Bu içerik Çocuk, Yetişkin ve Aile Terapisti Psikolog Ayben Ertem tarafından kaleme alınmıştır.
Çocukların iç dünyasını anlamak ve onlarla sağlıklı bir iletişim kurmak, hem ebeveynlerin hem de eğitimcilerin en temel ihtiyaçlarından biridir. Bunu gerçekleştirebilmek için çocuklarla kurduğumuz ilişkiyi güven ve samimiyet temeline oturtmamız gerekir. Size çocukların duygularını anlamaya çalışmanız ve onlarla doğru iletişim kurmanız için bazı önerilerim olacak.
Güven ve samimiyet ortamı oluşturmak
Samimi bir ilgi göstermek: Çocuğa koşulsuz sevgi ve ilgi göstererek, size her konuda rahatça gelebileceği bir ortam hazırlayın. Onunla geçirdiğiniz zamanın “kaliteli” olması (telefon, TV vb. dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak, ortak bir etkinlik veya sohbet şeklinde) çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar.
Dinlediğinizi göstermek (Aktif dinleme): Çocuğun anlattıklarını sadece duymak değil, gerçekten dinleyip doğru tepkiler vermek çok önemlidir. Örneğin, onunla göz teması kurarak konuşun, başınızı sallayarak veya kısa geri bildirimler (“Anlıyorum”, “Hmm”, “Gerçekten mi?” vb.) vererek anlattıklarını önemsediğinizi gösterin.
Olumsuz duyguları kabullenmek: Çocuğun sadece olumlu değil, olumsuz duygularını da ifade edebilmesine izin verin. Korkmak, utanmak, öfkelenmek, üzüntü hissetmek gibi duyguların doğal olduğunu ve herkesin zaman zaman yaşayabileceğini ifade edin. Bu, çocuğun duygularını bastırmamasına ve sizinle paylaşmasına yardımcı olur.
Soru sorma şeklinin önemi
Açık uçlu sorular sormak: “Evet”/“Hayır” ile cevaplanabilecek sorulardan kaçınmak, çocuğa duygularını daha detaylı ifade etme fırsatı sunar. Örneğin:
“Bugün okulda en çok hangi an seni mutlu etti?”
“Arkadaşlarınla oynarken en çok ne hoşuna gitti?”
“Bu aralar seni endişelendiren ne var?
Empati kurmaya yönelik sorular: Çocuğa, “Bu durumda sen olsan nasıl hissederdin?” gibi sorular sorarak onun yaşadıklarını anlamaya çalışabilirsiniz. Bu tarz sorular, sadece sizin çocuğu anlamanız için değil, çocuğun da kendi duygularını fark edebilmesi açısından önemlidir.
Duygularını ifade etmeyi kolaylaştıran sorular: Çocuğun sözlü anlatımı zayıf olabilir. Bu durumda, ona soruları örnek veya seçenek sunarak yönlendirebilirsiniz. “Şu an sence kendini üzgün mü hissediyorsun yoksa biraz kaygılı mısın?” gibi ikili veya üçlü duygu seçenekleri sunmak çocuğun kendi hislerini daha iyi yakalamasını sağlayabilir.
İletişim yöntemlerini çeşitlendirmek
Oyun terapisi veya oyunla iletişim: Çocuklar için oyun, kendilerini en rahat ifade ettikleri alandır. Oyun oynarken gösterdikleri davranışlar, seçtikleri oyuncaklar, rolleri paylaşmaları vb. onların iç dünyası hakkında ipuçları verir. Örneğin:
- Rol yapma (drama) oyunlarında hangi rolleri seçiyorlar?
- Hikâye anlatırken karakterlere nasıl duygular yüklüyorlar?
Resim yapma ve sanatsal faaliyetler: Çocuğun çiziminde kullandığı renkler, çizim tarzı, temalar (ev, aile, doğa, korkunç karakterler vb.) hakkında konuşarak neler hissettiğini veya nelerden hoşlandığını öğrenebilirsiniz. “Çok farklı renkler kullanmışsın” gibi yorum yapabilir veya çizdikleri hakkında “Burası ne anlama geliyor?”, “Burayı çizerken nasıl hissediyordun?” gibi sorular sorabilirsiniz.
Hikâyeler, masallar veya kitaplarla iletişim: Birlikte kitap okuyup hikâye kahramanlarının duyguları üzerine konuşmak, çocuğun kendi duygularını benzer örneklerle ifade etmesine yardımcı olur. “Sence bu karakter neden üzgün olabilir?” gibi sorular çocuğun empati duygusunu ve ifade becerisini geliştirir.
Duygu paylaşımını destekleyen yaklaşımlar
Modelleme (Örnek olmak): Çocuklar en iyi yetişkinleri gözlemleyerek öğrenir. Kendi duygularınızı uygun şekilde ifade etmeniz, çocuğun da aynı şekilde duygularını açmasına yardımcı olur. Örneğin: “Ben bugün işe giderken biraz endişeli hissediyordum, çünkü önemli bir toplantım vardı,” gibi. Böylece çocuk, endişe gibi duyguların herkes tarafından yaşanabileceğini ve ifade edilmesinin doğal olduğunu fark eder.
Pozitif geri bildirim vermek: Çocuğun duygularını ve düşüncelerini paylaştığında gösterdiği çabayı takdir edin. “Duygularını paylaştığın için teşekkür ederim,” gibi ifadeler kullanmak, çocuğun kendini değerli hissetmesine katkı sağlar. Bu, paylaşımın devamını da teşvik eder.
Eleştiri yerine anlayış göstermek: Çocuğun ifade ettiği düşünce veya duygu size mantıksız gelse bile, hemen yargılayıcı ya da düzeltici yaklaşmayın. Önce onu anladığınızı dile getirin, sonra kendi fikirlerinizi uygun bir dille anlatın. “Bazen herkes böyle hissedebilir, anlıyorum,” diyebilirsiniz.
Net ve anlamlı cevaplar almak için ipuçları
Zaman seçimi: Çocukla konuşmak için uygun bir an yaratın. Özellikle çocuğun rahat, güvende ve sakin olduğu, ilgiye açık olduğu zaman dilimleri (yatmadan önce, birlikte oyun oynarken, yürüyüş yaparken vb.) tercih edin.
Kısa ve net anlatım: Yetişkinler bazen uzun ve karmaşık cümleler kurarak çocukları sıkar veya konudan kopmalarına neden olur. Çocuğun seviyesine uygun, sade ve net cümleler kurmaya dikkat edin.
Tekrar soruları: Çocuk bazen bir soruyu hemen cevaplamak istemeyebilir veya duygusunu açması zaman alabilir. Ona düşünmesi için zaman tanıyın, isterseniz daha sonra benzer bir soruyla tekrar yaklaşabilirsiniz. Israrcı olmadan, nazikçe hatırlatmak işe yarar.
Örnek soru ve iletişim cümleleri
“Bugün seni en çok mutlu eden olay/kişi neydi?”
“Bugün arkadaşların/öğretmeninle seni üzen bir olay yaşadın mı?
“Bir süper kahraman olsaydın hangi güce sahip olmak isterdin ve neden?”
“Şu anda kalbinde hangi duygular var gibi hissediyorsun?”
“Bazen sana zor gelen durumlar oluyor mu? Oluyorsa, en zoru hangisi?”
“Beraber oynadığımız oyunda en çok hangi bölüm hoşuna gitti?”
“Kendini en mutlu hissettiğin yer/kişi neresidir ve neden?”
“Eğer sihirli bir değnek olsaydı, bugün neyi değiştirmek isterdin?”
Bu tür sorular, çocuğun gün içinde yaşadıklarını, duygularını ve düşüncelerini yansıtmasını kolaylaştırabilir.
Çocuğun iç dünyasını anlamak sabır, zaman ve ilgi gerektirir. Onun duygularına ve düşüncelerine değer verdiğinizi net bir şekilde göstermeniz, eleştirel tutumlardan kaçınmanız, soru sorma ve dinleme becerilerinizi geliştirmeniz fayda sağlar. Tüm bu süreçte, güvende ve sevildiğini hisseden çocuk kendini ifade etmeye daha yatkın hale gelecektir. Unutmayın ki her çocuk özeldir; her birinin gelişim hızı, ilgi alanları ve duygusal tepkileri farklı olabilir. İyi bir gözlem, tutarlı ve şefkatli iletişim sayesinde çocuğunuzun iç dünyasına dair daha doğru bir anlayışa ulaşabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Mutlu çocuklar yetiştirmenin anahtarı
YORUMLAR