Evolution & Human Behavior bilim dergisinde yayınlanan çalışma, Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (NTNU) ile New Mexico Üniversitesi işbirliğiyle yürütüldü. Yalnızca seksin çiftin bağlarını güçlendirdiğini bulmakla kalmadılar; aynı zamanda da kadınların kullandıkları doğum kontrol hapları ile seks yapma sıklıkları arasında bir korelasyon olduğunu gördüler. Uzun süreli ilişkilerinde hormonsal doğum kontrol yöntemleri kullanan kadınlar söz konusu olduğunda, partnerler arasındaki bağın gücünün artmasının, daha fazla seks anlamına geldiği anlaşıldı. “İnsanlarda yumurtlama dönemi dışında seks yapmanın fonksiyonu, evrimsel bir gizem” diyor NTNU’dan psikolog Leif Edward Ottesen Kennair. “Ancak bunun, tarafların bir ilişki içerisinde bağlanmaları ile ilgili olduğuna inanıyoruz.”
Seks hayatı olumsuz etkilendiyse başka bir yöntem denenmeli
Kadın doğum uzmanı Sherry Ross’da katılıyor buna: “Kadınlar ve erkekler açısından cinsel arzuyu anlamak güç” diyor Ross. “Bilinen birçok faktör, arzumuzu etkiliyor – farklı miktarlarda östrojen ve progesteron içeren farklı türde doğum kontrol hapları da dâhil olmak üzere. Bu yeni çalışma, farklı doğum kontrol yöntemlerinin cinsel arzumuzu ve iştahımızı nasıl etkilediği konusuna ışık tutuyor. Kadınlar olarak buradan çıkaracağımız ders şu olmalı: Farklı türde doğum kontrol yöntemleri var; eğer özellikle de yatak odasında herhangi bir olumsuz yan etki tecrübe ediyorsanız, başka bir doğum kontrol yöntemi deneyin.”
Her doğum kontrol yönteminin içeriği farklıdır – kimileri hormonsal yöntemlerken (doğum kontrol hapları gibi), kimleri değildir ve hormon türü ve miktarı haptan hapa değişir.
Araştırma kapsamında, daha fazla östrojen içeren doğum kontrol hapları kullanan kadınların, daha az ciddi bir ilişkideyken cinsel açıdan daha aktif oldukları görüldü. Ancak daha fazla progesteron içeren hapları kullanan kadınların, en çok ciddi ilişki içerisindeyken cinsel açıdan aktif oldukları açığa çıktı.
Kadınları hormonlar yönetmiyor
Peki, çalışma nasıl yapıldı? Norveçli heteroseksüel kadınlara hangi doğum kontrol yöntemlerini ve markalarını kullandıkları, partnerlerine ne kadar bağlı oldukları soruldu. Anket, iki grup kadınla yapıldı. Birinci grup, hormonsal doğum kontrol yöntemleri kullanan ve ciddi ilişki içerisinde olan 112 kadın içeriyordu. 12 haftalık bir süreç boyunca takip edildiler ve ne sıklıkla ve ne zaman seks yaptıklarını rapor ettiler. 275 kişiden oluşan diğer grupta ise, hormonsal yöntemler kullanan ve uzun süreli bir ilişki içerisinde olan kadınlar bulunuyordu. Belirli bir süre boyunca takip edilmediler; ancak bir önceki hafta ne sıklıkla seks yaptıklarından bahsettiler.
Ayrıca bilim insanları, bu çalışmanın sonuçlarını, 2013 yılında Amerika’da yapılan bir araştırmanın sonuçları ile karşılaştırmak istediler. Bu çalışma kapsamında 50 kadını içeren bir anket yapılmıştı ve kadınların hiçbiri, doğum kontrol yöntemi kullanmıyordu. Yani her şey, doğal hormonlarla ilgiliydi. Kadınlar, partnerleri ile birlikte ilişkiye yatırım yaptıkça, yumurtlamadıkları ve progesteronun baskın hormon olduğu evrede daha fazla seks yapmak istediler.
Güney Kaliforniya Cinsel Sağlık Merkezi başkanı Dr. Michael Krychman; “Doğum kontrolü, kişinin cinsel fonksiyonlarını etkiler ve kadınlar, hormonları tarafından kontrol ediliyorlar diye bir şey de yoktur” diyor. “Bir sebepten dolayı, hapların içerisindeki östrojen, ilk geçiş etkisine giriyor ve karaciğere giderek seks hormonu bağlayıcı globülini artırıyor; bu globülin, dolaşıma karıştığında, serbest testosteronun katlanarak düşmesine sebep olabilir. Düşük testosteron, beraberinde düşük arzuyu getirebilir; ancak bazı kadınlar, cinsel açıdan daha özgür hissediyorlar – hamilelik korkusu yok, ağrılı kanama endişesi yok. Dolayısıyla bazı doğum kontrol hapları hormonların değişmesine ya da düşmesine sebep olsa da, kendinizi daha özgür hissettiğinizden cinsel bir canlanma yaşayabiliyorsunuz.”
Bu yazının İngilizce orijinali www.bustle.com sitesinde yayınlanmıştır.
YORUMLAR