Cafegrafin tekniği ile değişik bir sanat akımı başlatan Ebru Yolver, bu teknikle birçok kişinin kısa zamanda ilgisini çekti. Ağırlıklı olarak akrilik ve suluboya çalışan Yolver, yaratıcılığını sonuna kadar kullanarak yeni keşifler arayan sıra dışı bir ressam. Belirli bir kalıba bağlı olmadan özgürce çalışan Yolver, birçok sanat disiplinini beraber harmanlamayı seviyor. Aslında kendisi hem ressam hem de tasarımcı. Ayrıca 2018 Business Channel Türk TV kanalı tarafından “Mesleğinde Bilirkişi Ödülü”nü almış. Karma ve solo sergileri bulunmakta. Pandemi biterse sanat projelerinin görünür hale geleceğine inanıyor. Ufak bir detay paylaşalım. Kendisi sürrealizmden büyük keyif alıyor ve Dali hayranı olduğunu içtenlikle dile getiriyor. Dali’nin mücevher ve mobilya tasarımlarının da satırlara yansıması söyleşiye renk kattı. Keyifli söyleşi için teşekkürler.
Zamanında yeni bir çığır açarak kahveli resimler yapmaya başladınız. Bu yolculuğunuz nasıl başladı ve sizin için kahvenin ne gibi bir alamet-i farikası vardı¬? Kahve dışında şu an aklınızda başka bir yenilik var mı?
Evet, kahve ile resimler yapmaya 2001-2002 yılında başladım ve ilk sergi açan kişi oldum. Basında da çok yer aldı o dönemde. Kahvenin serüveni çok keyifliydi. Tasarım eğitimi de aldığım için, farklı malzemeleri denemek hoşuma gidiyor. Yaşamım boyunca yenilikler ve denemeler devam edecek.
Sizce kahve dışındaki başka tekniklerle resim yapılabilir mi? Gerçek ve etkili sanat için ne gibi farklılıklara yelken açmak gerek? Sanatta özgür olmak için sizce neler yapılmalı?
Tabii ki yapılabilir. Bence malzemenin ve fikirlerin sonu yoktur. Sanatta özgür olmak; anlatmak istediklerini malzemeleri, teknikleri özgürce ve kendince ifade edebilmektir. Sanatçı; değişik, farklı malzeme ile oynamayı severse çalışmalarında da sürekli değişikliklerle kendine özgürce oynayabildiği rahat anlatımlı eserler ortaya çıkar.
İlham aldığınız sanat akımları var mı, yoksa tamamen içgüdülerinize dayanarak belli bir kalıp içerisine girmeden özgürce mi resim çiziyorsunuz?
Her sanatçı özgürdür, özgürce anlatımlar yapmayı sever. Ama sevdiği veya etkilendiği akımlar da olabilir tabii. Sürrealist anlatımları, soyut ile figüratif karışımları seviyorum. Dali hayranıyım; Deli’nin eserlerine büyük hayranlık duyuyorum. Ayrıca onun da mücevher, mobilya vb. tasarımları olması da kendime çok yakın hissettiriyor.
Gördüğüm kadarıyla soyut çalışıyorsunuz ve birçok rengi bir arada kullanıyorsunuz, renkler size ne ifade ediyor? Karışık teknikleri bir arada kullanmak zor mu? Bu karışık tekniğe yaklaşım nasıl?
Evet, soyut anlatımları seviyorum. Karışık teknik de çalışması keyifli tekniklerden. Anlatımlarımda birçok tekniği karıştırmayı seviyorum. Renklerde anlamları, verdiği duygu etkileşimleri ile eserleri kuvvetli hale getiriyor diye düşünüyorum.
Resimlerinizde insanı düşündürterek onlara yeni anlamlar yüklemek oldukça zor ama siz bunu oldukça iyi yansıtıyorsunuz. Hep bir gizem var ve sanki yüzler ve vücutlar birden yok oluyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Çok teşekkürler. Ben farklı anlatımları kullanmayı seviyorum. Güzel sanatlar fakültesinde okurken, öncesinde ve okul sonrasında da birebir, bir şeylerin göründüğü ve olduğu gibi çizimlerini o kadar çok yaptım ki; artık tam görünen gözümüzün gördüğü sekli ile çizimlerle anlatımları tercih etmiyorum. Gizemli ya da benim yorumlarımla olması daha keyif veriyor.
Türkiye’deki sanat hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce sanatın güçlenmesi için hangi aşamalardan geçmeli?
Son yıllarda bence genç nesilde gayet parlak geleceği olan sanatçı ve sanatçı adayları geliyor ama desteklenmeleri gerektiğini düşünüyorum. Sürekli eski duayen sanatçıların eserlerinin alınması değil de yeni nesil sanatçıların da desteklenmelerini düşünüyorum. Onların da sanatlarını zevklendirilmeliler.
Pandemi sanatı ne derece etkiledi ve bundan böyle sergilerde pandemi ile ilgili eserler görecek miyiz?
Pandemi sanatı da değiştirdi tabii. Online sergilere geçildi, müzeler online da kapılarını açtı. Aslında güzel etkileşimleri de oldu tabii ki. Pandemi etkisinde birçok çalışma ortaya çıktı tabii ki. Tarihe geçecek hatta geçen bir süreç yaşıyoruz. Çalışma ve eserler de tarihin bu surecinde iz bırakacak mutlaka.
Multidisipliner sanat anlayışınız var, bu nasıl gelişti? Resim yaparken neler hissediyorsunuz, hiç fikir konusunda sıkıştığınız anlar oluyor mu?
Evet, tasarım ve resim eğitimi aldığım için her ikisini harmanlamayı seviyorum. Tasarımlar, resimler yapmaya devam ediyorum. Ayrıca birbirini besliyor benim hayatımda. Birinde yaptığım çalışma diğerine ilham verebiliyor. Evet, sancılı dönemler olabiliyor ya da tıkanabiliyor insan. O zaman biraz uzaklaşıp başka bir şeylerle ilgilenip, beslenmek gerekebiliyor. Sonra tekrar çalışmaya dönüldüğünde süper üretici bir duruma geçilebiliyor.
Sizce resim sanatıyla ilgilenen herkes sanat tarihini çok iyi bilmeli mi ve bu sanatla uğraşan amatör ve yeni başlayan kişilere önerileriniz neler olur?
Bence bilmeli, hatta sanat dallarının hepsinden bilgi sahibi olmalılar. Kendilerini besleyecekleri ve donanımlı hale getirebilecekleri ne varsa araştırıp bilgi edinmeliler diye düşünüyorum.
Resim yapanların kendi tarzlarını keşfetmeleri için hangi yolları izlemeleri gerekiyor? Bu işi hobi olarak yapanlar şu ara oldukça başarılı, siz ne düşünüyorsunuz?
Kendi tarzlarına ulaşmaları için çok çalışmaları, sürekli üretmeleri gerekiyor. Çok fazla çizim, gözlem, araştırma yapmaları. Sanat tarihi, duayen sanatçıları incelemeleri önemli. Kendilerine onları araştırarak inceleyerek birçok şey katacaklardır.
Resim sizce aşktan daha mı güçlü?
Resim aşkı başka güzellikte, insana duyulan aşk başka güzellikte benim için. Hepsinin verdiği his ve etki başka değerli...
Yeni sergiler, yeni projeler var mı?
Evet, yeni sergi ve projeler var ama şu an pandemi döneminden dolayı tarihleri netleşemiyor. Kamusal sanat projemiz var üzerlerine resimler yaptığımız Şahmeran heykellerimiz... Bu projemiz de şu an şifa vermek için zamanını bekliyor. Dünya ve Türkiye pandemi surecini en kısa surede atlattığında bir sürü yeni sanat projelerimiz görünür hale gelecek.
YORUMLAR