X

Hayatım boyunca kendimi hep ikinci plana atıp, beni planları arasına bile almayan insanları birinci planım yaptım…


Gücenmedim değil, gücendim elbet ama hepsini sineye çektim ve hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam ettim. Her seferinde böyle yapmak beni yıpratmadı mı? Elbette yıprattı ama ben sevdiklerim için tüm enerjimi harcamaya benin en çok ihtiyacım olduğu anlarda bile devam ettim, bunun beni daha çok yıpratacağını bile bile…


Ama bazen, o kadar çok yıprandığım oluyor ki… Hele ki beni yıpratacak darbelerin hiç beklemediklerimden geldiğini görünce toparlanmam biraz zaman alıyor ve ben yine de beni o yakıp yıkan düşmesin, yıpranmasın, incinmesin diye susuyorum…


Benim bu hayatta dostlarım ve sevdiklerime karşı benimsediğim çok keskin bir kuralım vardır. ‘Ben, dostum düştüğünde onu kaldıran dostu değil, düşmemesi için elinden tutan dostu olmayı tercih ettim ve her elini tuttuğum tarafından uçurumdan aşağıya atıldım.’


Düştüm. Yaralandım. Akıllanmadım. Sanırım ben ve benim gibilerin en büyük sorunu bu: akıllanamamak…


Bana taş fırlatana ben gül verdim. Benim ne kadar kötü durumda olmamı isteyen varsa hepsinin iyi olması için elimden gelen ardıma koymadım. Ve en sonunda yine en kötü ben oldum. Yalnız kalan, unutulan, dışlanan hep ben oldum. Çocukluğunda oyunlara seçilmeyen , seçilse bile en son seçilen, gençliğinde eğlencelere, buluşmalara çağrılmayan, dert anlatılan ama derdi kimsenin umurunda bile olmayan bir adam oldum…


Ama yine de önce hep dostum dedim, kardeşim dedim. Kendimi yine unuttum, unutuyorum Ve sanırım en sonunda kaybolup gidecek, kimse tarafından da bu fark edilmeyecek.


Mert Kaya