken gülümserseniz, çocuk sezgisel olarak "happy"nin zevk, neşe, mutlulukla ilişkili olduğunu anlar. Öğretmenin işaretleri, hareketleri, mimikleri sayesinde çocuk ne yapacağını anlar. Ana dili İngilizce olan birinin konuşmasını algılamada sorun yaşamaz ve yeni kelimeler ile yapılar öğrenir.

Oyun algıyı kolaylaştırır

İngilizce konuşan yetkin bir öğretmen oyunlar aracılığıyla her zaman bir sınıfın dikkatini yakalayacaktır:

Çocuk, kendisinden ne istendiğini anlar ve çalışılan kelimeleri aktif olarak kullanır, çünkü bu eğlencenin bir parçasıdır.

Favori oyuncaklar veya parmak kuklaları sınıfa katılabilir - böylece utangaç bir çocuk bile rahatlayacak ve sınıfa aktif olarak katılmaya başlayacaktır. Ayrıca ne yapılması gerektiğini daha iyi anlamasına yardımcı olurlar. Örneğin, öğretmen oyuncağa bir görev verir, oyuncak ile onu yapmaya başlar ve çocuk tekrar eder.

Çocuk henüz "zorunluluktan" nasıl hareket edeceğini bilmiyor ve dikkatini çekmenin tek yolu aktiviteyi eğlenceli bir oyun haline getirmektir.

Henüz korku ve dil engeli yok

Küçük çocukların henüz korkuları ve şüpheleri çözmek için zamanları yok. Beş yaşındaki bir çocuk şöyle düşünmüyor:

- Hayır, öğretmenime anlamadığımı söylemeyeceğim, yoksa aptal olduğumu düşünecek.

- Sessiz kalacağım, ya da bir şeyler yapacağım ve bana gülecekler.

Bu nedenle, çocuğun ana dili İngilizce olan birini anlaması ve onunla iletişim kurması daha kolaydır. Korkmadan sorar veya anlamadığını gösterir ve tekrarlaması gerekir. Eğer öğretmen her şeyin yolunda olduğunu anlamalarını sağlarsa ve çocuğun her şeyi anlayıp anlamadığını kendisi açıklarsa, bu utangaç çocuklarda bile işe yarar.