X

İnsanların gözlerine bakıp konuşurum, ama son günlerde gözleri yakalamakta güçlük çekiyorum. Birine bir şey söylemek istiyorum... Çoluğu çocuğu, kadını, erkeği, askeri, polisi, müze görevlisi, temizlikçisi, esnafı, kuaförü, marketçisi, herkes çok meşgul. Hareket halinde olanlar elindeki cep telefonundan, masa başındakiler ise PC'sinden gözünü alamıyor. O an onların yüzüne bakan kişi olarak kendimi, çok garip hissediyorum. Ürkütücü!


İstisnalar yok değil, haksızlık etmeyeyim. Fakat çoğu kişi bu aletleri, eğlence amaçlı kullanıyor. İletişim değil, oyun çağındayız. Çoluk çocuk, genç yaşlı herkes, yaratmadan, hazır, üretilmiş, kurgulanmış bir şeyler üzerinden; ha babam oynuyor. Eskiden televizyon bu anlamda öcü gibi gelirdi bana, ama özellikle çocukların eline yapışan cep telefonu ve tabletleri gördükçe, umutsuzluğum ikiye katlanıyor. İyi ve kaliteli eğitim, sanat ve kitabın kitlelerden giderek uzaklaştığını gördükçe de yetişecek sağlıklı beyinler konusundaki kuşkularım artıyor.


Monotonluk, aynılık ve rutin

Geçenlerde okuduğum bir yazı, insan beyninin daha iyi nasıl çalıştırılacağına dair basit ve net bir dille yapılacakları sıralıyordu. İfade edilen şıklar üzerinde düşündüğümde, çoğunun yaşadığım çevre ve toplumla örtüşmediğini fark ettim. Bence çok ironik. Aşağıda tırnak içinde verdiklerim, tam böyle olmasa da mealen o yazıdan:



İyiyi düşünmek; iyiyi hayal edip, tüm olumsuzluklara rağmen hayalperest olmaya ihtiyacımız var. Ben çabalama kararı aldım. Hepimize çok iyi gelecek, eminim.


Hayriye Mengüç