Yumurtaların toplanması, embriyo oluşturmak üzere döllenmesi ve embriyonun rahime transfer edilmesi olmak üzere 3 temel adımdan oluşan tüp bebek tedavisi hakkında daha detaylı bilgi almak isteyen anne ve baba adayları için Bahçeci Sağlık Grubu Kurucusu Prof. Dr. Mustafa Bahçeci'ye sorular soruk. Ortaya mini bir tüp bebek rehberi çıktı.
Anne olma yaşı daha ileri yaşlara taşındı. Bununla birlikte yumurtalık rezervlerine bağlı olarak doğurganlık oranları da azaldı. Peki hangi aşamada tüp bebeğe karar vermeli çift? Siz ne kadar bir sürelik denemenin ardından tüp bebeği uygun görüyorsunuz?
Öncelikle bunu yaşa göre değerlendirmek gerekir. 35 yaşın altında evlenen çiftler belki bir sene kadar bekleyebilirler ve bu süreç içerisinde isteyip de çocuk sahibi olamazlarsa bir hekime başvurmaları gerekir. Ancak 35 yaşın üzerindeki kişilerin doğurganlığı daha azalmış olma ihtimalinden dolayı, özellikle kadınların yumurtalık rezervleri daha düşmüş olabileceği için bence bir an önce hekime başvurmaları gerekir. Bu süre normalde 35 yaş altında 1 yıl iken 35 yaş üstünde 6 ay civarında olmalıdır diye düşünüyorum. 38 yaşını geçtikten sonra eğer ileriki yaşamlarında kesinlikle çocuk istiyorlarsa bence bir an önce hekime başvurup durumlarını değerlendirmelerinde fayda var.
Tüp bebek uygulamasındaki en önemli parametreler nelerdir?
En önemli parametre bence yaştır. Kadının yaşı çok önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenden dolayı bunun iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Onun dışında tüp bebek tedavisinde birçok parametre var. Hatta eskilerde şöyle bir laf vardır "Tüp bebek ilk tedavi yöntemi değildir, bekleyin en son yapın." Halbuki bu kişiye göre değişir, kişinin durumuna göre değişir. Tüp bebek spermi az bir erkek için ilk tedavi yöntemidir. Rezervi az veya kanalları kapalı, açılamayan bir kadın için tüp bebek uyglaması ilk yöntemdir. Bunun dışında yumurtlama problemi varsa o zaman biraz beklemek gerekebilir. Yani hastanın durumuna göre tüp bebek uygulaması öne alınır veya ötelenebilir.
Tüp bebek tedavisinin başarısını artırmak için anne ve baba adaylarına düşen görevler nelerdir?
Kişinin, çiftlerin yapacağı şeyler var. Öncelikle çiftlerin kilo problemini çözmüş olmaları lazım. Bana sorarsanız fit olmaları lazım. İkincisi bir takım zararlı alışkanlıklardan uzak durmaları gerekir. Bu kötü alışkanlıklardan en önemlisi sigara. Sigara özellikle kadın açısından çok önemli çünkü kadının erken menopoza girmesine de neden olur. Erkeğin ve kadının sigaradan, alkolden uzak durması bir de spor yapması gerekiyor. 'Şunu yesin, bunu yesin' bana göre bunlar çok önemli değil. Tabii ki iyi beslensin ama kötü alışkanlıklardan uzak dursun.
Tüp bebek tedavisinde başarısızlık ile karşılaşması sonrasında motivasyon kaybına karşı eşlere düşen görevler nelerdir?
Öncelikle hiç canlarını sıkmasınlar. Bunun büyük bir psikolojik yükü var ve bu psikolojik yüke bağlı olarak da kimileri daha erken, kişileri daha geç olsa bile bir umutsuzluğa düşebiliyor. Tabii bunun en kötüsü erken umutsuzluğa düşmek... Ben onları anlıyorum kaygıları, kuşkuları, korkuları, çevre baskısı var ama buna bir de fizyolojik açıdan bakmak gerekir. Yani bir çift normal ilişkiler olsa da her şey çok yolunda da olsa çocuk sahibi olmak isterse her ay çocuk sahibi olamaz. Bir kadın yıl içinde bir veya iki kere hamile kalabilir. Şimdi bu fizyolojik olarak böyleyken tüp bebekte bunun dışında bir şey düşünmek biraz zor. Bu nedenden dolayı tüp bebekte bir takım başarısızlıkları doğal görmek gerekiyor. Hemen heyecanlanıp en zor yöntemlere geçmemek gerekir. Hastanın yaşına, yumurta rezervlerine, embriyosunun kalitesine göre bunu hastaya iyi anlatmak ve adım adım gitmek gerekir.
Başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra tüp bebek uygulaması tekrar ne zaman denenebilir?
Eskiden iki tüp bebek uygulaması arasında üç ay olsun isteniyordu. Şimdi bu kadar bir sürenin çok önemi yok. Bana göre ilk başarısızlığın ardından bir ay ara verdikten sonra eğer çift çok istiyorsa hemen denenebilir. Ancak burda bir de vücudun dengeye girmesinin gerektiğini göz ardı etmemek lazım. En azından psikolojik olarak dengeye girmesi lazım. 'Başarısız oldu, hemen bir daha deneyelim' diye düşünüp hareket edince bir daha başarısızlıkla sonuçlanması mümkün. Biraz sabırla ilerlemek, kendini rehabilite ederek devam etmek bence daha iyi olur.
Tüp bebek tedavisinde anne adayları zaman zaman yetersizlik ya da utanma hissine kapılabiliyorlar. Sizin bu noktada kendi gözlemlerinizden yola çıkarak vereceğiniz tavsiyeler nelerdir?
Bunları öncelikle kendi kendine çözmeleri gerekecek ama tabii bazen insan kendi kendine yetmeyebilir. Bu durumda psikolojik desteğe başvurmakta fayda var. Ama tabii bu yalnızca psikoloğun yapacağı iş de değil. Bazı durumlarda psikiyatriste ihtiyaç duyulabiliyor. Bu nedenle kişilerin profesyonel yardım almasında fayda var. İnternetten bir takım bilgileri alıyoruz ancak bazen internet öyle bir duruma geliyor ki yanlış bilgi verip kişilerin motivasyon olarak daha aşağı düşmesine, umutsuzluğa kapılmasına neden oluyor. Bence psikolojik olarak profesyonel destek almanın yanında bu problemleri hekimleri ile birlikte konuşurlarsa ve onlardan da profesyonel olarak doğru bilgiler alırlarsa kişiler için daha doğru olur diye düşünüyorum.
Tüp bebek tedavisinde merkez ve uzman seçimi çok önemli. Peki tüp bebek merkezi seçiminde nelere dikkat etmeliler?
Merkezlerin bazı kriterleri var ama bunların hepsini hastaların alması zor olabilir. Genellikle kulaktan kulağa hareket etmeye çalışıyorlar. Arkadaşının, aile bireyinin tavsiyesi önemli oluyor. Bunun yanında merkezde çalışan hekim sayısı, merkezdeki personelin tutumu, çalışmaların sonuçları. Örneğin birçok kez şu söylenir: 'Dondurulmuş embriyonun gebelik oranı düşüktür.' Bunlar tabii gerçeği yansıtmayan, merkezlerin yeterli olmadığını gösteren kriterlerdir. Bunlara dikkat edilmesi gerekir. Tüp bebek merkezinin devamlılığı, sürekliliği, bugüne kadar geçirmiş olduğu evreleri de dikkate alsınlar derim.
Hastalarınız arasında tüp bebek yöntemi ile hamile kalan anne adaylarının en büyüğü kaç yaşındaydı? Dünyada bu yöntemle en geç yaşta anne olan kişi kaç yaşındaydı?
Benim hatırladığım 49 yaşında. Ancak bu '49 yaşındakiler kolaylıkla gebe kalabilir' anlamına gelmiyor. Bunlar çok nadir görülen durumlar. Genellikle 45 yaş üstü kişiyi programa almak istemeyiz. Bu da doğrudur çünkü kişinin hem emeğini hem zamanını hem de parasını boşu boşuna harcamasını istemeyiz. Burda 45 ile 49 yaş arasında ise kişi çok iyi yumurtalık rezervinin olması gerekir ki programa alalım. Bu da çok nadir görülür, doğrusu 45 yaş altı kişi ile denemek daha doğru olur diye düşünüyorum. Dünyada da ortalama 45 yaşın üstündeki kişi programa almak istemezler. 43-44 yaşlar dahi risklidir. Bunlarda bile durumu kişiye iyi anlatmak, gebelik şansının azaldığını söylemek, fazla umut vererek programa almamak gerekir. Sonuçta çocuk sahibi olmak bizim toplumumuz için de dünyada da önemli bir olay. İnsanlar çok emek, zaman ve para harcıyorlar. Ne harcadıklarını ve karşılığında ne alacağını kişilere iyi anlatmak gerekiyor.
Tüp bebek yöntemi ile hamile kalan kadınların büyük oranının sezaryen yaptırdığı yargısı doğru mudur? Doğruysa nedeni nedir? Aynı şekilde tüp bebek yaptıran ebeveynlerin çoğu ikiz bebek sahibi oluyor gibi bir algı da var. Böyle midir?
Bunlar doğrudur ancak olaya şöyle bakmak lazım: Tüp bebek uygulamasının başlangıç yılları uygulamanın zor olduğu, başarı şansının düşük olduğu dönemlerdi ve bu bebekler çok kıymetli bebekler o nedenle bunların sezaryenle doğumu söz konusuydu. Günümüz için bence bu doğru olmamalı. Bu gebeliklerin normal gebeliklerden bir farkı yoktur, çok yakın takip edilen gebeliklerdir. Bu nedenden dolayı eğer kişinin durumu müsaitse bunların normal doğuma sevkedilmesi gerekir diye düşünüyorum. Çoğul gebelikler ise biraz daha farklı bir şey. Artık herkes kafasına göre istediği kadar embriyo transfer edemiyor. Bu durum bir yönetmelikle karara bağlandı. 35 yaş altında ilk iki denemede tek embriyo transfer ediliyor. 35 yaş üstünde veya ilk iki denemede başarısız olunduğu takdirde iki embriyo transfer edilebiliyor. Bu bence doğru bir uygulama. Bununla birlikte çoğul gebelik riski azalmıştır. Önemli olan sağlıklı gebeliktir, sağlıklı doğumdur. Bu nedenden dolayı çoğul gebelikler karşısında bence iyi bir önlemdir. Bütün bunlara rağmen çok daha fazla embriyo transfer etmek istiyorsa bilsinler ki bu merkez çok da iyi bir merkez değildir, yaptıkları işe güvenmiyorlardır.
Embriyo dondurma ile ilgili görüşlerinizi merak ediyorum. Dondurulmuş embriyolar ile şans nedir?
Embriyo dondurma çok büyük bir avantajdır. 'Donmuş embriyonun gebelik oranları düşüktür' gibi bir şehir efsanesi var. Halbuki bu böyle değildir, donmuş embriyonun gebelik oranları, en az taze embriyonun gebelik oranları kadardır. Bu ayrı bir bilim dalıdır. Eğer iyi dondurup iyi çözerseniz çok yüksek oranda gebelikler elde edersiniz. Bu hem hekim açısından hem anne-baba adayı açısından kolaylık sağlar. Kişi açısından şöyle kolaylık sağlar: Defaten tedavi olmamış olur, dondurulmuş embriyoları her zaman kullanılabilir. Bizim dört sene öncesinde dondurulmuş embriyoları ile doğum yapmış bugün tekrar yerleştirmişiz ve yine gebe kalmış hastalarımız da oldu. Kişi açısından bir başka kolaylık lüzumsuz ilaç kullanımı, daha az masraf... Bazı hastalar aşırı cevap verir. Böylece bu kişilerin aşırı cevap esnasında gebe kalıp daha kötüye gitmelerinin önüne geçilmiş olur. Dondurulmuş embriyo, çok büyük bir kolaylık sağlamaktadır. Embriyo dondurmak, rahim içi kılıfının daha iyi hazırlanmasını sağlar, bu da gebelik şansını artırır, kişinin gebelik süreci daha rahat geçer ve ileriye baktığımızda çocuğun ileriki yaşamındaki sağlığının daha iyi olduğu konusunda da söylemler vardır. İşte tüm bunlar dondurulmuş embriyoyu cazip kılan gerekçelerdir.
BONUS
Embriyo dondurmanın riskli durumları var mıdır?
Hayır, özel bir riski yoktur. Bugün hızlı dondurma yöntemi uygulanmaktadır. Bu yöntem sayesinde çok daha az sayıda embriyo kaybı söz konusudur. Embriyo kaybı minimalize edilmiştir ve yine bu çözme yöntemleriyle de yüzde 95'in üzerinde hatta bazı durumlarda yüzde 100'e yakın canlı embriyo elde edilmektedir.
Tüp bebek uygulamasını yapacak olan kişilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Yılmasınlar, mücadelelerine sonuna kadar devam etsinler. Bazıları için bu kısa bir yoldur, bazıları için ise uzun ince bir yoldur ama yumurtası varsa ve de sperm varsa iyi bir takip ve iyi bir uygulamayla günün birinde çocuk sahibi olurlar. Yılmasınlar ve mücadedelerine devam etsinler.
Haber: Dilay Argün
YORUMLAR