Sevgililer Günü'ne ilişkin açıklamalarda bulunan Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin “Sevgiyi, aşkı, birlikte yaşanılan güzel bir hayatı senenin bir gününe sığdırmak mümkün değil. Ama hayatın akışı içinde yaşanılan sevgi dolu birliktelikleri sembolik de olsa daha somut bir şekilde hissetmek, pekiştirmek, sevgimizin altına adeta imzamızı atmak için güzel bir fırsat diye değerlendirilebilir. Ancak şunun da unutulmaması gerekir ki Sevgililer Günü’nü asıl anlamlı kılan şey o gün alınan hediye değil, Sevgililer Günü dışında bir sene boyunca karşılıksız, şartsız bir şekilde yaşanılan paylaşımın, dayanışmanın, saygının ve en önemlisi güven duygusunun varlığı ile anlam kazanmasıdır. Böyle güzel bir ilişkinin ve sevginin sembolü olarak hediye edilen bir demet çiçek, kavgalarla, kıskançlıkla, şüphelerle, ego savaşları ile ayakta tutulmaya çalışılan bir ilişkide çok değerli bir hediyeden daha değerli ve anlamlıdır” dedi.
Sevgiyi hatırlamaya ihtiyacımız var
Sevgililer Günü’nü sadece bir kutlama ve hediye alma olarak değerlendirmenin yanlış olacağını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Öztekin, “Sevgililer Günü’nü dini bir gelenek ve ritüel gibi görerek dışlamak ne kadar yanlışsa, dünyaya hakim olan ‘Tüket, daha fazla tüket’ tuzağına malzeme olmak da o kadar yanlıştır. Kendi dünya görüşlerimizden ödün vermeden, aşırı harcama boyutuna kaçmadan kutlanacak bir Sevgililer Günü, günümüz dünyasında sevgi ve barışın hızla azaldığı bir ortamda daha da anlamlı hale gelmektedir. Ölümlerle, savaşlarla, kavgalarla beslenen bir dünyada sevgiyi hatırlatan böyle günlere gerçekten daha çok ihtiyacımız var” diye konuştu.
Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, sağlıklı bir ilişki içinde mutlaka olması gereken önemli detayların ilişkiyi dengeli ve uzun soluklu tutmaya yardımcı olduğunu belirterek şu noktalara dikkat çekti:
1- Paylaşmak: İlişki demek her şeyden önce paylaşmak demektir. Sağlıklı bir ilişkinin en önemli unsurlardan biri duygu ve düşüncelerin paylaşılmasıdır.
2- Kişi önce kendiyle barışık olmalı: Sağlıklı bir ilişki iki sağlıklı bireyle gerçekleşir. Bu nedenle mutluluğu önce kendi içinizde yakalamalı ve kendinizle barışık olmalısınız.
3- Geçmişi unutun: Eski ilişkileri geçmişte bırakın, sorgulamayın ve sorun haline gelmesine fırsat vermeyin. Unutmayalım ki ilişki geçmişe değil, geleceğe doğru inşa edilir.
4- Ortak ilgi alanları oluşturun: Ortak ilgi alanları, pozitif ve eğlenceli bir ilişkinin oluşmasını destekler.
5- İlişkinizi dış etkenlerden koruyun: Üçüncü kişilerin, bu kişiler ailenizden bile olsa, ilişkinizi olumsuz etkilemesine izin vermeyin. Hiç kimse sizin gerçekten neye ihtiyaç duyduğunuzu ve neye değer verdiğinizi sizden iyi değerlendiremez.
6- İşinizi ilişkinin önüne geçirmeyin: İş günü sona erdiğinde işiniz tamamen işyerinde kalmalı.
7- Küsmeyin: Tartışsanız bile ilişkiyi hiçbir zaman tamamen kesmeyin.
8- Farklılıklarınız ilişkinizi zenginleştirir: Her konuda mükemmel bir uyum beklemeyin. Farklılıklara rağmen ona değer verdiğinizi göstermeniz, sağlıklı bir ilişkinin temelini oluşturur.
9- Kıskançlık tuzağına düşmeyin: Aşırı kıskançlıklardan uzak durun. Seven insan kıskanır tuzağına düşmeyin. Aşırı kıskançlıklarınız, şüpheleriniz, güvensizliğiniz varsa ve bunu paylaşarak halledemiyorsanız uzmanından profesyonel destek alın. Gerekirse birlikte ilişki terapisi alın.
10- İyi dinleyici olun: İyi ilişkinin yolu iyi iletişimden geçer. İyi dinleyici olun. Katılmasanız dahi onun ortaya koyduğu fikirlere saygı duyun ve sonuna kadar dinleyin. Söylemek istediğinizi dolaylı yollara sapmadan net bir şekilde ifade edin.
Sevgililer Günü’nde yalnız olmak
Sevgililer Günü’nü yalnız geçiren bireylerin bu özel günden etkilenmelerinin beklentilerine göre farklılık göstereceğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Öztekin, “Sevgililer Günü’nü fazla önemsemeyen bir kişinin o günkü ruh hali, Sevgiler Günü’nü sevgilisiz geçirdiği için adeta kahrolan, bunu büyük bir eksiklikmiş gibi gören kişinin ruh halinden farklı olacaktır. Umursamayan bir kişi için o gün okula veya işe gitmesi gereken, günlük rutinlerini sıradan bir günmüş gibi yaşayabilen bir kişi olarak geçirebilir. Etkilenme derecesi hiç yoktur veya çok azdır. Diğer grup insan için ise o gün geçmek bilmez. Hayatının en kötü günlerinden biridir. Bir de çevresine ‘Umurumda değil’ deyip içinde fırtınalar kopan bir grup insan var. Yalnızlığının adeta belgelenmesi sayılacak Sevgililer Günü onlar için de zor geçecektir” diye konuştu.
Sevgilisi olmayanlara altın öneriler
Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, Sevgililer Günü’nde sevgilisi olmadığı için kendini yalnız hisseden kişilere de şu önerilerde bulundu:
- Hiçbir şey yokmuş gibi davranın. Yılın altıncı haftasına denk gelen, yirmi dört saatten oluşan sıradan bir gün.
- Eski sevgililerinizi aklınıza getirmeyin, hayal etmeyin, gözünüzün önüne getirmeyin. Şu an ne kadar mutlu bir çift olabileceğinizi düşünmeyin.
- Evet şanslısınız. Mutlu etmek, sürekli ilgilenmek ve Sevgililer Günü’nde hediye almak zorunda olduğunuz birisi yok. Bunlar hep güzel şeyler!
- Tüketim toplumunun dayatmalarını reddettiğiniz için kendinizle gurur duyabilirsiniz. ‘Bana uymaz’ diyebiliyorsunuz. Hayata karşı bir duruşunuz, tepkiniz var.
- Sevgililer Günü’nün etkisinden halen kurtulamadınızsa o gün kendinizi şımartın. Uzun zamandır yapmak isteyip de yapamadığınız aktivitelere zaman ayırın.
- Sevginizi arkadaşlarınızla, ailenizle paylaşın. Anneyle, babayla, en yakın arkadaşlarınızla paylaşacak sevginiz yok mu? Tabii ki var. Hem de bu en risksiz, en gerçek sevgi!
YORUMLAR