Doğum kontrol hapları, gebelikten korunmak için en yaygın kullanılan yöntemlerden biri. Mevcut ilaçların yan etkileri bazı kullanıcıları olumsuz etkileyebiliyor ve son yıllarda yapılan araştırmalar, bu hapların uzun vadede tüm kullanıcılar için negatif etkileri olabileceğini ortaya koyuyor. Buna göre birçok kadın, hap kullanmayı bırakarak alternatif doğum kontrol yöntemlerine yönelmeyi seçerken, bazıları çeşitli nedenlerden ötürü ilaç kullanmaya devam etmeyi tercih ediyor.
Kadın sağlığı uzmanı Dr. Jolene Brighten, bilinçli kullanıldığı takdirde doğum kontrol haplarına devam etmenin de sağlıklı yolları olabileceğini söylüyor. Kalp sorunları, enflamasyon, hormonal dengesizlikler ve bağırsak sağlığının olumsuz etkilenmesi gibi durumlara karşı korunmak için Dr. Brighten bu yöntemleri öneriyor:
1- Hormonlarınızı dengeleyin
Doğum kontrol hapının doğal cinsiyet hormonlarımızı baskılarken tiroid hormonları, insülin ve stres hormonu olarak bilinen kortizolun da bu durumdan etkilendiği biliniyor. Beslenme şeklimiz, ilacın yan etkilerinden ne kadar etkileneceğimizi doğrudan etkiler. Fazla şeker, rafine karbonhidratlar, alkol, endüstriyel et ve süt ürünleri tüketmek, östrojen ve diğer tüm hormonların dengesiz çalışmasına neden olur. Stres, kötü çevresel şartlar ve hormonları etkileyen kimyasallara maruz kalmak da bu dengesizliği destekler. Buna karşın sebze, sağlıklı yağlar ve bolca lif ağırlıklı beslenmek, doğum kontrol haplarının neden olduğu hormonal dengesizliği azaltmak için önemlidir. Tohum rotasyonu yöntemi ile de adet döngülerinizde görev alan hormonlarınızı desteklemek mümkündür.
2- Enflamasyonu azaltın
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, doğum kontrol hapı kullanmak enflamasyon miktarını gösteren CRP seviyelerinin ve dolayısıyla kalp hastalıkları riskinin de artmasına neden oluyor. Vücuttaki genel enflamasyonu azaltmak, ruh sağlığını iyileştirmek, adet dönemlerinde yaşanan sancı, ağrı ve yorgunluk gibi belirtileri hafifletmek için de önemli. Hormonları dengelerken antienflamatuar etkisiyle de vücudu güçlendiren sağlıklı yağları beslenmenize dâhil etmelisiniz. Omega-3 yağ asitleri içeren yabani balıklar ve keten tohumu tüketebilirsiniz. Yediğiniz her şeye zerdeçal ilave etmek de enflamasyona karşı harika bir alışkanlık olacaktır. Takviye olarak almayı düşünürseniz doğrudan Omega-3 veya zerdeçal kapsülü almayı düşünebilirsiniz.
3- Stresle baş edin
Araştırmalar aynı zamanda doğum kontrol haplarının ‘hipotalamik pituiter adrenal’ dengesini bozarak stres hormonu olan kortizol salınımının da artmasına neden olduğunu ortaya koyuyor. Bu yüzden ilaç kullanırken stresle baş etmek için daha çok özen göstermekte fayda var. Dr. Brighten, meditasyon, dua, mindfulness uygulamaları, masaj, akupuntur ve kişisel bakım da dahil, stresinizi azaltan ne varsa, elinizden geldiğince günlük rutininize dahil ederek stresinizi azaltabileceğinizi ve bunun doğum kontrol haplarının psikolojik yan etkilerine karşı önemli bir koruma sağlayacağını söylüyor.
4- Besin takviyeleri alın
Başka bir araştırma, doğum kontrol haplarının vücudumuzdaki besin depolarını boşaltabileceğini gösteriyor. Folik asit, B, C ve E vitaminleri, magnezyum, selenyum ve çinko kaynaklarımızı gözden geçirmekte fayda var. Dr. Jolene Brighten, en azından Omega-3 yağ asitleri ve ekstra magnezyum içeren bir multivitamin kullanımını öneriyor.
5- İyi uyuyun
Dr. Brighten’a göre her gün en azından 7 saat uyumuyorsak, hormonal dengemizle vedalaşmamız gerekir! Menstrual döngüyü etkileyen hormonlar uyku düzenimizden doğrudan etkilenir. Hormonal sistemimizin doğru bir şekilde işleyebilmesi için iyi bir gece uykusu şart.
6- Karaciğerinize dikkat edin
Karaciğer, vücudumuzun detoks organıdır. Artık ihtiyacımız olmayan hormonları uzaklaştırmamızı da sağlar – doğum kontrol haplarından aldığımız sentetik hormonlar da dâhil. Karaciğerin bu önemli görevini desteklemek için her gün sebze ve lifli gıdalar tüketmek önemli.
7- Bağırsaklarınıza özen gösterin
Doğum kontrol hapları, bağırsaklarımızdaki doğal florayı da etkileyerek dolaylı olarak zararlı bakteri ve mantarların üremesine neden olabilir. Aynı zamanda enflamasyona da neden olduğu için, bağışıklık sistemini etkiler ve bu durum da bağırsaklara zarar verir, sızdıran bağırsak sendromuna bile neden olabilir. Probiyotik tüketmek, L-glutamin ve omega-3 yağ asitleri almak, sağlıklı bağırsaklar için de önemli.
YORUMLAR