X

24 yaşında kendi ayaklarınızın üzerinde, dimdik, mutlu bir yaşam sağlamak istiyorsanız hayat çok zor… Yaşam insanların bizden beklentileri ve bizim yapmak istediklerimiz olarak ikiye ayrılıyor bence. Bu da seçeceğimiz yolun belirsizliği demek.


Bazen ''Ben ne yapıyorum?'' dediğimde gözüm kapalı yaşamışım da uyanmışım gibi irkiliyorum. Hayat, varlıklı olan insan için okul, iş, evlilik, birinci çocuk, ikinci çocuk şeklinde labirentler oluşturmuş. Ve siz bu yolu takip etmediğinizde yanlış yoldaymışsınız gibi algılanıyor. Neden bu sıralama? Kim yaptı? Bunu kim yaptıysa, pardon, sorabilir misiniz mutlular mı acaba?


Leyla bunu yapmadığı için mi mutsuzdu? Ya Şirin, Aslı?


Gerçi bu kıstaslar nerede yok ki?


Sessizce ruhlar bir anlaşma yapıp imzalamış. Olması gereken olmuyorsa bundan sonra sıra bozulmuş, her şey çarşı pazar olmuş, toparlanamaz bir haldeymiş çaresizliği veriyor size. Gerçekten çaresizlik bu sıranın kontrolden çıkması mı? Çaresizlik tam bu sıra kontrolünde ''Benim hayatım nerede?'' demek mi?


Tam “oldu” diyorum, “bu benim yolum”... “Hayalim hayatım olacak” deyip bir delilik yapmak istesem içimdeki 70 yaşındaki kadın ''Sus kız! Otur oturduğun yere'' diyor.


O yüzden bir seçim yaptım. Ve bu hayatın kontrolü yalnızca bende. Ne içimdeki 70 yaşındaki teyzede ne de dışarıda bu kontrollü sırada kendini kaybedenlerde.


Vakti gelmedi mi? Artık senin de kendine “Ben şuan kimin hayatını yaşıyorum? İstediğimi mi, benden bekleneni mi?” deyip kendi hayallerini hayatına çevirmenin?


Çok Marslı Sevgili