Kim olduğumuzun, ne yaptığımızın bir önemi yok aslında, ne yapıyorsak en iyisini yapmak, çevremize güzellik ve mutluluk katmak amaç olmalı. Yan yana tezgâhı olan birçok çiçekçiden biri farklıdır çiçekleri düzenli, kendisi güler yüzlü ve kibardır sırada birçok insan onu bekler. Nedeni bellidir insana saygı, kendine saygı, yaptığı işe saygı. Kendine inancı sayesinde başarı elde eden her insanın mutlaka ürettiği bir ürün vardır. Bu ürün bilgi de olabilir, nesne de.
Her şeye rağmen küçük bir kıvılcımı yakmayı başarabilecek, umudu olacak, tüm zorluklara rağmen düştüğü yerden kalkmayı bilecek, başarısız olduğu zamanlarda bile başarılı olduğu günlerin empatisini yaparak yeniden taşları üst üste koymayı düşünecek ve ne olursa olsun daha iyi olacak diyerek yola koyulacak insan kendine inanan insandır fikrimce. İnsan isterse, inanırsa başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Değişim kendimize inanmaktan, yüzleşmekten, tanımaktan başlar. Korkmadan istemek, düşsen de kalkmayı bilmek gerekir. En büyük yolculuklar küçük bir adımla başlar çünkü.
Thomas Alva Edison okulda alay edilen bir çocukmuş. Albert Einstain tezleri, icatları çoğu kez reddedilmiş. Abraham Lincoln Amerika'da büyük bir direnişe başkaldırarak ilk kez ırk ayrımına ve köle düzenine son veren lider olmuş. Steven Hawking başarı adına muazzam hikayesi olan bir insan. Ve daha dahası...
Piri Reis, Pir Sultan Abdal, Şems-i Tebrizi, Mimar Sinan, Aşık Veysel Şatıroğlu gibi insanların hayatları, yaşanmışlıkları araştırılıp okunduğunda başarı, sabır, mücadele adına birer pusuladırlar. Başarılı insanların hayatlarını anlayabilmek için kendi yargılarımızı ve değerlerimizi rafa kaldırıp tarafsız baktığımızda kendi adımıza nerelerde hata yaptığımızı fark edebiliriz. Yöntemleri uygulamak ve görmek için bakış açımızı bazen değiştirmek gerekir.
Kendine inanmak deli veya cahil cesareti değil, tam tersine büyük bir farkındalıkla gerçekleri gözleyebilmek, boş durmak yerine kendini geliştirmek, eksiklerini giderebilmek yani yaşama her zaman uyanık bir biçimde katılmak üzere dinamik olmaktır, bu durum canlılık ve pozitivizmi ortaya çıkarır.
Entelektüel zeka dediğimiz IQ son derece gerekli ve yararlıdır. EQ dediğimiz duygusal zekâda bir o kadar önemlidir. İç sesimizin her dediğini yapamayız ama o sesi dinleyip akıl süzgecimizden geçirerek faydalı mı, zararlı mı olduğuna karar verip, zararlı olanları formatlayıp değiştirebiliriz. İçe yolculuk işitilmeyenleri işitmek, görünmeyenleri görmek, bilinmeyenleri bilmektir, perdenin arkasındakileri işitmek, görmek, bilmek içindir bunu başarmak ise en zorudur.
Hülya Çakıcı
YORUMLAR