HT Hayat Anasayfa Hayatın içinden - 40 | Hayatın Sesi

Niye dönüp dolaşıp aynı olayları, aynı senaryoyu tekrar tekrar yaşıyorum, oynuyorum? Bu acı veren, değersizleştiren, kırıp döken, gözyaşı ve umutsuzluk hediyeli, -Sezen de kifayetsiz- ruhları karartan, seyirciyi bunaltan, anları yılları heba eden, aşkın sevginin, sağlık ve huzurun düşmanı sahneyi sürekli oynamaktaki gayesi nedir kaderimin? Ne beklentisi, nasıl bir gıdası var? Neyinden tatmin oluyor, çıkarımı ne?






O benden vazgeçmiş hanidir. Kapıları kapatmış. Benim de ondan geçmemi istiyor. Arkadaşlık yeterli ona göre. Gerekli de. Tabii ya... Birlikte yemek siparişi verirken istediği ayva tatlısı kalmayınca hüzünlendiğini gören arkadaşı, akşam on ikiden sonra evde kalmış iki ayvadan hayatında ilk kez tatlı yapıyor, az olduğu için tadına bile bakmadan, ertesi sabah kaymak ta alıp arkadaşına tatlıyı yediriyor. Kalanı evine götürmesi için yanına veriyor. Böyle arkadaş her eve lazım. Perde takmak, kırılan kapı tamiri, elektrik, su, doğalgaz arızaları, çiçek sulama, yol bulma, özel şöförlük, her türlü bakım onarım işleri zevkle -aşkla- yapılır. 7/24 hazır ve nazır. Gerçekten de hepsini büyük bir aşkla, zevkle yaptım, yapacağım da. Fakat arkadaşıma değil, sevdiğime yaptım.






Telefonumun küçük yeşil ışığına “yanıp sönüyorsa” diye her elime aldığımda “inşallah o aramıştır, yazmıştır” diye açıyorum. Arkadaşlık mı bu? Sokağın köşesinden çıkan her beyaz arabanın -lanet- plakasına bakıp “Bu da o değil...” demek mi arkadaşlık? Gelir gelmez ilk iş olarak içtiği su kabımı kutsal sayıp içmeye kıyamamak, bakıp bakıp ağlamak mı arkadaşlık? Her akşam trenle eve dönerken Mudanya kavşağını geçince dolan gözlerini herkesten kaçırmak için cama yapışık ineceği durağa kadar gitmek, arkadaşını mı özlemektir? Yatmadan önce düşündüğün son kişi, uyanınca aklına gelen ilk insan mıdır arkadaş? Dualarımın tek öznesi, acılarımın annesi, gözyaşlarımın sevgilisi, tek sırdaşım, tek paydaşım, tek yol gösterenim, tek özlemim, umudum, rüyam, hayalim midir arkadaşım?








Ben nasıl çıkacağım bu işin içinden? Kendime ne diyeceğim? Neyi mazeret göstereceğim? Kim bana elini uzatır bu bataklıktan? Çeksin çıkarsın. Hangi dala tutunayım ben uçsuz çölde?



“Gel” deyince gelmiyor ki ecel. “Son” yazınca bitmiyor bu film.


08.03



meserifi

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.