Sosyal medyada tanışıp takdir ve hayranlıkla izlediğim başka bir anne arkadaşım bugün konuğumuz. Sevgili Esra röportajda da göreceğiniz gibi konuştukça konuşmasını istediğiniz, anlattıkça huzur bulduğunuz bir insan. Doula olmak için doğduğunu siz de okudukça anlıyorsunuz. Peki nedir doula, ne yapar, Esra nasıl bu işe başladı, neler yaşadı, hepsi röportajımızda... Keyifli okumalar…

Kaç yaşındasın, doula olana kadarki hayatından bahseder misin? Esra kimdir :)

39 yaşındayım ama hala kendimi 30 yaşında hissediyorum. Doula olmadan önce yoğun bir kurumsal iş hayatım vardı. Marmara Üniversitesi Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra, stajımı otelde yapıp sonrasında otelde çalışmama kararı verdim. Okulu bitirdikten hemen sonra 2 sene boyunca kongre ve şirket organizasyonlarının yapıldığı Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’ nde çalıştım, orada çalışırken başka bir firmadan otel yazılımı eğitmenliği teklifi alınca sektörümü tamamen değiştirdim. Aralıkla toplamda 8.5 yıl Protel Bilgisayar A.Ş’ de çalıştım. Anne olduktan sonra da kızıma kendim bakmak istediğim için aynı firmadaki Proje Yöneticiliği görevimden ayrıldım. Artık 7/24 mesaisi başlamıştı.

Doula ne demek öncelikle onu anlatabilir misiniz bize?

Doula aslında Eski Yunanca’ da hizmet veren kadın demek. Günümüzde ise, doğumdan önce, doğumda ve lohusalıkta, anne ve ailesine fiziksel, duygusal ve bilgisel destek veren eğitimli ve tecrübeli kadını anlatmak için kullanılmaktadır.

Aslında biliyoruz ki yüzyıllardır hamile, doğuran ve lohusa kadın fiziksel, duygusal ve bilgisel destek almaktadır. Bu destekçi kişi yeri geldiğinde annenin eşi, bir aile yakını ya da arkadaşı olabilmektedir Doulanın farkı ise bu işi eğitimini alarak daha tanımlı ve profesyonel uygulamalara dayandırarak yapmasıdır. Doulanın en önemli görevi doğuran kadına, yani anneye destek olmak ve ihtiyacı olan kutsal alanın mahremiyetini korumaktır.

Nasıl doula olmaya karar verdin? Karar verdikten sonra Doula olmak için neler yaptın?

Kendi hamileliğim sırasında Fransa’ da yaşayan kuzenimden bilgisel anlamda bana destek oluyordu. Faydalı sitelerin adresini veriyordu. İlk doula kavramını da onun sayesinde öğrendim. Ama bildiğim kadarı ile Türkiye’de yoktu en azından ben öyle sanmışım. Bunun için bir araştırma bile yapmamıştım. Sonra doğumum gerçekleşti. Doğumumdan sonra anne ve bebek dostu sezaryen videosuna rastlamıştım. Çok etkilenmiştim ve saftirik bir şekilde doktoruma göndermiştim videonun linkini… İşte kendi doğumum sonrasında doğum için aslında yapılabilecek ne kadar çok şey olduğunu anladım. Kafamın bir köşesinde doulalık kavramının ne kadar kutsal olduğu hala bir yerlerde duruyordu. Derken bir gün kuaförde gazetenin hafta sonu ekinde şu an arkadaşım olan bir doulanın röportajını gördüm. Ve eğitiminden bahsediyordu. İnanamadım. Türkiye’ de bunun eğitimi varmış hatta doula ile varmış ülkemizde diye şaşırmıştım. Akşam olunca hemen eğitim veren kurumun web sitesini inceledim, eğitim katılım formlarını doldurdum ve beklemeye başladım. Sonra eğitime kabul edildiğime dair e-posta gelince inanılmaz sevinmiştim. İşte sonrasında yolculuğum başladı.

Doula olmak için Julia Steils Paçacıoğlu’ nda bir sene süren bir eğitim aldım. Müthiş bir yolculuktu. Eğitimim sırasında çok şey öğrendim, hayat felsefem değiştir. Şifa vermek için önce şifalanmak lazım mesela, bunu öğrendim. Yani hamileleri iyileştirmek için önce kendimi iyileştirmeliydim. Kişisel anlamda bana çok faydası oldu. Önce kendimi iyileştirdim. Arındım, aslında hala arınmaya devam ediyorum.

Henüz bu mesleğin bilinmediği bir ülkede doulalık yapmanın zorlukları neler?

Daha fazla tanıtım yapmak zorunda kalıyorsunuz. Ne yaptığınızı, işinizin niteliğini daha çok detaylı, anlaşılır şekilde açıklamaya çalışıyorsunuz. Elbette çok zor yanları var ama kadınlarımız artık çok bilinçlenmiş durumdalar. Doğum tercihlerini çok iyi anlayıp, belirleyip talep ediyorlar. İki sene sonra bence Türkiye’ de doulalık ve doğum çok daha iyi bir yerde olacak, inanıyorum.

Profesyonel hayattan çıkıp sevdiğin bir konuda kendini geliştirip profesyonel olarak çalışmak çok keyifli ama bir o kadar da zor. Ailen ve çevren bu konuda ne düşündü? Seni destekleyenlerin yanı sıra yapamazsın, böyle iş olmaz diyenler var mıydı?

Başta eşim, annem, babam, kız kardeşim ve kayınvalidem bana inanılmaz destek oldular hala da olmaya devam ediyorlar. Ben ruhumun hitap ettiği bir yerde olduğuma inanıyorum. Çevremdeki bazı arkadaşlarım işten bahsederken gözlerimin içinin güldüğünü söylerler. Bana inanmayan, evet böyle iş olmaz diyen ama bunu dile getirmeseler de gözlerinden anladığım çok insan oldu çevremde… Ama o onların sorunu idi, hiç birini kişisel algılamadım. Kendi içlerindeki hesaplaşmanın yansıması olarak kabul ettim.

Biliyorum kızına kendin bakıyorsun. Hem işini yapmak hem de çocuğuna bakmanın zorlukları var mı? Bu süreçte neler yaşadın, yaşıyorsun?

Kızıma kendim bakma kararı benim kararım idi. Asla bundan hiç pişman olmadım. Ben hayatta hiçbir şeyin tesadüf olduğuna inanmıyorum, herkesin bir yol haritası ve onu takip ediyorsunuz. Benim haritamda da kızım doğduktan sonra kurumsal hayatı bırakmak sonrasında doula ve doğuma hazırlık eğitmeni olmak varmış. Elbette anne olmak kolay bir şey değil ama sevgi olduğu sürece zorlukların üstesinden bir şekilde geliyorsunuz. Eşim benim en büyük yardımcım, o gerçek anlamda bana çok destek oluyor. Eğitimlerim genelde hafta sonları ve bu süre zarfında sabahtan akşama kadar kızımıza hep eşim baktı. Yedirdi, içirdi, oyun oynadı, yıkadı. Her şeyi ile dört dörtlük yardım etti. Sonra annem ve kayınvalidem geliyor, onlar da en büyük destekçilerim. Onlar yanımda oldukları sürece hiçbir şey sanırım zor değil.

Doula olarak çalışmaya başladın yani ilk hedefine başarı ile ulaştın, bundan sonra hedeflerin neler?

Doula olduktan sonra, hamileler ile çalışmaya başladığımda bu işin eğitim kısmına da dahil olmam gerektiğini anladım. Eski kurumsal hayatımda çok uzun süre eğitmenlik yaptım. Eğitim vermeyi, bilgiler aktarmayı çok severim. Eğitim vermek için bile doğduğuma inanırım. Dolayısı ile ikinci hedefim bu işin eğitmenlik kısmını aşmak idi. Bu nedenle İstanbul Doğum Akademisi Doğuma Hazırlık Eğiticisi Eğitimine katıldım, bu yolculuğun da sonuna geldim. Bir süre süren eğitimim nisan ayında bitti. Artık kendi eğitimlerimi düzenliyorum. Hem doğuma hazırlık eğitimleri yapıyorum ebeveynler için hem de emzirme eğitimi düzenliyorum. Bir nevi hamile eğitmeni oldum. Benim gibi doula olan iki arkadaşımla birlikte Bağdat Caddesi Erenköy’ de “Doğumistan” ı kurduk. Anne adaylarına eğitimlerimi burada veriyorum. Ayrıca doğum havuzumuz var, suda doğum yapmak isteyen anne adayları için havuzu kiralıyoruz.

İşin özü bir şekilde anne adaylarına bilgisel ve psikolojik destek olmak. Her bir çalıştığım anne adayından minnet mesajları alıyorsam, onların ruhlarına, kalplerine dokunabiliyorsam benden huzurlusu yok. En büyük hedefim budur, bu yolda da devam edeceğim.

Doula olmak isteyenlere önerilerin neler?

Dünyaca ünlü Fransız Doktor Michel Odent şöyle der; “Doula olunmaz, doula doğulur” Bu içten gelen bir duygu. Bunu hissettikleri an, yolculuklarına çıksınlar derim. Ve yolculuklarında da yollarının açık olmasını temenni ederim.

Kendi işini yapmak isteyenlere önerilerin neler? Bu yolculukta bir daha yapmam dediğin hatalar veya iyi ki yapmışım dediklerin var mı?

Önce kendilerine inansınlar, çok çalışsınlar, gerisi gelir. Henüz yapmam demediğim bir durum veya olay ile karşılaşmadım. İyi ki yapmışım dediğim çok şey var. Öncelikle iyi ki anne oldum. Yolculuğum anne olmak ile başladı, dolayısı iyi ki anne olmuşum diyorum. Sonra doula olmak, doğuma hazırlık eğitmeni olmak geliyor elbette. Sonra bu vesile ile birçok şey geliyor. Her eğitimler sırasında çok güzel arkadaşlar edindim, keza sosyal medyada çok insan tanıdım hala tanımaya devam ediyorum. İçlerinde gerçekten çok değerli insanlar var. Bu yolu seçtiğim için çok mutluyum, en önemlisi huzurluyum.

Röportaj: Perihan Gürer