Çirkin hissettiğimizde bilmeliyiz ki, her şeyden önce bu bizim kafamızda yarattığımız bir durumdur. Fiziğimiz nasıl olursa olsun, vücudumuzun tamamen başka bir şekilde hayal ettiğimiz sanal imgesine sahibiz. Bu imge aynada gördüğümüzle uyuştuğunda kendimizi iyi hissediyoruz. Ancak ikisi arasında çok fark varsa mutsuz hissediyoruz.
Vücudumuzdan memnun olmadığımızda hepimiz, diyet veya estetik operasyon gibi en kolay yolu seçme eğilimindeyizdir. Vücudumuzla uğraşmaktan memnun oluruz. Ancak bu uğraşımız çoğu kez başarısızlıkla sonuçlanır, çünkü hayal ettiğimiz vücut kafamızda mevcudiyetini korumaktadır. Diyet yapsak da verdiğimiz kiloları, hatta biraz daha fazlasını günden güne geri alırız.
Buna karşılık vücudumuzla ilgili kafamızdaki imgeyi, aynadaki görüntümüzle olabildiğince uyumlu hale getirdiğimizde her şey değişir. Gerçekten gerekiyorsa kilo veririz ya da (normal sınırı aşmayan) kilolarımızla yaşar gideriz.
Teknik şu: görselleştirme. İşe gevşeyerek başlamalısınız. Sakin bir köşede, perdeleri çekip sırt üstü uzanın, ayaklarınızı birleştirin, ellerinizi vücudunuzun iki yanında uzatın, gözlerinizi kapatın ve şu programı izleyin:
* Başınızdan ayaklarınıza kadar kaslarınızı yavaş yavaş serbest bırakarak gevşeyin. Dikkatinizi vücudunuzun bir bölümü üzerinde yoğunlaştırın. Mesela bir bacağınız üzerinde. Aklınızdan tekrar edin: Bacağım ağır. Ve bacağınızın ağırlığını hissedin. 30 saniye-1 dakika süren kısa seanslarla başlayın. Günde üç kez bu seansı tekrarlayın. On iki gün boyunca devam edin. Her gün seansın süresini biraz uzatın. Kaslarınızı, organlarınızı yavaş yavaş serbest bırakmayı öğreneceksiniz.
* Bedeninizin bir bölümünden diğerine konsantre olarak, ilgili bölgelerdeki sıcaklığı hissedin. Meselâ içinizden “Sağ bacağım sıcak” diyerek başlayın, sağ bacağınızdaki sıcaklığı hissettikten sonra sol bacağınıza geçin ve bütün vücudunuzun sıcak olduğunu fark edene kadar devam edin.
* Kaslarınızın ısısını ve gevşediğinizi hissettikten sonra dikkatinizi kalp atışlarınıza yöneltin ve yavaşça tekrarlayın: kalbim sakin ve güçlü bir biçimde atıyor.
* Nefesinize konsantre olun. Düzenlemeye çalışmadan, nefesinizin doğal ritminin farkına varın ve formülü yineleyin: sakince nefes alıyorum.
* İki kaşınızın arasındaki boşluğun 2 cm üzerinde bir nokta hayal edin. İlk günlerde bu noktaya konsantre olmakta biraz güçlük çekeceksiniz. Ancak günde birkaç kez, birkaç dakika bu noktayı hayal etmeye devam ettiğinizde, alnızın ortasında yuvarlak madeni paraya benzeyen bir daire görmeye başlayacaksınız.
* Bu dairenin içinde gökkuşağının yedi rengini sıralamaya sadık kalarak hayal edin: mor, lacivert, mavi, yeşil, sarı, turuncu, kırmızı. Sonra kırmızıdan mora, yine sıralamaya sadık kalarak renkleri alnınızın ortasındaki dairenin içinde hayal edin. Sonra bu dairenin, bir fotoğraf makinesinin diyaframı gibi açılıp kapandığını hayal edin.
* Ardından vücudunuzun görüntüsü üzerinde “çalışmaya” başlayın. Başta, bütün vücudunuzu hayalinizde canlandırmaya çalışmayın. Vücudunuzun sizin için sorun olan bölümüne, meselâ iri baldırlarınıza konsantre olun. Ağırlıklarını, kaslarının sıcaklığını hissedin ve kafanızda onları oldukları gibi canlandırın. Sonra baldırlarlarınızı, nasıl olmalarını istiyorsanız öyle hayal edin. Ama mantıklı olun, eğer baldırlarınız çok kaslı ise iki çubuk hayal etmeniz doğru olmaz.
* (Sizi huzursuz eden bölgeleri üzerinde tek tek çalıştıktan sonra), idealinizdeki vücudu hayal edin. Ama gerçekçi olmaya özen gösterin. (Aynadaki görüntüden çok uzaklaşmayın.) Sonra sırt üstü yattığınızı hatırlayın, bedeninizi hareket ettirin ve hareket ettiğini görün. Ve kendinizi o nasıl hissediyorsa öyle hissedin: daha hafif, daha güçlü, daha dinamik, daha güvenli.
Psikososyolog Gilles Azzopardi’nin Soyez vous-même tous les autres sont déjà pris* kitabından, Fransızcadan çeviren: Perihan Özcan
*Kitabın ismi, Oscar Wilde’ın şu ünlü sözü: “Be yourself, everyone else is already taken.” “Kendiniz olun, benzemek istediğiniz diğerleri zaten var.”
YORUMLAR