Aslında, bu sorunun doğru ya da yanlış cevabı yok. Niye mi? Çünkü hepimiz için en iyi beslenme planı sadece bize özeldir. Hepimizin vücudu, benzersiz ve beslenme tarzınızı seçerken yediklerinizin vücudunuzla nasıl etkileşime girdiğini dikkate almanız gerekir. Örneğin, herhangi bir sindirim rahatsızlığınız veya kan şekeri sorununuz var mı? Yoksa amacınız kilo vermek mi? Bunun gibi faktörler, kendi bedeniniz ve sağlığınız için hangi yeme tarzının en iyisi olduğunu belirler. Şu an neyin popüler olduğu ya da spor salonunda arkadaşınızın hangi diyeti yaptığı değil. Farklı diyetler hakkında bilgi edinmek ve vücudunuz için hangisinin doğru olduğu konusunda bilinçli bir karar vermek, sağlığın anahtarıdır. En yaygın diyetlerden bazıları vegan, paleo, Akdeniz ve çiğ beslenme diyetleridir. Hepsi birbirinden farklı ve benzersiz, bu yüzden hepsini birer birer inceledik.
Vegan diyet
Vegan diyet, hayvanlardan gelmeyen yiyeceklerden oluşur. Her şey bitki tabanlıdır. Tavuk, mandıra, somon ve yumurta gibi yiyecekler masanın üstünde olmaz. Vegan diyeti takip etmeyi seçen birçok kişinin bu diyeti seçmesi, sağlık sebeplerinden daha fazlasıdır. Etik ve çevresel sebepler de veganlığı uygulayanların motivasyonlardır. Bitkisel kökenli olan tüm yiyecekler, vegan diyetinde kabul edilebilir. Vegan diyetinin birçok çeşidi vardır, ancak diyetin merkezi, meyve, sebze, fındık, tohum, tahıl ve baklagillere dayanır. Soya bazlı et alternatifleri veya şekerli atıştırmalıklar gibi işlenmiş vegan gıdalar yerine, topraktan gelen bitkisel yiyeceklere sarılmak bu beslenme tarzında önemlidir. Vegan beslenme tarzını izlemenin faydaları nelerdir? Başlangıç olarak, vegan, bitki bazlı bir diyet olduğu için, bu yiyeceklerin lif içeriği hayvansal kaynaklardan daha yüksek olma eğilimindedir. Bifteği, karnabahar ile karşılaştırın. Sizce hangisinde daha fazla lif var? Karnabahar! Bu nedenle, hayvansal gıdaların yerine bitki bazlı gıdalar yerken, doğal olarak daha fazla lif tüketeceksiniz; bu da kilo vermede, kolesterolü düşürmede ve kan şekerini dengelemede yardımcı olacak. Vegan beslenme tarzında, özellikle bitki besinlerinde bulunmayan B12 vitamini ve D vitamini eksikliği yaşanabilir. Doktorunuza danışarak kan tahlili yaptırmak, vücudunuzda eksik mineral ve vitamin olmadığından emin olmak, size bu beslenme tarzında yardımcı olabilir.
Taş devri diyeti
Taş Devri diyeti, avcı-toplayıcı atalarımızın izlediği beslenme tarzı gibi, tahıllar, baklagiller, süt ürünleri, işlenmiş yiyecekler, işlenmiş şeker, rafine yağlar ve beyaz patatesler hariç yemek yemeye odaklanır. Temel olarak, nişastalı olmayan meyveler ve sebzeler içeren yüksek proteinli bir diyettir.
Et, deniz ürünleri ve yumurta gibi diğer hayvansal ürünlerden yüksek protein alımı ve greyfurt, elma gibi düşük karbonhidratlı meyveler, kuşkonmaz, brokoli, enginar ve yeşil yapraklı sebzeler bu beslenme tarzının temelidir.Avokado, ceviz ve zeytinyağı gibi gıdalardan elde edilen omega 3'ler dengeli yağ alımı sağlanır. Antioksidanlar ve fitokimyasallar (bitkiler tarafından üretilen bileşikler) odaklı yüksek besin tüketimi odak noktasıdır. Temel olarak, paleo diyeti olarak da geçen bu beslenme tarzında işlenmiş gıdalar elimine edilir. Paleo diyetin, tip 2 diyabet gibi kan şekeri sorunları olanlar için yararlı olduğu gösterilmiştir. Düşük karbonhidratlı bir beslenme tarzı olduğu için adrenal sorunlarınız varsa, dikkatli olmanız gerekir, çünkü adrenal bezlerin düzgün çalışması için karbonhidrat ve glikoz gereklidir. Bu diyetin sizin için uygun olup olmadığını belirlemek için doktorunuzla konuşabilirsiniz.
Akdeniz diyeti
Akdeniz diyeti kalp sağlığı ile ilgilidir. Kırmızı et az olmakla beraber balık ve kümes hayvanlarını da beslenmeye dahil ederken, çoğunlukla bitki bazlı yiyecekleri yemeye odaklanan bir tarzdır. Ayrıca bu beslenme şekli, zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar içerir ve hatta zaman zaman bir bardak kırmızı şarap bile önerilir! Bol miktarda yeşillik, baharat, taze meyve, sebze, fındık ve tohum yemeyi destekler. Kaçınılması gereken birçok gıda grubu olmadığından, bu dört beslenme tarzından en kapsamlı olanıdır. Tüm farklı besin gruplarından tam bir beslenme yelpazesi elde edersiniz. Bu diyette de işlenmiş gıdalar tavsiye edilmez.
Akdeniz diyeti üzerine yapılan araştırmalarda, kolesterolü düşürdüğü, kardiyovasküler sağlığa destek olduğu, Alzheimer, Parkinson ve bazı kanserlerin görülme sıklığını azalttığı bulunmuştur. Günlük beslenmenize bol miktarda vitamin, mineral ve antioksidan almak için harika bir yaklaşım.
Çiğ gıda diyeti
Bu diyet tam olarak okuduğunuz gibi çiğ yiyecek beslenmesi üzerine kuruludur! Çiğ beslenmeyi uygulayan birçok insan da vegandır çünkü çiğ yenen yiyeceklerin çoğu meyve, sebze, kuruyemiş ve tohumlardır. Taze meyve, çiğ sebzeler, çiğ fındık ve tohumlar, kurutulmuş meyve, filizlenmiş fasulye, baklagiller ve tahıllar, pancar cipsi gibi kurutulmuş yiyecekler, Spirulina ve buğday çimi gibi kurutulmuş tozlar, lahana turşusu gibi fermente gıdalar, taze meyve ve çiğ sebzelerden yapılan meyve suları ve smoothie’ler, çiğ fındık ezmesi ve hindistancevizi yağı gibi işlenmemiş gıdalar beslenmenin temelinde tüketilebilen gıdalardır. Çiğ beslenmenin faydalarından biri de yüksek mikro besin tüketimidir. Fast food zincirlerinde bulabileceğiniz işlenmiş veya aşırı pişirilmiş yiyeceklerle karşılaştırıldığında, çiğ yiyeceklerde daha fazla besin maddesi vardır. Meyveler ve sebzeler gibi çiğ gıdalar doğal olarak besleyicidir, yani besin içeriği yüksek ve kalorileri nispeten düşüktür. Çiğ meyveler ve sebzeler besin maddelerinde kalorilerden daha fazla olduğundan, kendi kalori ihtiyacınızı karşılamak için daha fazla yemeniz gerekir ve daha fazla meyve ve sebze tüketmeniz daha fazla besin tüketmeniz anlamına gelir!
Araştırmalar, bol miktarda taze meyve ve sebze içeren beslenme tarzlarının doğru lif tüketimini sürdürmede yardımcı olduğunu göstermektedir. Lif, sindirim sisteminin düzenli çalışması için faydalıdır ve ayrıca kolesterolü düşürmek, kan şekerini dengelemek ve hatta kilo vermeye yardımcı olmak gibi diğer sağlık yararları sunar. Ancak bu beslenme tarzının, bazı potansiyel sakıncaları vardır. Yiyeceklerin hiçbiri pişmediğinden, gıda kaynaklı patojenlerin riski yüksek olabilir. Gıda kaynaklı patojenlerin riski yüksek olduğunda, bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerin bu diyete dikkat etmesi gerekir. Örneğin, hamile olanlar, kronik tıbbi durumları olan, küçük çocuklar ve yaşlılar, yeni bir diyete başlamadan önce mutlaka bir doktora danışmalıdır. Bu diyet aynı zamanda zaman alıcı da olabilir. Çiğ beslenmenin, yemek pişirdiğiniz için daha hızlı olduğunu düşünebilirsiniz, ancak hazırlık çalışmaları pişmiş yemeklerden daha uzun sürebilir. Örneğin, bir sürü çiğ sebzenin olduğu doyurucu bir salata hazırlamak bolca doğrama gerektirir.
YORUMLAR