X

Beyin dalgalarının birkaç çeşidi varmış. Ben içlerinden alfa kafasına bayılıyorum. Hani dalıp gittiğimiz anlar… Normalden biraz daha yavaş dalga yayıyormuş beyin. Ya da tam uykuya geçmeden önceki tatlı uyuklama devri. Uyandığımızdaki yataktan çıkamama isteğinin baskın gelip bir ayrılık hikayesine dönüştüğü zamanlar.


Alarm çalmadan, uykuyu tam almış olarak ve bir kedi havasında esneyerek ve gülümseyerek uyandığımız zamanlar.


Beyin alfaya geçince dalga sayısı bilmem kaça geçiyormuş. Bu sayılar matematikçilerin işi olsun. Merak edenler için küçük bir bilgi paylaşıyorum elbet.Beyin dalgaları: Beta, alfa, teta, delta.


Delta derin uyku hali.

Teta uykunun ilk aşaması.

Alfa uykuya geçme- gevşeme hali, beta ise tamamen uyanık.





Peki alfa kafası bende ne etki yapıyor? Alfa kafasına geçince fark ediyorum kendimi. Alfa kafası tam da hayatı anlamamı ve yaşadıklarımdan keyif almamı sağlıyor.


Herkes başka şekilde yakalıyor bu kafayı. Mesela kimileri ibadet ediyor, kimileri meditasyon yapıyor, kimileri hayal kurup dalıp gidiyor.


Hepsi iyi ve güzeldir. Tabi, kim neye tutunmak istiyorsa tutunsun. İster manastıra kapatsın kendini, ister evine. İster çocuklarına, eşine, işine adasın isterse gezmedik yer bırakmasın.




Ama alfa kafasına ulaşsın, alfa kafasını yaşasın. Hayata karışsın, denge ve uyumun yani hayatın bir parçası olsun. O parçanın bütünlüğünü sağlasın, bunu sağlarken de dağılsın, toplansın, koşsun, dursun…




Bana göre mutluluk alfa kafasında. Yaratıcılık, kendini ifade etme, hayattan keyif alma, ne istediğini bilme, istediğinin peşinden gitme, elde edince yerine yenisini koyma.




Salvador Dali, ünlü ressam, uykuya dalarken eline bir kaşık alıyormuş. Tam uykuya dalınca ki bu alfadan tetaya geçişi gösterir, kaşık elinden düşüp onu uyandırıyormuş. Başucunda bulundurduğu not defterine hemen düşüncelerini not alıyormuş. İşte alfayı tam da etkin kullanmanın yolu. Aynı yöntemi bilmem kaşıkla mı ama Albert Einstein da kullanıyormuş. Demek ki bir ben değilim alfa kafasını sonuna kadar yaşamak isteyen, kişisel yaratıcılığın hayata karışmasını isteyen. İki ismi duyduğumda şaşırdım diyemem ama çok sevindiğimi söyleyebilirim. Tabi kendimi onaylamam da şart oldu, “doğru yoldasın.” dedim.





Zaten fark ettiğim alfa kafası anlarını daha da çok fark etmeye ve yaşamaya özen gösterdim ve kendimi yakaladım.



- Oğlumla evde tren raylarından yol yapmaya çalışırken.


- Araba kullanırken ki bu biraz tehlikeli. Kazalara sebebiyet veriyor.


- Uyku öncesi, uyanırken. Bunlardan zaten bahsettim.


- Dua ederken.


- Meditasyon yaparken.


- Boş boş gezerken, otururken.


- Spor yaparken.


- Yemek yaparken.


- Dans ederken.


- Müzik dinlerken.


- …



Bunlar benim bazı alfa kafalarım. Sizin de bulup hayatınıza katmanız dileğiyle…


Kim bilir belki yeni bir Dali, belki yeni bir Einstein okur bu yazıyı da ben de tam da alfa kafasında yazdığım bu yazıyla bir kez daha gurur duyar, kendimi onaylarım.




Ve bu gece baş ucunuzda bir kalem-kağıt, elinizde bir kaşıkla uykuya geçmeye ne dersiniz?


Burcu Çotuk