Hayatımızda bazı anlar vardır içinden çıkamayacağımızı, bir daha asla hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını düşünürüz. Yapacak bir şey bulamayız. Gidecek yer bilemeyiz. Çaremiz yokmuş gibi hisseder ve tüm umutların tükendiğini düşünürüz ama her zaman bir çıkış yolu elbet vardır.
Yaşadığımız şey her neyse bize o zaman öyle düşündürtür ama bu hayatta çaresi olmayan hiçbir dert, çıkışı olmayan hiçbir yol yoktur. İşten mi atıldın, çok daha iyisini bulabilirsin. Sevgilinden mi ayrıldın, yeni bir insanla tanışabilir ve çok daha mutlu olabilirsin. Kilo mu aldın, sana uygun bir diyet programı ve sporla tüm fazlalıklarından kurtulabilirsin. Bunlar ve daha birçok akla gelen, gelmeyen tüm olumsuzluklara bir çare bulabilirsin.
O çare ne kilometrelerce uzaklıkta, ne de herhangi bir kitapta yazmakta. O çare senin içinde. Tüm olumsuzlukları oldurtabilecek, imkânsız gibi görünen şeyleri başarabilecek, zorlukları, engelleri aşabilecek tüm o güç kendi içimizde.
O yolda yürürken öyle şeylerin farkına varcağız ki kendi kendimize ‘bende de ne cevherler varmış da haberim yokmuş’ diyerek kendimizle gurur duyacağız. Yeter ki o yolda yürüme cesaretini gösterelim. Yeter ki düştüğümüzde yerde kalmak yerine ayağa kalkmasını bilelim. Kendi içimize doğru yürüyeceğimiz bu yolda bazen olumsuzluklarla da karşılaşabiliriz. Bununla ilgili Bernard Shaw’ın sevdiğim bir sözü var. Şöyle diyor; “Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.” Engeller hayatımızın her alanında var ve var olmaya devam edecek. Yeter ki içimizdeki gücü keşfedip, bu engelleri aşacak cesarete ve inanca sahip olalım.
Henüz böyle bir dönem yaşamamış ya da tam böyle bir dönemde olabilirsin. Veya benim başıma böyle şeyler hiç gelmez diye düşünebilirsin. Ancak şunu bilmeliyiz ki insanın böyle bir dönemi muhakkak olacaktır. Hiçbir insanın hayatında ne her şey her zaman yolunda gider, ne de her zaman yolunda gitmez.
Acılar hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Gelip hiç olmadık yerde, olmadık zamanda bizi bulabilir. Güçlükle başardığımız şeyler bir anda yerle bir olabilir. O zamanlarda karamsarlığın akımına kapılıp, kendimizi dağıtırsak, karamsarlığın o akımında kaybolursak geri döndüremeyeceğimiz yanlışlar yapabiliriz ve böyle anlarda bir de asla umutsuzluğa kapılmamamız gerekir. Ne demiş Mustafa Kemal Atatürk; "Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim" diye düşünerek neler başardı gördük.
Unutmamak gerekir ki bu hayat bir kez geldik ve hayatta her zaman güzel şeyler olabileceği gibi bizi üzecek şeyler de olabileceğini unutmamamız gerekir. Bir yere varmak istiyorsak o yere varırken yolda inişler de olacak, çıkışlar da. İşler ne kadar yolundan çıkmış, her şey darmadağın, kapkaranlık olursa olsun kendi içimizdeki ışığın farkına vardığımız an her şey daha güzel olacak. Yeter ki kendimize olan inancımızı asla kaybetmeyelim.
YORUMLAR