Uzun zamandır sizlere kızımın durumunu yazmak istememe karşın altüst olan hayatımda bir türlü neyi nasıl aktaracağımı bilemediğimden, hep erteledim. Artık 4 yaşına giren atipik otizm raporlu ama aslında ara çocuk olan kızım aldığı eğitimlerle çok büyük ilerleme kaydediyor. Evet kızım iyi, hayat kötü gidiyor benim için. "Nasıl oluyor bu?" diye merak ederseniz söyleyeceğim tek şey; engelli bir çocuğa sahip anne de bu hayatı tıpkı evladı gibi engelli yaşamak zorunda kalıyor özellikle de bu ülkede...
Neyse biz kızımın umut verici ilerlemesinden bahsedelim. Hatırlarsanız geçen sene bir dizi çok ünlü ama yaşadığım deneyime göre 5 para etmez doktorlar zincirine kulak asmama kararı alıp kızım için çok radikal farklı kararlar almıştık. Öncelikle bu aldığımız kararların 1 yıl içinde bize olumlu cevaplar yaşattığını söyleyebilirim. Eeg'sinde ara çocuk çıkmasıyla birlikte bize daha da bir cesaret gelip korkularımızı rafa kaldırmayı kısmen de olsa başardık. Psikiyatrist tarafından ilaç içmemiz gerektiği aksi takdirde katı gıda yemesinden tutun da dikkatini toplaması, göz teması ve daha nicelerini kızıma öğretemeyeceğimiz söylenmişti. Eeg'miz tertemiz çıktığı için biz vermeme kararı almıştık. İyi ki de öyle yapmışız. Çok zorlandığımız anlar oluyor yüksek enerjisinden dolayı ama öyle ya da böyle kızımla orta yolda buluşuyoruz artık. Yemek çeşidini artırdı hatta çok sevdiği yemekleri önünden alamıyoruz! Her şeyle ve herkesle göz teması şahane. Hatta son 1 aydır atağa geçip 2 kelimeli cümleler bile kurmaya başladı. Söylediği kelimelerin sayısı her hafta artıyor. Bu noktada tekrar belirtmekte fayda var lütfen çocuğunuz özel çocuksa konuşma terapistinizi ve özel eğitmeninizi çok iyi seçin. Biz kızımın bu muazzam ilerlemesini onlar sayesinde kaydettik. Çocuğunuzu size anlattıklarında içinizden "evet evet evet" geçmiyorsa terapistlerinizi, okulunuzu değiştirin. Biz bu konuda çok ama çok şanslıyız şükür ki.
Tam 1 yılda geldiğimiz noktayı özetlersek; kızım göz temasını kurduktan sonra her şeyle ve herkesle sosyal anlamda kısa süreli de olsa iletişime geçti. Damağı açılmaya yani kelimeleri sınırlı sayıda da olsa söylemeye başladı. Hatta bize minik espriler bile yapıyor. Kendi başına yemek yiyor. Evcilik oynamaya kitap okumaya başladı. Öğretmenleriyle çok düzgün ders işlemeye başladı. Resim ve müzik konusunda hem çok ilerledi hem de ikisini iletişime geçme unsuru olarak kullanıyor. Çok zorlandığı an renkleri söyleyerek karşısındakiyle iletişime geçiyor. Karşısındakinin kıyafetinin rengi gibi.
Ve şu an tam olarak kuralları öğrenme aşamasına geldik ki en zor ve beni en bunaltan bölüm de bu oldu. Sabırla hayatın kurallarını o çiğnedikçe öğretme savaşı veriyorum. Sahte krizlerinde hiç panik olmuyorum çünkü artık yaşadığım deneyimde eminimki kızım ara çocuk. Zaten her krizinde bakıyor ki çok kararlıyım en fazla 15 dakika sonra yelkenleri suya indiriyor. Ama işte öyle enteresan bir ülkedeyiz ki bu noktada da ülkede engelliler konusunda büyük bir boşluk olduğunu yaşıyoruz. Sokağa çıktığımız andan itibaren toplum ve ülkeyle büyük mücadele içine giriyoruz. Aslında engelli olmayanların engelli yaşamını öğrenmeleri gerekiyor. Bu da eğitimle olabilecek bir şey. Anaokulundan tüm çocuklar birlikte okusalar en azından gelecek nesiller bu ayrımı aşabilirler ama ülkemizde devletin bu konuda böyle bir sistem yok... Ancak kaynaştırma öğrencisi olmaya hak kazanacaksınız falan filan...
Neyse moral bozmak yok, biz adım adım merdivenleri çıkmaya devam ediyoruz. Hatta bu hafta kızım tüm özel eğitimlerine ek olarak anaokuluna haftada 2 gün 1 saat gitmeye başladı. Öğretmenini çok sevdi, kızımı çok sıcak karşıladılar. Kızım da okuluna bayıldı! Etkinliklere hemen katılmış. Daha ikinci gün olmasına rağmen okuldan eve gelmemek için ağladı. Bu ağlamaya nasıl mutlu olduğumu anlatamam. Şaka gibi ama gerçek bu.
Son olarak da bizim gibi bir durum yaşayanlara önerim mutlaka çocuğunuzu yüzme dersine yönlendirin. Komut alma, dinleme, öğretmenle bire bir ilişkide olma ve duyu bütünleme açısından çok fazla fayda gördük.
Hiç nefes almadan, bir anı bile atlamadan tüm sosyal hayatımı bitirip kızımın sosyalleşmesini sağlamaya çalışıyorum. Madalyonun diğer yüzü dedikleri bu işte. Zıtlıklar içinde yaşamaya çalışıyorum. Ama şu bir yılda katettiğimiz yolu görünce hiçbir şikayetim yok aksine çok ama çok umutluyum.
Herkese sevgiyle...
Gülden Erten
YORUMLAR