Nasıl doğum yaptığınız otizm konusunu yakından ilgilendiriyor. Bu düşünceye katılanlar da var katılmayanlar da. Kimileri normal doğum sürecinin önemsenmesi gerektiğini söylerken kimileri önemli olan şeyin doğan bebeğin sağlıklı olup olmadığı olduğunu söylüyor.
Ancak doğumdan sonra anne ve bebeğin sağlıklı bir şekilde hayatta kalmasından daha önemli bir durum da var. Doğum yalnızca bebeği vücudunuzun dışına çıkarma işlemi değil; bebeğin nasıl dünyaya geldiği, doğumun nasıl gerçekleştiği ile de ilgilidir. Her yeni araştırma bahsettiğimiz durumu netleştirmeye yardım ediyor. Bu da doğum şeklini değiştirmenin, bebeğin hayatının değişmesi anlamına geldiğini vurguluyor.
Doğum hormonlarla ilgili bir deneyimdir. Doğumhanede adı geçen hormonlar kulağa gayet klinik gelir ve ilgi çekmez. Mesela, prolaktin, beta-endorfin, oksitosin gibi. Ama elbette bu hormonlar insanlığın oluşumunda temel yapı taşlarıdır. Örneğin oksitosin, partnerinizle veya yeni doğan bebeğinizle aranızdaki sevginin oluşması sürecinde sizi kırılgan, karmaşık ve derin duygulara sürükleyen hormondur.
Oksitosinin doğuma etkisi
Sevmek ve sevilmek insan olmanın hayati bir unsurudur; oksitosin ise doğum sancısının ve doğumun hayati önem taşıyan hormonudur; acının şiddetinin azaltılmasından bebeğin dünyaya gelmesi için gerekli kasılmalara kadar her şeyi yapar. Bu da normal doğum sürecini oluşturur. Oksitosin üretimi için karanlık ve güvenli bir yerde olmak gerekir ancak bazı kadınlar kimi nedenlerden dolayı normal doğumu gerçekleştirecek kadar oksitosin üretemezler. Bu hormonu üretememe nedenleri doğum korkusu ve doğumu korkunç bir süreç olarak düşünmek olabilir mi? Korkunca vücut adrenalin hormonu salgılar ve bu hormon oksitosin üretimini durdurur. Doğumun gerçekleştiği yerin fazla aydınlık olması, bilmediğiniz bir hastanede doğum yapmanız gibi psikolojik sebepler oksitosin üretimini azaltır.
Uzmanların açıklamasına göre, kısa süre öncesine kadar kadınlar hormonal bir karışım kullanmak durumunda kalıyorlardı ancak bugün kendi hormonları sayesinde bebeklerini dünyaya getiriyorlar. Doğum sürecinin değişmesi, gelecek nesillerin de değişmesi anlamına geliyor. Modern doğum yöntemlerinde oksitosin eksikliği üzerine çalışmalar yürüten bir uzman, bu hormonun yerine konabilecek başka hormonlar üretmeye çalıştığını belirtiyor.
Aynı şekilde başka bir çalışma ise, insanlarla iletişim kurmada, duygusal ilişkilerde, bireyin yeteneklerinde % 1 oranında payı olan doğumdaki oksitosin seviyesi ile otizm ihtimali arasındaki ilişki üzerinde duruyor.
Araştırmacılar doğum sancısındaki artışın neden otizmin derecesini artırdığının cevaplarını bulmaya çalışıyor. Kim bilir belki de bu cevap oksitosin adlı hormonda saklıdır... Şöyle ki; doğumun gecikmesi gibi durumlarda insan vücudunun işleyişine dolayısıyla oksitosin üretimine müdahale edilir ve doğal olmayan bir süreç başlatılır. Bu süreç birçok kişinin tartışma konusudur.
Son zamanlarda insanların doğal yöntemlere güveni azaldı ve gitgide normal doğumlar daha az tercih edilmeye başlandı. Kimileri normal doğumu seçen kadınlarla dalga geçiyor kimileri ise onları bencil olmakla suçluyor. Gelecekte yapılan araştırmalar, hangi yöntemin ve hangi sürecin en doğru olduğunu belirleyecek. Şimdilik doğum sürecinin gelecekteki nesiller üzerinde büyük bir öneme sahip olduğunu biliyoruz.
YORUMLAR