X

Erken yaşta böyle bir problemle karşılaştıysak ilk olarak endokrinoloji'den bir randevu almak gerekir. Çünkü sorunun hormonal olup olmadığının bir hekim tarafından tespit edilmesi gerekir. Eğer hormonal bir sorun yoksa, kızımızın kıl probleminin ne kadar yoğun ve rahatsızlık verici düzeyde olup olmadığına karar vermeliyiz.


Kimi zaman sorun edecek düzeyde olmasa da çocuktan önce bunu takıntı yapan ebeveynler vardır. Çocuğunuzun bu durumdan ne kadar rahatsız olduğunu veya olup olmadığını anlamak gerekir. Eğer sizi zorlayacak kadar ısrarcı değilse ve bu durumu özgüvenini etkileyecek kadar sıkıntı etmiyorsa mümkün olduğunca geç başlaması en uygunudur. Kızınız bu durumdan hoşnut değil ama ağda uygulamasından çok korkuyorsa asla zorlamayın. Zaten böyle bir uygulamaya hazırsa bile mutlaka hijyenik bir ortamda, özellikle çocuk psikopatolojisinden anlayabilecek yapıda bir uzmana yaptırmanız en doğrusu. Onun ilk deneyimi olduğu için minik aşamalarla yapılmalı.


Eğer problem yüz bölgesinde veya hassas bir bölgede ise erken yaşta bu yönteme başlamamamız en doğrusu. Özellikle yüz bölgesindeki kıllanma hormonal sorunların yanı sıra çok sık ve yanlış uygulama yapmaktan kaynaklanıyor. Alternatif yönteme başvurabilirsiniz, çok sık kullanmamak kaydı ile kısaltıcılar ile kısa dönemli çözümlerle durumu takip edebilirsiniz.


Kız çocuğu olan bir anne olarak pek çok annenin bu sorunu yaşamış ve yaşayacak olduğunu düşünüyorum.


Kızım henüz dört buçuk yaşındaydı. Çocuk dünyasında ne kadar da büyük problemlerle savaşıyormuş meğer. Bunu ilk kez o akşam kendisinden duydum. Henüz net cümleler kuramasa da sorununu ne kadar da net anlatmıştı annesine. Özgüvenine ve kafa tutuşuna çok şaşırmıştım. Bir süredir anneannesinde kalıyorduk. Akşam işten eve yanlarına döndüğümde kapı açılır açılmaz bana koştu. Beni evin büyük salonunda kuytu ve sessiz bir köşeye çağırarak 'anne bak sana ne göstereceğim' dedi. O an aklımdan güzel bir resim veya oyun hamurlarıyla yaptığı etkinliği benimle paylaşacağı bunun heyecanı ile bana seslendiği geçti.


Beni yanına oturtarak yüksek bir tonla 'bak yanlış yapmışsın' dedi. 'Neyi kızım, ben bir şey ellemedim ki...' dedim. Sonrasında bana bacağını uzattı, 'bunlara bak, beni yanlış doğurmuşsun, ben erkek değilim, bu bıyıklar ne' dedi. O yaşlarda kıllara bıyık diyordu! :)


Annesinin güzellik salonu olmasının verdiği güvenle 'hemen dükkana gidelim' dedi. Yani bunlardan kurtulalım demek istiyordu. Evet kıl tüy işlerinde iyiyimdir. Gerçekten sonuç veren cihazlarım da var. Yetişkinlere yıllardır bu konuda hizmet veriyorum. Ama şu an donup kalmıştım. Bu problemin bu kadar küçük yaşlarda psikolojik olarak bizi etkilediği gerçeği ile karşı karşıya kalmıştım.





Onu biraz sakinleştirdikten sonra bunun doğal olduğunu, ilerleyen yaşlarda zaten kolayca çözüleceğini, sorun etmemesi gerektiğini anlattım. Tek sorunun bu olsun, arkanda kapı gibi güzellik uzmanı annen var edası ile kalkıp bunu tetikleyen kaynağı sorgulamaya başladım. Ve buldum da... Bu kaynak fazla uzakta sayılmazdı, sadece birkaç adım ötedeki odadaki sevgili babamdı o...





Babacım nur içinde yat ama ne muzurlukların vardı. Dedesi meğerse aralarındaki sözlü didişmede alay edivermiş. Dedeyi bu konuyu asla malzeme yapmaması konusunda uyararak işi tatlıya bağladık. Arkadaşları ve çevresinde bu konuda alay edildiği için iyice içe kapanan çocuklar olduğunu duyunca kendimi şanslı hissettim. Uzunca bi süre bu konu, küçük kızımın hassas konusu olarak kaldı ve açılmadı. Fakat tüm bu büyüme sürecinde etek giymek istememesinin, eteğin altına tayt giyip çıkmaya çalışmasının, yaz başında utandığı için denize girmek istememesinin altında yatan aynı problemdi. 7 yaşlarındayken "neden elbise giymiyorsun bak hepsi dolaplarda küçüldü" diye isyan ettiğimde, 'Anne ya tarz meselesi; kapri, pantolon, tayt seviyorum asla etek, elbise giymem. Benim tarzım bu' diyordu.





Büyüdükçe kıllanma da yoğunlaştı. Hormonal bir problem mi var korkusu ile konusunda çok başarılı bir endokrinologa götürdük. Bazı hormon testleri ve tetkikler istedi. Ve doğal olduğunu öğrendim. Anne olarak içim sonunda çook rahatladı.


Ama kızımın, ara ara artan, 'beni bunlardan kurtar anne' ısrarına kaldığımız yerden devam...


Hep erken olduğunu anlatıp ikna ettim. En azından regl doneminden önce herhangi bir uygulama yapmama konusunda nettim.


Dün akşam güzellik salonumda ne olduysa oldu. Artık on yaşında olan kızımın ısrarına dayanamayıp küçücük bir bölgeyi ağdayla alayım, biraz acıyacak o zaman dedim. Tek kullanımlık, onun hassas tenini etkilemeyecek türden bir ürünle küçücük bi uygulama yaptım.


Ben dayanamaz "tamam" der diye düşünürken, benim cadı 'bu muymuş, bunda bir şey yok ki" demez mi... 'ANNEE benim tenim beyazmış yaa ben artık rahatça etek de giyerim' deyince gerçekten nasıl bir duygu içine girdiğimi anlatamam.


Ağda uygulaması doğal bir yöntem olduğu için o an kendini gerçekten iyi hissedeceğine inandığım için sadece diz bölgesine kadar küçük küçük hamlelerle konuşa konuşa işlem yaptık. Normalin belki iki katı zamanda bitirdim bu uygulamayı ama hiç canı yanmadan gayet keyifle bunu sonlandırdık. Kızım büyüyordu aslında. Ben de büyüdüğünün farkına varıyordum.



Dilek Köprülü

Güzellik Uzmanı