HT Hayat Anasayfa Flanör nedir, kime denir? | Yaşam

Flanör ne demek?

Mânasını ilk öğrendiğimden beri beni etkileyen bir tanım “flanör”. 19. yüzyıl Paris'inde doğmuş olan bir kavram olan 'flâneur', gezen, dolaşan kişi demek. Flânerie, yani flanörlük öylece, amaçsızca gezinmek anlamına geliyor.


Kavramın - ve ardından tartışılanların - beni bu kadar etkilemesinin sebebi, tek başıma sokağa çıkabildiğim yaşımdan beri aslında bu aktiviteye bağımlı olmam. Bulunduğum semtteki en iyi banklar, en kestirme ara sokaklar, en güneşli parklar benden sorulabilir. Yürüyüşü, yürüme eylemini çok sevdiğimden değil, gezinmeyi sevdiğimden. Bir yerde oturup etrafa bakınmak benim için artık açık bir ihtiyaç. Aslında yürümenin, bulunduğumuz çevreye bakınmanın ve (etrafta bir orman olsun olmasın) açık havada zaman geçirmenin fiziksel ve psikolojik faydalarına dair birçok kanıt da var. Yani bu eylemin sadece benim için değil, birçok insan için bir ihtiyaç olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz.


The New York Times’ın bu yılki “yaz teması”, yürümek. “The Walking Summer” (Yürüyüş Yazı) adıyla yürümeyi öven, yürümekle ilgili temalara odaklanan birçok yazı yayınlanıyor Well kategorisinde. Flanörlük ve yürümenin faydaları hakkında bu kadar çok içeriğe maruz kalınca, Türkçe’de yeterince içerik olmadığını fark ettim ve sonuç: Bu yazı sonunda içinizde biraz gezinme isteği uyandırabilirse, ne mutlu bana.


Gezinip dolaşmaya neden ihtiyacımız var?

Bilimsel kanıtlara dayanarak düşünüp taşınmayı sevenler için, flanör olup bir süreliğine etrafta dolaşmanın, gezinmenin faydalarını da sıralayıp, meseleyi anlamaya devam edelim;


1. Yürüyüş faydalıdır

2018’de yayınlanan “Genç yetişkinlerde basit yürüyüş ve meditasyonun ruh hali üzerindeki etkileri” başlıklı bir araştırmanın sonuçları çok net. Yürüyüş yapmanın sağlıklı bir kiloyu korumaya, kasları ve kemikleri güçlendirmeye, kan basıncını (tansiyonu) dengelemeye; kalp hastalığı ve diyabet gibi rahatsızlıklara karşı korunmaya ciddi oranda yardımcı olduğu ve ruh halinin iyileşmesine de doğrudan katkıda bulunduğu kanıtlanmış durumda.


2. Meditasyon canlandırır

Flanörlük, özellikle kişi çevresini farkındalıkla keşfederken, meditasyon ve mindfulness pratiğine de yaklaşır. Mindfulness pratiği, kişinin mevcut anın farkında olmasını ve bunu olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın kabul etmeye çalışarak, basitçe farkındalıkla kalmasını içerir. Mindfulness ve meditasyon, stresi azaltmada, depresyon ve anksiyete belirtilerini yönetmede, uykuyu iyileştirmede ve genel yaşam kalitesini artırmada etkili olduğu bilinen pratikler.


3. Yaratıcılık hareket ister

Yürüyüş ve meditasyonun tüm faydalarını bünyesinde barındırmasının yanı sıra, flanörlük bir de yaratıcılığı teşvik eder. Stanford Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma, yürüyüşün yaratıcı düşüncelerinizi ciddi şekilde beslediğini ortaya koydu. Araştırmacılar, yürüyen insanların oturanlara kıyasla daha yaratıcı fikirler ürettiklerini resmen kanıtladılar.


Ünlü komedyen Steve Martin, “yazar tıkanması” olarak bilinen yaratıcılığın kaçıp gittiği hâller için şöyle diyor: “Ondan uzağa gidin, bir rüya görün, bir partiye gidin; biraz bekleyin…” diyor. Tom Robbins’in de aynı mesele için “yazar tıkanması diye bir şey yoktur, cesaretin azalması vardır” diyor. Yani bir şekilde yaratıcılığınızın ara ara teklediğini hissediyorsanız, flanörlük tam size göre olabilir.


Adımlarını saymak gibi olmasın ama…

2023 tarihli yeni bir çalışma, insanların haftada bir veya iki gün sadece 8,000 adım atmasının da ömrü uzattığını, bu düzenli pratiği 10 yıl boyunca sürdürenlerin ölüm riskinin azaldığını ortaya koydu.


JAMA Network Open'da yayınlanan çalışma, on yıllık bir takip süresince, haftada bir veya iki gün 8,000 veya daha fazla adım atan 20 yaş ve üzeri insanların, hareketsiz olanlara kıyasla %14.9 daha az ölüm riski taşıdığını buldu.


Ölüm riski, faaliyetin sürdüğü gün sayısı arttıkça düştü. Örneğin, haftada üç ila yedi gün egzersiz yapmak, tüm nedenlere ve kardiyovasküler ölümlere bağlı olarak %16.5 oranında bir azalma ile ilişkilendirildi. 6,000 ila 10,000 adım hedeflerini yerine getiren insanlar için de aynı durum geçerliydi.


Yani son yıllarda çok duyduğumuz “En az 10 bin adım” efsanesi o kadar da doğru sayılmaz. Arada bir 8000 adım atarak da daha sağlıklı olabiliriz. Artık hepimizin cebinde bir adımsayar var ama yoksa bile, 8000 adım, 6-7 kilometre yürümek demek. Ortalama bir tempo ile 40 dakika boyunca yürüdüğünüzde, yaklaşık 8000 adım atmış oluyorsunuz yani.


“Adımlarınla yeryüzünü öper gibi yürü”

Vietnamlı bilge Thich Nhat Hanh’ın "Adımlarınla yeryüzünü öper gibi yürü" sözü, Zen keşişinin yürüme meditasyonu hakkındaki önemli öğretilerinden biri. Yürümeyi meditatif bir uygulama ve aynı zamanda bir yaşam tarzı olarak ele alan usta, nasıl yürüdüğümüzün önemini de böyle vurgular.


Hanh’a göre yürürken her adım tamamen bilinçli olmalı ve dikkat tamamen o anın içinde bulunmalı. Adımlarla yeryüzünü öper gibi yürümek, her adımı yeryüzü gezegenine saygı ve minnetle atmak demek.


Amerikalı bir yazar, doğa sever, filozof ve tarihçi Henry David Thoreau ise yürüyüşü, “sadece bir egzersiz veya ulaşım biçimi değil, aynı zamanda bir keşif, bir özgürlük ve hatta bir direniş biçimi” olarak tanımlıyor. Ona göre yürüyüş, insanın kendi iç dünyasını ve dış dünyayı anlama yoludur. Thoreau, "yürüyüş sanatı"nın sadece fiziksel hareketten ibaret olmadığını, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal bir uyanışa yol açtığını da söylüyor.


Flanör düşünce nedir?

Haftada bir iki gün 8000 adımı tamamlamak için, yaratıcılığınızı beslemek için, kronik bir hastalığınızın iyileşme sürecini desteklemek için veya depresyon, anksiyete gibi ruhsal zorlukları kolaylamak için… Herhangi bir sebeple flanörlüğe merak salabilirsiniz. Öylece gezinmenin felsefesine ve düşüncelerini önemsediğimiz bazı ünlülerin mesele hakkındaki görüşlerine de yer vererek, özendirmeye devam edelim.


Fransız şair ve eleştirmen Charles Baudelaire, aslında terimi popülerleştiren isim sayılır. Baudelaire flanörü, "kalabalığın içine sanki devasa bir elektrik enerjisi deposuna giriyormuş gibi giren tutkulu bir izleyici" olarak tarif ediyor.


Flanör kavramının daha derinlemesine ele alınması ve daha geniş bir biçimde irdelenmesi ise, Walter Benjamin'in çalışmaları sayesinde oldu. Benjamin, 1930’lu yıllarda yazdığı yazıları içeren "Pasajlar" adlı eserinde “flâneur”ü modern şehir hayatının ve metropolün sosyolojik ve psikolojik etkilerinin bir gözlemcisi olarak analiz eder. Bu çalışma, flanörlüğün, yani bir izleyici olarak dolaşma pratiğinin şehir yaşamına ve modern toplumun karmaşıklığına dair benzersiz bir bakış açısı sunduğunu öne sürer. Walter Benjamin’e göre flanörler, bir “dedektifin burnuna” sahiptir ve doğal olarak keşifçilerdir.



Bir yeri daha iyi anlarken, kendini daha iyi anlamak

NYTimes’daki makalesinde Rosenbloom, flanörlüğün dolaştığımız yerleri ve oradaki insanların yaşamlarını daha iyi anlamamızı da sağladığını anlatıyor. Yazar örneğin, Tokyo'nun kaldırımlarında yaptığı yürüyüşler, yazarın bu şehrin mimarisi, yemekleri ve folkloruna olan ilgisini körüklediğinden ve Japonya'ya olan kalıcı bir sevgiye yol açtığından da söz ediyor.


Flanör düşünce, öylece gezinmenin yaşamın basit anlarında bile anlam ve güzellik bulabilmemize olanak sağladığını söylüyor. Hatta bazı eleştirmenlere göre, flanör kavramı modern toplumda hala geçerli ve hatta, dijital çağda internette "dijital flâneur" olarak gezinenler de var! Bu görüş, internetin sonsuz bilgi ve ilham kaynağı olduğu ve flanörün bilgi ve deneyimlerin zenginliğini keşfetmek için bu alanı kullanabileceği düşüncesine dayanır.


Hepimizin biraz yavaşlamaya, yavaş hareket etmeye, çevremize göz gezdirmeye ihtiyacımız olabilir. Flanör bakış açısıyla şöyle bir gezinmek, yaşadığınız yerdeki yaşamı yargısızca izlemek, zihninizde sürekli dönüp duranları bir kenara bırakıp, veya onların özgürce ortalıkta dolanmasına ve bir yere bağlanmamasına müsaade ederek dolaşmak demek olabilir. Bu yeni bakış açısının, eğer yürümekten özellikle hiç hoşlanmayan birisi değilseniz, muhakkak bir ucundan size faydalı dokunuşları olacaktır.



Referanslar: Stephanie Rosenbloom. "The Art of Being a Flâneur". Şuradan alındı: https://www.nytimes.com/2023/06/19/travel/walking-travel-cities.html?smid=url-share.

Melis Oğuz. “Flanöz. Şuradan alındı: https://feministbellek.org/flanoz/

Thoreau, H. D., 2019, “Yürümek”, Can Yayınları

Hanh, T. N., 2017, “İyileştiren Adımlar & Farkına Var”, Martı Yayınları

Kristin Demirci. "Venüs Yay burcunda: Özgür aşk". Şuradan alındı: https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/kristin-demirci/1080372-venus-yay-burcunda-ozgur-ask"



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.