X

Dr. Mehmet Yavuz, arada yaş farkı bulunan ilişkilerde oluşabilecek problemleri ve çözümlerini anlatıyor.

Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz'a yaşı büyük erkeklerin kendilerinden oldukça küçük yaşta kadınlarla evlenmesi durumunda evliliğin nasıl devam ettiğini, edememe durumlarının ne olduğunu ve bu süreçte neler yapılacağını sorduk. İşte yanıtlar...

Evliliklerde erkeğin kadından yaşça büyük olduğunda evlilik devam eder mi?

Kadın ve erkek arasında uçurum denebilecek çok büyük bir yaş farkının olması ilk zamanlar çiftler arasında bir sorun olmayabilir. Kadın ve erkek birbirine âşık olunca gözleri başka hiçbir şey görmediği için ilişkinin ilerleyen dönemlerinde ne tip sorunlarla karşılaşacaklarını bilemeyebilirler. Aradaki büyük yaş farkına rağmen ilişkilerinde sorun olmayacağını düşünürler, çünkü aşıktırlar ve başka türlüsüne inanmak zordur. Oysa ki aşk sevginin acı ile harmanlandığı, yüreğimizde ulvileştiği bir duygudur. Aşk beynimizin bedenimize sunduğu özel ve güzel bir şakadır ve bir ömür sürmesi zordur.


Bu tarz evlilikler sürerse nasıl sürer?

İlk heyecan geçtiğinde insan doğasının gerçeği olan bencil duygular ortaya çıkmaya başladığında çiftlerin birbirlerine karşı nasıl bir yaklaşım sergilediği önemlidir. Çünkü bu noktada evliliğin devam edip etmeyeceğini belirleyen her iki tarafında biyolojik değil, psikolojik olgunluk seviyesidir. Her iki tarafta aradaki yaş farkının dezavantajlarını göğüslemeye, yeri geldiğinde fedakarlık yapmaya hazır ise ancak bu şartlarda evlilik devam edebilir. Evliliği ayakta tutacak şey yaş farkından çok çiftlerin uyum kapasiteleridir.


Bu tip evlilikler biter mi? Biterse ne kadar süre sonra?

Aradaki nesil farkından ve benlik ön planda olduğunda evlilikte yaşanması beklenen ruhsal doyum, yaşlı erkek-genç kadın ilişkisinde pek de mümkün olamıyor. Jenerasyon farkından dolayı çiftlerin yetiştirilme tarzları farklı olduğu için hayata bakış açıları da farklı oluyor. Çocuk sahibi olduklarında her iki taraf da çocuğunu kendi düşünce tarzına göre yetiştirmek istiyor ve bu noktada fikir ayrılıkları ortaya çıkıyor. Erkek yaş almaya devam ettikçe bedensel aktivitesi azaldığı için daha sakin bir hayat isterken kadın daha sosyal bir hayat yaşamayı isteyebiliyor. Erkek bir süre sonra cinsel açıdan yetersiz olacağı ya da eşi tarafından yeterince çekici bulunmama endişesini yaşıyor. Bu düşünce erkekte başaramama korkusu adı verilen performans anksiyetesine davetiye çıkarabiliyor.


Aslında bakıldığında hem nesil farkı hem de benmerkezci duyguların olduğu bu tür evliliklerde çiftler birbirlerine uyum sağlamakta güçlük çekiyorlar ve zamanla birbirlerine yabancılaşıyorlar. Tüm bunların sonucunda ya aynı evin içinde ayrı hayatlar yaşıyorlar ya da boşanıyorlar. Bazen de evliliğinde aradığı mutluluğu bulamayan taraflar eşlerini aldatabiliyor.


Beklentiler nelerdir ve ne olması ya da olmaması gerekir?

Her insan farklı bir karakteri, eğitim düzeyi, hayata bakış açısı vardır. Farklılıkların ileride sorun olmaması için tarafların birbirlerini olduğu gibi kabul etmeleri ve değiştirmeye çalışmamaları gerekir. Önemli olan evlilikte benzerliklerin artıların fazla olmasıdır. Çiftler ilişkilerinde yüzde 70-80 ilk bir uyum yakalamışlarsa ve ileride yaşanması muhtemel sıkıntıları göze alarak evlenebilirler.


Bu tür evlilik yapıldıysa bu durumda ne yapmak ya da yapmamak lazım?

İlişkinin monotonlaşmaması için evliliği canlı bir çiçekmiş gibi düşünüp onu sürekli beslemek gerekir. Sağlıklı ve mutlu bir beraberlik için çiftlerin ortak noktalarını bulup ön plana çıkarmaları gerekiyor. Hayat arkadaşlığının yanı sıra ekip ve takım arkadaşlığı da geliştirmek için her iki tarafın da yapmaktan mutluluk duyacağı çeşitli spor ya da sanat dallarında ortak zevkler bulunup bunlara yönelmesi evliliklerini destekler. Yaş farkına rağmen mümkün olduğu kadar iletişim kurmayı, paylaşmayı ve empatiyi bilen çiftlerin beraberlikleri uzun sürebilir. İyi iletişim kuran çiftler birbirlerinin arzu ve isteklerini, eksiklerini öğrenebilirler. Empati kurmaya çalışmak meseleleri birçok pencereden bakma alışkanlığı geliştirmek çiftlerin daha onarıcı ve affedici bir tutuma yönelmesini sağlar. Mutlu olmak bir hedef olmamalı çünkü mutluluk uzun bir yolculuktur.

Kadın ve erkek arasında ideal yaş farkı ne olmalıdır?

Erkeğin kadından yaşça büyük olması her iki taraf içinde tercih edilen bir durumdur. Yapılan araştırmalar mutlu bir beraberlik için erkeğin kadından 5-6 yaş büyük olması gerektiği yönündedir. Aradaki bu yaş farkı maksimum 10 yıl olabilir ancak 10 yılın üstüne çıkıldığında ilişkide çatışmalar başladığı gibi toplum tarafından da o ilişkiye farklı gözle bakılmaya başlanıyor. Evliliklerde çiftler arasında iki farklı insanın bir olup aynı hayatı paylaşması, bir düzen kurması zaten çok zor iken arada uçurum denecek yaş farklılıkları durumu iyice zorlaştırıyor. Bu yaş farkı zaman içinde baba-kız arasındaki ilişkiye benzeyebiliyor. Erkek evin babası gibi sürekli veren kadın ise evin çocuğu gibi sürekli alan durumunda oluyor.


Hangisi daha zor kadının mı yaşının büyük olması, erkeğin mi? İkisinin de zorlukları var mı, varsa bunlar neler?

İster kadın olsun ister erkek olsun genç yaştaki insanların hayattan ve ilişkilerden beklentileri farklı olur, yaş ilerledikçe de istekler ve beklentiler değişir. İstekler farklı olunca her iki taraf için de o ilişkinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi zorlaşır. Bu aynı pencereden bakan iki insanın farklı şeyler görmesi gibidir. Aralarında jenerasyon farkı olan insanlar bir araya geldiğinde sorunlar kaçınılmaz oluyor. 25 yaşındaki bir kadınla 50 yaşındaki bir erkek aynı hayatı paylaşmaya başladıklarında belli bir noktadan sonra ilişkide yıpranmalar oluyor. Genç kadın gezmek, eğlenmek daha aktif bir yaşam tarzı sürdürmek isterken, erkek evde oturup kitap okumak ya da televizyon seyretmek isteyebiliyor. Erkeğin yaş itibariyle pek çok şeyi görmüş ve tecrübe etmiş olarak daha dingin bir hayat tercih etmesi ne kadar doğal ise kadının da daha hareketli bir yaşam sürdürmek istemesi bir o kadar doğaldır. Aslına bakılırsa her iki taraf da kendi doğasını yaşamak istemektedir. Bu şartlar altında da birbirlerine uyum sağlamaları oldukça zor olmaktadır.


Sağlıklı evlilikler bir toplumun en sağlam dinamikleridir. Bu nedenle düzenli, başarılı bir yaşam ve sağlıklı, uzun ilişkiler yaşayabilmek için gerekirse psikolojik destek almaktan da kaçınmamalıdır.



Röportaj: Nuran Başyurt