X

Bakıyorum da geç kalmışım senli günlere, bizli günlere; eksik kalmış anılarımız, bitmiş duruyor amaçlarımız. Doğruya hangi amaca hizmet veriyor yaşamımız? Milyonlarca yalanın etrafında dönüp dolaşıyoruz.


Hikâyelerimiz diyorum, hikâyelerimiz. Her insan kendi hikâyesinin kahramanı kendi yaratırmış. Biz kendi hikâyelerimizin kahramanları olduk, epey de güçlüce. Oysa hep masallarda kahramanlar dürüst, güçlü, erdemli kişilerden oluşurdu. Ne oldu? Biz kahramanlarımızı birer katile çevirdik. Kahramanları olmaya çalıştığımız hayatların yalanları olduk. Hep çocuk kalmak istiyorduk ya iyi ki çocuk kalamadık. Yalancısı olduğumuz bu hikâyeye önce kendimiz inanmaya başladık. Sonra etrafımızdaki ne kadar insan varsa onları da bu yalanlara ikna ettik.


Haklısınız, şimdi kendi hikalerimizin pelerinsiz kahramanlarıyız. Hepimiz modern zamanın lokomotifleriyiz. Düşüncelerimiz, duygularımız, davranışlarımız bile birbirine benziyor. Çünkü hepimiz aynı yalanların içerisinde yaşayıp kayboluyoruz. Yaratıcılık sanrılarımız yok artık. Bilmediklerimiz değil, bildiklerimizin peşinden koşuyoruz.


Biz eksik değil de tam görünmenin derdindeyiz. Kusurlarımızı benimsemiyoruz. Hatalarımızla yüzleşmiyoruz. Büyümekten mi korkuyoruz yoksa birer katile çevirdiğimiz kahramanlarımızdan mı?


Şu soruyu soruyorum şuan sana. Küçükken izlediğim çizgi filmlerde kahramanların hepsi birbirinden ayırt edici özellikleri olurdu. Kimi uçardı, kimi hızlı koşardı, kimi hayvanlarla konulurdu hepsi bir mucizenin peşinden giderdi.


Peki ya seninki?


Semra Keskin

Fotoğraf: Victor Gudzelyak