Baştan çıkın, baştan çıkarın!
Psikoterapist Cem Keçe: “Aşk, tutku ve yakınlık sonsuz olasılıklarla dolu bir dünyadır!” diyor.
Kadın erkek ilişkilerinde partnerler birbirlerine yakın olabilmek için ellerinde doğalarından gelen bir silaha başvururlar. Buna ‘Baştan çıkarma’ denir. Peki bunun bir sanat olduğunu hiç düşündünüz mü? Erkekler ve kadınlar neden partnerlerini baştan çıkarma gereği duyarlar? Baştan çıkarma sanatının incelikleri nelerdir?
Baştan çıkarma sanatı
Bu oldukça ilginç konuyu gündeme taşıyan Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, yakınlığı ve baştan çıkarmayı paranın iki yüzüne benzetti. Kişinin baştan çıkarmak istediği kişiye daha seksi ve cazibeli görünmek istediğini belirten Keçe, bu konuda neler yapabileceğini öğrenmek için kişinin okuduğunu, araştırdığını, çaba harcadığını ve çoğunlukla da abartıya kaçan denemeler yaptığını anlattı. Oysa erkeğin ya da kadının doğallığında, kendine güveninde, cinsel kimliğiyle uyum içinde hareket etmesinde, partnerinden ne istediğini ve ona ne verebileceğini bilmesinin baştan çıkarıcı etkisi en yüksek olan özellikler olduğunu ifade eden Keçe, “Güzeli sevme ve ondan ruhsal bir zevk alma duygusundan doğan ‘baştan çıkarma sanatı’, bir duygunun, tasarımın, güzelliğin dışavurumunda, anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ve bu yöntemlerle ortaya konulan üstün yaratıcılıktır. Bu nedenle ‘baştan çıkarma sanatı’, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesidir. İnsanın güzellik karşısında duyduğu heyecanı ve hayranlığı uyandırmak için kullandığı yaratıcılıktır” yorumunu yaptı.
Sanatçı ve âşık...
Psikoterapist Cem Keçe, güzeli daha iyi gören, anlayan ve onu kendi görüş ve duygusuna göre ifade edebilen ender insanlara “âşık” veya “sanatçı” denilebileceğine dikkat çekti. Bunların her birinin gerçeği olduğu gibi değil, kendi hayallerinde yaşattıkları gibi tasvir ederek tabiattaki güzellikleri kendi duyuşlarına göre ifade ettiklerini belirten Keçe, aşıkları, herkesin göremediği güzellikleri gösteren ve anlatan ender insanlar olarak tanımladı. Baştan çıkarma sanatının, aşkı, sevgiyi ve tutkuyu bilerek ve isteyerek bir ötekine aktarma olayı olduğunu ifade eden Keçe, “Bu yönüyle baştan çıkartma sanatı insanları birleştirme özelliğine sahiptir. Duygu, ne kadar tutkulu olursa, baştan çıkarma sanatı da o kadar değerli olur. Baştan çıkarmada usta olmak için büyük tutkuya ve aşka sahip olmak kadar, tutkuyu başkalarına ileten, hissettiren bir ifade kabiliyetine ve iktidarına sahip olmak da gerekir. Tutkulu bir aşıkta aranan nitelik, beceri ve ustalıktan çok, baştan çıkarma sanatına gösterdiği sevgi, coşku, duyarlılık ile tutkulu duygu ve düşüncelerdir” şeklinde konuştu.
Tutkunun bileşenleri...
Psikoterapist Cem Keçe, istenç ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ölçüsüz bir istek durumu olarak tarif ettiği tutkunun, insanın düşünce, davranış ve eylemlerine yansıyan, belirli bir sınır ve ölçü içinde kişiliğini geliştiren, olgunlaştıran, yücelten önemli bir ruhsal güç olduğuna vurgu yaptı. Çeşitli düşünürlerin tutkuya ilişkin sözlerine yer veren Keçe, “Descartes’e göre tutku, ‘Belirli nesnelere, kişilere, düşüncelere yönelmiş, güçlü ve sürekli bir duygu’dur. Rousseau tutkuyu, ‘İnsanın içinde bulunduğu, duyduğu en iyi ruhsal durum’olarak tanımlamıştır. Hegel de tutkuyu ‘Bütün davranışların temel kaynağı’ olarak kabul etmiştir” şeklinde konuştu. Keçe, gizemli ve merak uyandıracak şekilde konuşmayla ateşlenen tutkunun, yenilik, ulaşılamazlık, gizem ve yasak olanı sevdiğini vurguladı. Bu dörtlünün, baştan çıkarma sanatının olmazsa olmaz özelliklerinden olduğunu kaydeden Keçe şunları ekledi: “Tutku partnere duygusal olarak odaklanmayı kolaylaştırır. Tutkulu ve arzulu erkek ile şehvetli ve gizemli kadın rollerinin dansıyla baş döndüren “kaçan-kovalayan oyununu oynamayı sağlar. Çünkü insanı aşk ve tutkulu sözler kadar gizemli ve merak uyandırıcı hareket ve davranışlar da tahrik eder. Partnerinizi arzuladığınızı gösteren tutkulu hareketleriniz, onda psikolojik olarak şartlanma etkisi yaratacak ve onun da sizi arzulamasına ve size teslim olmasına neden olacaktır.”
Kadim sırlar...
Psikoterapist Cem Keçe, erkeğin partnerini mutlu etmesinin ve baştan çıkartmasının birçok yolu olduğunu belirterek, bunlardan en iyi 6 yol şu şekilde sıraladı:
1- Aşkla dokunmak,
2- İlgiyle dinlemek,
3- Birlikte kaliteli vakit geçirmek,
4- Kadını biricik kılmak,
5- Romantizm sunmak,
6- Aşkla arzulamak…
Bu 6 yolu izleyen bir erkek, partnerini baştan çıkarabilir. Kadının erkeği baştan çıkarmasının ve mutlu etmesinin yollarından en etkili 6 yol şöyledir:
1- Erkeğin yaptıklarını ve başarılarını fark edip takdir etmek,
2- Erkek tarafından mutlu edildiğini ona gülümseyerek göstermek,
3- Varlığına ve sunduklarına ihtiyaç duymak,
4- Erotizm sunmak,
5- Aşkla hizmet davranışlarında bulunmak,
6- Performansını överek erkekliğini onaylamak…
Bal yapma metaforu...
Psikoterapist Cem Keçe, aşkın, tutkunun ve yakınlığın sonsuz olasılıklarla dolu bir dünya olduğunu söyledi. Bu dünyada, kadınların aklını başından alan güçlü erkekler, yepyeni bir başlangıç yapmak isteyen genç ve güzel kadınlar, yakıcı bir aşk ve baş döndürücü bir erotizm içinde görmezden gelinen tehlikeli sırlar, bu olasılıklardan bazıları olduğunu nitelendiren Keçe, bu olasılıklarda kadının ve erkeklerin farklıklarının ve doğalarının da öne çıktığı tespitini yaptı. Keçe sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Yani kadınlararzulanmaya, dokunmaya, okşamaya, tensel ve sözel uyarılara, romantik duygu durumuna ve güvenli ortama çok daha duyarlıdırlar. Erkeklerse göze hitap eden dürtülerle cinsel açıdan çok daha kolay uyarılırlar. Erkek başka kadınlara bakarak polen toplar, kadın başka erkeklerin bakışlarını üzerinde hissederek polen toplar ve daha sonra birlikte bal yaparlar. Mecazi olarak polen toplayıp bal yapılması gizemli olarak birçok boyutta ortaya çıkar. Eril enerjisi olan erkekler kontrol etmeyi, genital sekse odaklanmayı, kadını fethetmeyi, performans göstermeyi, sonuç almayı, erotizmi ve arzulamayı severler. Gizemli, ne istediğini bilen, güzel dans eden, güzel kokan, bakımlı ve seksi konuşan kadınları çekici bulurlar. Dişi enerjisi olankadınlar ise teslimiyeti, genellenmiş tensel hazları, aşkı, romantizmi, hissetmeyi, sürece odaklanmayı ve arzulanmayı isterler. Liderlik yapan, özgüveni yerinde olan, otoriter, karşısındakini dinleyen ve anlayan, kararlı, pozitif, samimi ve sevecen erkekleri çekici bulurlar...”
En iyi 32 erotik film
Tüm zamanların klasikleşmiş 30 erotik filmi...
John Malkovich, Michelle Pfeiffer, Keanu Reeves gibi ünlü oyuncuların yer aldığı film 18. yüzyıl Fransa'sında geçiyor. Ahlaki değerleri iyice dibe vurmuş bir grup aristokratın eğlence olsun diye cinselliği kullanıp komplolar kurarak çevrelerindeki insanların hayatlarıyla oynamaları anlatılıyor. Stephen Frears imzalı film 1989 yılında tam yedi dalda Oscar'a aday gösterildi. 'En İyi Uyarlama Senaryo', 'En İyi Sanat Yönetimi' ve 'En İyi Kostüm' dallarında bu ödülleri kazanmayı başarmıştı. Ayrıca filme aralarında BAFTA ve César da dahil olmak üzere 11 ödül verilmiş, 14 ödüle de aday gösterilmişti.
Toplumsal tabular, ahlak kavramı ve kadının toplumdaki yerini parça parça işleyen film tam anlamıyla nefes kesici. Bir seks bağımlısı kadının hayatını anlatan filmin başrollerinde Charlotte Gainsbourg, Stellan Skarsgård, Stacy Martin, Shia LaBeouf, Christian Slater, Uma Thurman, Willem Dafoe, Udo Kier gibi önemli isimler rol alıyor. Filmin yönetmeniyse Lars Von Trier...
1840 yılında Jamaica, İngilizler'in köle ticareti yaptıkları kolonilerden biridir. Antoinette, Jamaica'daki koloninin varlıklı ailelerinden birine mensuptur. Ancak babasının ölümüyle durumları güçleşir ve bir İngiliz beyefendisi Rochester ile evlendirilir. Rochester, adaya geldiğinde buranın büyüsüne kapılır ve genç karısının güzelliği başını döndürür. İkili, son derece tutkulu bir aşk yaşarlar ancak zamanla genç kadının geçmişi ve adanın karanlık sırları ikisinin arasına girerek büyüyü bozar. Antoinette, kocasını tekrar kazanabilmek için büyüye başvurur.
YORUMLAR