Ne yapmak istediğimi, nasıl bir işte çalışmak istediğimi bütün heyecanımla o günlerde evli olduğum adama söylediğimde, duyduğum ilk söz şu oldu: “Uçma uçma...”
Hayatımı paylaştığım, bana destek verecek ilk kişi olduğuna inandığım insan, beni baltalıyordu. Yeni ve sevdiğim işi yapma planımı ilk duyduğunda ona inanılmaz gelmesi belki normaldi. Ama ilerleyen günlerde de durum değişmedi.
Ona kulaklarımı tıkayıp iş görüşmeleri yapmaya başladım. İş ilanı olmasa bile, çalışmak istediğim yerleri arayıp randevu istiyordum. Çoğu yerde ilgili yöneticiler görüşme talebimi kabul ettiler. Onlara iş değiştirmeye karar verme sebebimi, neden o sektörde çalışmayı arzu ettiğimi ve kendilerine ne tür katkılarda bulunabileceğimi anlattım. –Sevmediğim işi yapmak istemiyordum. Bu sektör beni heyecanlandırıyordu, ayrıca çalışmak istediğim alanda yeterli ve yetenekli olduğumu düşünüyordum.Eğer samimiyseniz, oynamıyorsanız ve bir şeyi gerçekten çok istiyorsanız, insanlar sizi dinliyorlar ve ellerinden gelen bir şey varsa sizin için yapıyorlar. Buna inanın.–
Gittiğim her görüşmede, koltuğumun altındaki dosyada duran örnek çalışmaları çıkarıp gösterdim. İstedikleri yeni işleri yaptım.
Görüşmelerim gayet olumlu biçimde ilerlerken, hayatımı paylaştığım adam şunları söyleyip duruyordu:
“Ya seni boşuna çalıştırıyorlarsa...”
“Seni işe alacakları ne malûm?”
“Hazır ol, yerine başkasını seçebilirler.”
“İşe alsalar bile sana üç kuruş para verirler.”
Bütün gücümle bu sözleri savuruyordum.
“Ben bu şirketlerden birine gireceğime kesinlikle inanıyorum, aksi olana kadar da başka bir şey düşünmek istemiyorum. Sen de kes sesini!”
Neyse ki ailemin manevi desteği sonsuzdu.
Kesin kararımı verip istediğim işi aramaya başlamamla, istediğim işe başlamam arasında bir ay var. Yani bir ayın sonunda istediğim işe başladım. Son kazandığımın neredeyse yarısına çalışmayı kabul ettim. Ama maaşım üç kuruş da değildi.
Sabahları hâlâ çok erken ama sevinçle uyanıyor, mutlulukla işe gidiyordum. Altı ay sonra taşındım ve evle yol arası mesafe kırk beş dakikaya indi. İşe istediğim gibi giyinip gidiyordum. Telefonum çok az çalıyordu. İşe varınca önce kahve içip biraz gazete okuyordum. Hafta sonları çalışmıyordum. Çalışmadığım günlerde telefonum iş için çok az çalıyordu. Ama ben o çağrıları bile sevgiyle açıyordum.
Tekrar edeyim: Kesin kararımı verdikten bir ay sonra istediğim işi bulmuş, altı ay sonra çizdiğim o çerçevenin tam içine yerleşmiştim.
Bu sürenin sonunda, bana inanmayan, beni baltalayıp duran adamla da yollarımız ayrıldı. İstemediğim işe devam edemediğim gibi istemediğim eşe de devam edememiştim!
İş değiştirince bütün hayatınız değişiyor. Bir kere sevdiğiniz işi yaparken stresiniz azalıyor. Biraz iş uzayınca sinir olmuyorsunuz. Sizi sinir eden ne, kim varsa hayatınızda kapladıkları yer azalıyor. Sizi mutlu eden ne varsa, ona hayatınızda daha fazla yer açıyorsunuz.
Fakat unutulmaması gereken önemli bir nokta var. Çevrenizdekiler her zaman kötü niyetli oldukları için hevesinizi kırmıyorlar. Onlara göre “çok zor”, “imkansız”, “inanılmaz” gelen bir şey yapmaya kalkıyorsunuz. Planlarınızı anlatmaya başladığınızda, bir an kendilerini sizin yerinize koyup kendilerini korumaya çalışıyorlar ve ağızlarından duymak isteyeceğiniz son sözler çıkabiliyor.
Bugüne kadar yaptığınızdan bambaşka bir iş yapmak üzere yola çıktıysanız, size tavsiyem, hayallerinizi, planlarınızı başkalarına anlatmamanız ve gözünüzü yoldan ayırmamanız.
İş değiştirmek istiyorsanız, ne istemediğiniz gibi ne istediğinizi de biliyorsanız, sizi demotive edenleri umursamamayı da başardıysanız, yine de bir şeyler ters gidiyorsa cevabını vermeniz gereken birkaç soru olabilir.
Devamı 25 Nisan 2018 Çarşamba hthayat.haberturk.com’da...
Diğer bölümler...
YORUMLAR