X

Bir diş doktoru olarak bir gün parfüm şişeleri hakkında bir yazı yazacağımı rüyamda görsem herhalde inanmaz uykumdan uyanır "hayırdır inşallah" derdim. Herkesin işi haricinde boş vakitlerini değerlendireceği ve hatta onunla uğraşırken kafasını dağıtacağı ve kendini dingin hissedeceği bir hobisi olması gerekli, hatta benim gibi 40’lı yaşlarına erişmiş büyük şehirde yaşayan stresli bir işte çalışan birinin böyle bir hobisi olmazsa olmazlardan. Neden böyle bir yazıyı yazacağımı rüyamda görsem inanmazdım dedim; çünkü ben diş hekimliği eğitimi aldım ve 19 yıldır bu mesleği sürdürüyorum ve kendi mesleğimle ilgili bir şeyler yazmamı isteseler çok profesyonelce hiç düşünmeden konuya hakimiyetimden ötürü o yazıyı en iyi şekilde yazabilirim. Ama benim hobim olan parfüm şişesi koleksiyonerliğim öyle bir boyuta ulaşmış ki bugüne kadar edindiğim bilgilerimi sizlerle paylaşma vaktinin geldiğini düşündüm.





Öncelikle parfüm ve parfüm şişelerinin tarihçeleri hakkında size yararlı olabilecek bilgiler aktarmak ve daha sonra da benim parfüm şişesi koleksiyonerliğine nasıl merak sardığımı anlatmak isterim.




Parfüm latince ‘perfumum’ kelimesinden türemiş olup kokulu duman anlamına gelmektedir. Parfümün tarihçesi çok eskilere dayanmaktadır; M.Ö. 5000 yıllarında Mısırlılar güneş tanrıları Ra için kokulu otlar yakarlar (bugun ki bildiğimiz ismiyle tütsü), ölülerini kokulu yağlarla mumyalarlar ve mezarlarına kokulu kremler ve içlerinde ölünün yakınlarının akıttığı gözyaşlarının olduğu gözyaşı şişeleri ve parfüm şişeleri koyarlardı. Mısır firavunu Tutankhamon’un mezarından içlerinde kokulu kremlerin olduğu vazolar, gözyaşı şişeleri ve parfüm şişeleri çıkarılmıştır. Mısırlılar günlük hayatlarında da kokulu yağlar ve pomatlar kullanırlardı. Bilinen ilk parfüm üretici ise M.Ö. 2. yüzyılda Mezopotamya’da yaşamış olan kadın kimyacı Tapputi’dir.



Çağdaş niteliklere sahip ilk parfüm ise 14. yüzyılda 1370 yılında güzelliğiyle ün salmış Macar kraliçesi Elizabeth adına atfedilmiştir ve biberiye yağı, lavanta yağı ve alkol karışımından elde edilen bu karışıma ‘Macar suyu’ ismi verilmiştir.



16. yüzyılda cam sanatının ilerlemesiyle birlikte parfümün gelişim süreci de hızlanmış ve özellikle Fransa parfümün ana vatanı kabul edilmiştir. O yıllarda parfümün vücuda sürülmesinin hastalıklara sebep olabileceği düşünülmüş bu nedenle de pis kokuları maskelemek adına parfüm; eldiven, mendil, şapka ve kıyafetlere sürülmüştür.



17. ve 18. yüzyıllar da ise parfüm endüstrisi gelişim sürecine girmiş ve Fransa’nın güneydoğu bölümünde yer alan Grasse kasabası parfümün baş şehri kabul edilmiştir.





20. yüzyılda ise parfüm şişeleri muhteşem görüntüleriyle birer sanat eseri haline gelmiş, parfüm artık eskisi gibi sadece pis kokuları maskelemek adına değil, kişilikleri öne çıkartmak amaçlı çağdaş yaşamın vazgeçilmez bir parçası olmuştur.




Büyük gelişim göstermiş olan parfümün tarihine paralel olarak parfüm şişeleri de günümüze kadar uzun bir süreçten geçmiştir.



İlk parfüm şişeleri eski Mısır’da M.Ö. 5000 ‘li yıllarda kullanılmış ve bu şişeler yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Mısırlılar parfümlerini kilden ve tahtadan yaptıkları şişelere koyarlarken, Filistinliler renkli camlardan yaptıkları şişeleri kullanmışlar, eski Yunan’da ise hayvan figürlü el boyama vazolar bu amaçla kullanılmıştır. Romalılar ise değerli taşları oyarak içlerine parfümlerini doldurmuşlardı. İlerleyen çağlarda ise Avrupa’da parfümlerin saklanması için porselen, altın, gümüş, yarı değerli taşlar ve cam kullanılmıştır. Yine Avrupa’da birçok parfüm şişesi meşhur sanatçılar tarafından dizayn edilmiş ve parfümler satın alınırken sıradan şişeler içerisine koydurulurken, kullanmak için evlere getirilen parfümler değerli şişeler içerisine aktarılmışlardır.


1800’lü yılların sonlarına doğru parfüm şişelerinin dizaynları dramatik bir şekilde değişim göstermiş pirinç kapaklı kristal şişeler kendini göstermiştir.


1910 yılında ilk defa çiçek şeklinde parfüm şişeleri yapılmış, değişik formlarda parfüm şişeleri üretilmeye başlanmıştır. Coty o yıllarda Lalique ismini verdiği parfümünü çok değişik bir şişeyle piyasaya sürmüştür.


1920’li yıllarda Amerika’da parfüm endüstrisinde büyük bir gelişim gözlenmiş, yüksek kalite kristale sahip Baccarat parfüm şişeleri takdim edilmiştir. Bohemya ve Çekoslovakya özellikle kristalleri ile, Bavyera, Japonya ve İngiltere porselenleri ile, Avusturya iğne oyası goblen minyatür cam parfüm şişeleri ile, Almanya mantar tıpalı değişik figürlü porselen parfüm şişeleri ile 1900’lü yılların başlarına damgalarını vurmuşlardır II. Dünya Savaşı sırasında duraklamaya giren şişe üretimi savaş sonrasında Christian Dior ve Nina Ricci gibi markaların lüks üretimleriyle hızını arttırmıştır.





1950’li yıllarda Salvador Dali kendi dizaynı olan Marquay parfümlerini yaratmıştır. Lancome da 1950 yılında Magie isimli parfümünü Baccarat kristal bir yıldız şeklinde şişe içine koymuştur. Günümüzde de hala Lalique ve Baccarat parfüm şişeleri dünyada en iyi parfüm şişesi dizaynına sahip şişeler olarak bilinmektedirler.




Koleksiyonumun parçalarını yurt içi olsun yurt dışı olsun gezdiğim şehirlerdeki antikacı dükkanları ve bit pazarı olarak adlandırılan antika ve vintage ürünler satan tezgahlardan toplamaya başladım.

Kısa bir süre içerisinde de yüzlerce parfüm şişesinin sahibi oldum. Başlangıçta sayıları az olduğu için evimin vitrinde ya da nişlerde çok güzel ve dekoratif duruyorlardı ama vazgeçilmez ve önüne geçilmez alma ve biriktirme hırsıyla sayıları gün geçtikçe artmaya başladı.

Antika ya da vintage olsun sadece parfüm şişesi koleksiyonu yapan biriyle tüm araştırmalarıma rağmen henüz Türkiye’de tanışmadım. Yurt dışında ise durum biraz daha farklı çok sayıda parfüm şişesi koleksiyonu ya da satışı yapan kişiler mevcut.

Bu amaçla yaptığım araştırmalar sonucunda Amerika’da kurulmuş olan ve dünyanın birçok ülkesinden üyesi olan Uluslararası Parfüm Şişesi Derneği ile tanıştım ve bu derneğin Türkiye’den ilk üyesi olmaya hak kazandım.



Antikacı dükkanlarında çok az sayıda parfüm şişelerine rastalayabilirsiniz. Bir antikacı dükkanında birçok ürün satılır ama sadece parfüm şişesi satan bir dükkan Türkiye’de hiç görmedim (Grasse’da 1 dükkan var) hatta koleksiyonunu yapan biriyle de henüz tanışmadım ama belki bu yazıyı okuduktan sonra benimle bağlantıya geçmek isteyen bir koleksiyonerle tanışabilir ve bilgi alışverişinde bulunabilirim.



Benim gibi eskiye meraklı hatta özellikle parfüm şişelerine meraklı insanlara ulaşmak adına internet üzerinden instagram ve facebook’tan bu şişelerimi sergilmeye başladım ve şuan instagramda 1 yıl gibi kısa bir sürede 5000 kişinin üzerinde bir takipçi kitlesine ulaştım. İnstagram’da önceleri insanların beğenilerine sunduğum parfüm şişelerimi sayılarının da artmaları nedeniyle network satışına başladım ve hatta bu sayede yut içinden ve yurt dışından birçok parfüm şişesi meraklısıyla tanışma fırsatını yakaladım.



Şişelerimin beğenilmesi ve farklı farklı evlere ve kişilere misafir olmaları ve oralarda hayatlarını sürdürmeleri benim çok hoşuma gidiyor ve açıkçası maddi değerlerinin yanısıra manevi değerlerinin kat ve kat artmasına sebep oluyor diye düşünüyorum. Satılan şişelerin yerine bir başkasını alma heyecanı ile antikacı dükkanlarını daha büyük bir heyecan ve arzuyla geziyorum. Sanırsam bu zevkli hobim de hiç bitmeyecek gibi duruyor ve hiç bitmesin de. Herkesin bu tarz bir hobisi olması dileğiyle…





Yazı: Levent Almaç