Halk arasında kombin olmuş sorular var, hani şu ardı arkası kesilmeyen sorular... Nişanlanırsın, düğün ne zaman? (Hele ki erkek arkadaşın var da hala nişan yapmadıysan vay haline)

Evlenirsin, çocuk ne zaman? Hamile kalırsın, cinsiyeti ne (Soranın ilk çocuğu kızsa, bu yönde dua ve tavsiye, erkekse de ona göre dualar ve tavsiyeler.)

Çocuk doğar, çocukla ilgili hiç bitmeyen öneriler, sonra ikinci çocuk ne zaman? Çocuğun erkekse sünnet ne zaman? Evde oturan bir anneysen okul ne zaman? Bitmiyor!

Okulu bitirirsin, işe girdin mi? İşe girersin, maaş ne kadar? Sorulara gelen cevapların üstüne yorumlar ve hatta yeni sorular. Sorunun yöneltildiği kişi emin olun hiç ama hiç hoşlanmıyor aslında. İş bu ya kendi geçtiği bu sıkıcı devirden sonra zaman geliyor kendisi soran taraf oluyor. Nedeni yok, merak da denmez tam olarak. Belki kaba tabirle adı işgüzarlık belki de kendisine yapıldığı için karşı taraftan hırsını alıyor. Bırakın karşınızdaki insanların durumlarıyla ilgili merakınızı gidermeyi, konuşulacak daha güzel konular bulun. Evliyseniz çocuklarınızın geleceği için daha iyi neler yapılabilir, ya da çocukları sosyal medyada ve okulların önlerinde bekleyen kötülüklerden nasıl koruyabilirsiniz onu konuşun. Biz gereksiz muhabbetlerle zaman öldürürken, bir yerler uzayda yaşam, yeni hayat için kafa patlatıyor insanlar.

Akıl almak istediğimiz zaman zaten paylaşmak istediğimiz kişilere ulaşıyoruz. Çevremde bu gereksiz sorular yüzünden insan içine çıkmak istemeyen, bayramlarda kendini gizleyen insanlar var. Hazır kurban bayramı da yaklaşıyorken, hayatımızda bir değişiklik yapalım ve şu merak duygularımızı bastıralım. Bırakın iş arayan akrabanız bayramda sizinle kafasını dağıtsın. Bırakın bekâr dostunuza koca bulmayı da, hazır görüşmüşken uzun uzun sohbet edin, hatıra fotoğrafları çekilin. Nişanlandıysa teyze oğlun, düğün için o da birilerinin dürtmesini beklemiyordur herhalde evlenecektir.

Her çocuk, cinsiyeti ne olursa olsun bal gibidir ve nasipleriyle gelir aileye, ikinci çocuk işini de boş verin hiç sormayın bile. Belki bu kadar kötülüklerle dolu bir dünyaya ikinciyi getirmeye korkuyordur aile. Uzun zamandır görmediğimiz akrabalarımız ve dostlarımızla hoş sohbet için en büyük fırsattır bayramlar. Sıkmayın, yormayın birbirinizi. Bol sohbetli, harika anları olacak, hayırlı güzel bir bayram olsun.

İşin bir de farklı bir boyutu var. Geçenlerde bir arkadaşımla havadan sudan bir sohbet ederken, sıkıntıları olduğunu fark edip sormamışım diye bana biraz kırıldığını duydum. Duyunca tabi halime güler misin, ağlar mısın? Kendisi anlatmadan sormak istememiştim, paylaşırsa derdine ortak olurum, paylaşmazsa hiç konuyu açmayayım ki benimle sohbet ederken uzaklaşsın biraz sıkıntılarından diye düşünmüştüm.

Neyse neyse insanları anlamak bu kadar zorken, siz en iyisi nabza göre şerbetinizi hazırlayın…

Tuğçe Azaklı