Suda doğum hikayeme geçmeden kendimden ve önceki iki doğumumdan bahsetmem gerektiğini düşünüyorum. Ancak o zaman benim için özel olan doğumun ayrıntılarındaki vurgunun ne denli önemli olduğunu anlatabilirim.
Psikolojik danışmanım ve 7 yıldır ilköğretim okullarında psikolojik danışman ve rehber öğretmen olarak çalışmaktayım. İlk anneliğimi 25 yaşımdayken tıbbı bir sorun olmamasına rağmen doğuma dair yeterli bilinçte olmadığım için müdahalelerle erken başlatılmak istenen, ancak doğum gerçekleşmeyince sezaryenle sonuçlanan kızımın doğumuyla yaşadım. Ve o zamandan itibaren daha sonra vajinal doğum olabilir mi soru işareti hep aklımdaydı. Daha bebeğim birkaç aylıkken öğrendiğim suda doğumu bebek bekleyen arkadaşlarıma düşünebileceklerini söylüyordum!
Üç yıl sonra ikinci bebeğimi beklerken sezaryen sonrası vajınal doğum (SSVD) olur mu araştırması içine girdim ve her yönüyle bu konuda bilinçli adımlar atmak istedim. Bunun için uygun koşulları olan hastane, destekleyen doktor ve benim psikolojik hazırlığım ve gebeliğimin genel seyrinin vajinal doğuma uygunluğu derken artık SSVD olabilmesi için bütün koşullar uygundu. Bebeğim ve benim için her şey yolunda seyrederken, 39+5 günlük iken bebeğimin kendi isteğiyle başlattığı doğumu sorunsuz bir şekilde vajinal yolla gerçekleşti.
Ve oğlumun doğumundan sonra doğum hikayelerinden çıkamadım, sosyal medyada destek ve bilgi aldığım gruptan öğrendiklerimle ben destek olmaya devam ettim. Daha sonra bir doğum hikayesinde okuduğum “doğum psikologu” kavramı beni büyüledi. Sonra bununla ilgili nedir, ne iş yapar ve nasıl bir eğitim gerektirir derken meşakkatli bir o kadar da keyifli bir sürece başladım. Hem annelik hem çalışma hayatı hem de yeniden öğrencilik hayatı derken yorucu ama içimdeki büyük şevkle devam ettiğim bir yol oldu benim için…
Ve yeni bir annelik haberi!
Doğuma dair öğrendiğim, aslında doğumun sandığımızdan daha önemli ve özenilesi bir süreç olduğunu hatırlatan kıymetli bilgilerle doğumuma hazırlanmaya başladım. Doğuma bir ay kala tayin olduğumuz Alanya’da istediğim koşulları oluşturmak için kısa bir vaktim vardı. Ayşegül hanımla yaptığım görüşmeler sonucu suda doğum için imkanların mümkün olduğunu, doğumumda doula (doğum destekçisi) hizmeti veren aynı zamanda kadın sağlığında uzmanlaşmış Alime hanımla da çalışabileceğimi öğrendim. Doğumumda bebeğimi en güzel şekilde karşılayacak ortamı oluşturmak için tüm detayları konuştuk. Kendi ellerimle kekimi yapıp hem hastane koşullarını görmek hem de hastane personeliyle tanışmaya gidebildiğimde bebeğim tam kırk haftalıktı. Ve artık bebeğimin anne geliyorum mesajlarını bekleme zamanıydı.
27 Ekim günü ufak sinyaller aldıktan sonra doktorumun yaptığı muayenede doğumun başladığını ancak düzenli dalgaları (sancı) beklemek gerektiği için eve geçtim. Gece bir gibi bebeğim güçlü ve düzenli dalgalarla ben geliyorum diyordu. Evde yaklaşık bir saat bu süreci geçirdikten sonra doktorumu arayıp gelişmeyi haber verdim. Hastanede buluşmak üzere telefonu kapattık. Valizimdeki son kontrolleri yapıp hastaneye geçtik. Doktorum muayeneden sonra hemen yan odada havuzu kurma aşamasına geçti. Ben de o sırada bebeğimin güçlü dalgalarını karşılarken sevgili doulam Alime hep yanımdaydı. Masajlarıyla ve ortamı güzelleştiren detaylarla loş ışık, müzik, rahatlatıcı özelliği olan koku… en önemlisi samimi desteğiyle her an yanımdaydı. Aynı şekilde doktorum Ayşegül hanım da ara ara yanıma gelip sarılıp destek aldığım güç oluyordu. Havuz hazır olunca son bir muayeneden sonra havuza geçtim. Ve sıcak suyla birlikte güçlü dalgaları karşılamak çok daha kolaydı. Sıcak suyun rahatlatıcı etkisi yanında istediğin ve rahat ettiğin pozisyonu almak da iyi geliyordu.
Artık bebeğim kendini öyle güçlü ittiriyordu ki birazdan doğmuş olurum diyordu. Aşama aşama bebeğin yol aldığını hissetmek... bebeğimin güçlü fırlatma refleksini karşılamada güzel Alime’nin benimle birlikte nefes alıp vermesi... Şimdi bunları yazarken ne güzel anlardı diye düşünmeden edemiyorum. Üç dört dalgayla birlikte bebeğim doğdu ve bedenimden ayrılıp sıcak suyla buluşan bebeğimle Ayşegül hanımın desteğiyle ten tene temasla tekrar kavuştuk.
Ve o duygu yüklü an… O coşku!
Benim bebeğime seslenişim dışında, odadaki herkeste saygılı bir sessizlik...
Bebeğin doğum anını hissetmek, ona ilk dokunan olmak... bu duygunun tarifi yok…
Doğum sadece bebeğin anne bedeninden ayrılması değil, onu karşılama, ait olduğu yer olan annesiyle olması öyle önemli ki…
Sezaryen, doğum masasında vajinal doğum ve suda vajinal doğumu yaşamış biri olarak bu doğumun keyfi bambaşka... hem bebeğim için hem benim mahremiyetim açısından olması gerektiği gibi... doğumun doğasına aykırı olmadan…
Öyle ki; Ayşegül hanımla yaptığımız görüşmelerde ışıktan rahatsız olduğumu dile getirmiştim. Doğum için yan odadaki havuza geçerken koridorun ışığını kapatalım diyen, mahremiyetime sonsuz saygı duyan bir doktorum, yanımda beni sımsıkı sarıp destekleyen doualam, anne karnındaki ışıksız ortamdan çıkıp gelen bebeğimin loş ışıkta dünyaya merhaba demesi, anne teniyle buluşması, kordondaki kan akımının beklenmesi, ilk bir saat içinde sorunsuz emmeye başlaması…
Bunca güzelliği yaşamanın bir hazırlığı var elbet. Doğum psikoloğumla yaptığım görüşmelerle bebeğimin doğumuna hazırlanmak, yaptığımız anne bebek bağlanmasıyla aslında bebeğimin tüm kaygılardan arınık saf bir güzellik olduğunu görmek ne iyi geliyormuş bir anne adayına..
Doğum şeklinden bağımsız olarak; doğum bir nakışmış ilmek ilmek dokunan... Sadece bedende olan bir değişim değil, içsel bir yolculukmuş aslında. Umudum ve duam tüm anne adaylarının bu yolculuğu en güzel şekilde yaşaması…
Şimdilerde huzurlu bir bebek büyütmekle meşgul bir doğum psikologunun kaleminden kendi doğumu bu... ’iyi ki’lerle dolu olan…
Sevgiyle…
Behiye Yiğit Akbaş
YORUMLAR