Güven, büyük sorunlarla yüzleşmeleri gerektiği zamanlarda bile çiftleri bir arada tutan yapıştırıcı gibidir. O olmadan çiftler kriz zamanlarında ayrılmaya daha meyilli olurlar; samimi olmayı beceremez ve birbirlerinden şüphe duyarlar. Peki bunca ihtiyaç duyulan güveni oluşturmanın yolları nelerdir?

Dürüst olun

Onun için bir sürpriz yapmayı planlamadığınız sürece, partnerinize asla yalan söylememelisiniz. Küçük bile olsalar. Daha önce hiç söylememiş olsanız bile, yalanınız ortaya çıktığı anda karşınızdaki insan başka ne yalanlar söylemiş olduğunuzu düşünmeye başlayacaktır.

Güvenilir olun

Büyük de olsalar küçük de olsalar, verdiğiniz sözleri mutlaka tutun. Saat sekizde yemek için buluşacaksanız, orada olun. Eve gelirken süt alacağınıza söz verdiyseniz, unutmayın alın. Elbette sadakat gibi daha önemli konularda da!

Sınırlar koyun

Kıskançlık, bir ilişkide oturulup konuşularak sınırlar kararlaştırılmadıkça her an sahneye çıkıp kendinden beklenileni yapabilir. İş arkadaşlarınızla fazla samimi olmanız ya da eski sevgiliniz ile hala görüşüp, dışarı çıkmanız sevdiğiniz insanı rahatsız ediyorsa, yapmamalısınız. Önceliğiniz hayatınızdaki insan ve onun hisleri olmalıdır.

37 yılın bana öğrettiği 37 şey

Ona güvenin

Partneriniz size aksi yönde gerçek bir sebep vermedikçe, ona güvenmemeniz için hiçbir sebep olamaz. Ona güvenin. Elinizde ciddi bir kanıt olmadıkça karşınızdaki insanı aldatma ya da yalan söylemekle suçlamayın. Kanıt olmadan sadece güvensizlik havası yaratırsınız. Üstelik karşınızdaki insanın da sizin dürüstlüğünüzden şüphe duymasını sağlar. Birbirinize söylediklerinize inanmak zorundasınız.

Adil olun

Eski sevgililerinizin hatalarının acısını ondan çıkarmaya çalışmayın. Eğer daha önce sadakatsiz ve dürüst olmayan birisi ile birlikte olduysanız, yine aynı şeyleri yaşayacağınız korkusu ile yeni ilişkinizi mahvetmeyin. Karşınızdaki yeni bir insan ve ona yeni bir şans tanınmasını hak ediyor. Sadece kendi davranışları sebebi ile yargılanabilir.

Kendinize güvenin

Karşınızdaki insanı siz seçtiniz, kalbiniz seçti. İçgüdüleriniz onun aşkınıza layık olduğunu söyledi. Eğer kendinize güvenirseniz, doğru seçimi yaptığınızı bilirsiniz. Ve bu güven inşa etmek için güçlü bir temel oluşturur.

Aldatılıyoruz çünkü...

Yapılan araştırmalara göre 210 çiftin yüzde 82’si ‘sadece arkadaş’ı olan insanlarla eşini aldatıyor. Peki neden?

5

Seksle ilgili değilse, neyle ilgili? Basitçe ifade edildiğinde, aldatmak genellikle halihazırdaki ilişkide yoksunluğu yaşanan duygusal bağlantı için bir ihtiyaç sonucu gelişir. Eğer bir çift birlikte mutlu ve duygusal olarak bağları sağlam ise, taraflardan birinin dışarıda arayışta bulunmasına çok nadir rastlanır. Ama taraflar arasında duygusal kopukluk yaşanıyorsa, aldatma riski oldukça artar.

Glass'ın belirttiği gibi, olaylar genellikle sinsice başlar. Zararsız gibi görünen bir arkadaşlık güçlü duygusal bir bağ haline gelir ve evliliğinden kopuk olan, reddedilmiş ya da terk edilmiş hisseden insanın kaçışı olur.
Aldatma kasıtlı olabilir de olmayabilir de. Genellikle birbirleri ile derin duygusal bağlar oluşturan insanların sonradan karşı konulamaz şekilde birbirlerini istemeleri ile gerçekleşir.

Evliliklerde aldatmaya sebep olan eksiklikler Son yıllarda yapılan araştırmalara göre aşkı bilimsel olarak anlamak; nasıl sürdürülebileceğini ve ne sebeplerle sona erdiğini bilmek kolaylaştı.
Romantik İlişkiler adlı kitabın yazarı Psikolog Dr. Sue Johnson, aşkın ne hakkında olduğuna dair şunu söylüyor: Romantik sevgi, aslında, duygusal bir bağ ile işaretlenmiş eski kablolu bir ilkyardım kodudur. Bir ilişkinin başında kurulan duygusal bağ başta zararsız gibi görünse de yoksunluğu çekilen ilişkiler için tipik aldatma nedenidir.

Eşler arasındaki bu duygusal bağ nasıl kaybolur? Sevilen insan tarafından reddedilmek, dışlanmak biyolojik düzeyde herkes tarafından bilinen ve evrensel acıya sebep olan bir durum olsa da duygusal bağ kaybedilene kadar görmezden gelinen bir ihtiyaçtır.

Batılı toplumlarda bağımsızlık ve özerkliği korumak esas alınır. İnsanlar 'aşırı ihtiyaç duymamaları' konusunda uyarılır ve bunun bir sonucu olarak sık sık duygusal ihtiyaçlarını gözden kaçırırlar. Çoğu bu ihtiyaçları dile getirmeyi de bilmez. Halbuki bu şekilde duygusal ihtiyaçlar ortadan kalkmaz, sadece bastırılmış olur.

İlişkilerin gelişmek için ilgi ve beslenmeye ihtiyacı vardır. Partnerlerin birbirlerini değerli ve güvende hissettirmesi gerekir. İnsanlar gündelik yaşamın telaşı içinde kendilerini kaybedecek ve ilişkilerini ihmal edecek olurlarsa, duygusal ihtiyaçları karşılanmaz.

Aldatmaları engellemek için çiftler ne yapabilir? Popüler inanç ne olursa olsun, aldatmalar uzun ilişkilerde kaçınılmaz değildir. İlişkinin kendisi karşılamıyor ise ilişki dışındaki birinden alınan sevgi ve ilgiye karşı koymak güçleşebilir ve aldatmalara zemin oluşturabilir. Öyleyse taraflar aldatılmayı önlemek için birbirlerine ihtiyaçları olan değer ve takdiri göstermelidirler. Birlikte vakit geçirmeli, birbirlerine ve ilişkilerine zaman ayırmayı bilmelidirler. Sağlıklı iletişim beklentileri ortaya koyacak ve karşılanmasını kolaylaştıracaktır.