“Bir şeyi kırk kere söylersen, gerçek olur!”
Türk Atasözü
“Bazı insanlar başka insanların başını kesince, daha uzun boylu oldum sanır.”
Paramahansa Yogananda
Duygu terminatörlüğü ya da gaslighting* dediğimiz mesele, karşınızdaki kişinin sizi sürekli olarak manipüle etmesi, beyin yıkaması ve böylece sizin kendinize olan güveninizi, kimlik anlayışınızı ve özsaygınızı yitirmeniz demek oluyor. Duygu terminatörü olan kişi, genel olarak açıklamalarını ve hatta suçlamalarını çok bariz yalanlar üzerine kuruyor.
Daha hafif vakalarda, bu terminatör kişi çok da dikkat çekmeyen ama oldukça istikrarsız bir güç dinamiği yaratıyor, burada kişiyi gerçeklerden uzak, mantıksız değerlendirmelere ve yargılamalara bazen de ufaktan ufaktan saldırganlığa maruz bırakıyor. En kötü hallerinde ise kişi, oldukça ağır bir zihin kontrolü ve psikolojik suitsimal uygulamaktadır. Bu durumlar, insan ilişkilerinin her formunda ortaya çıkabilir; partnerine sözlü, duygusal ya da fiziksel düşmanlık besleyebilir. Bunlar iş yerinde olabilir; mesela çalışanlarına adil davranmayan ve sürekli onları bir sebeple fırçalayan biri tam da bu tanıma uymaktadır.
Aslında şunu bilmek lazım ki her duygusal terminatör kasıtlı olarak kötü değildir ya da hareketlerinin zarar verdiğinin farkında olmayabilir. Bazıları ailelerinden, arkadaşlarından, birlikte yaşadıkları çevreden getirdikleri önyargılar ve negatif toplumsal normlardan kaynaklı böyle davranışlar geliştirmiş de olabilirler. Bu durumda, sözlerinin ve hareketlerinin sonuçlarının, insanlara verdiği zararın ve acının farkında olmayabilirler. Ama diğer terminatörler, onlar fevkalade bir şekilde hareketlerinin farkındadırlar, çünkü asıl amaçları diğer insanların hayatları üzerinde kontrol sahibi olmak ve dengesizlik yaratmaktır.
Duygusal terminatörler ve onların yıkıcı etkisiyle ilgili aslında çok fazla çalışma ve yazı mevcut. Patolojik bir duygusal terminatörle karşılaştığınızı nereden bileceksiniz? Hangi hareketlerinden onun böyle bir insan olduğunu anlayacaksınız?
Sizlerin rahatlıkla bu duygusal terminatör kişileri tanıyabilmeniz için 8 farklı madde hazırladık, bakalım duygusal terminatörler, neler yaparak kendilerini belli ediyorlar.
1- Size sürekli kusurlarınızı hatırlatır
Bir duygusal terminatörle karşılaştığınızın en net işareti, şahsi ilişkide ya da iş yerinde, sürekli olarak eksiklerinizin, zayıflıklarınızın ve kusurlarınızın önünüze konmasıdır. Kendinizi sürekli yanlış bir şey yapıyormuşsunuz, bir sorununuz varmış, siz hiçbir şeye yetemezmişsiniz gibi hissedersiniz. Kişi, sizi genellemeler ve negatif cümlelerle ezmeye ve üzmeye çalışır. Bu suçlamalar ve tavırlar, konuyu çözüme ulaştırmak ya da tartışmak amacıyla yapılmaz, ancak sizi savunma noktasına atar, orada bırakır. Böyle kişisel bir düzeyde saldırarak, insanın kendisini hassas hissetmesini sağlar, böylelikle de ilişki içerisinde dengesiz bir güç unsuru haline gelir. En nihayetinde kazandığı gücü kendi avantajı için kullanacaktır.
2- Kendinizi sıklıkla güvensiz ve belirsizlikte hissedersiniz
Böyle bir ilişkinin içinde, kendinizi sıklıkla gergin ve güvensiz hissedersiniz. Nasıl davranacağınızı bilemezsiniz. Sizden beklenen davranışlarla ilgili belirsizlik durmaksızın içinizdedir. En kötüsü de, bu terminatörün tekrar ne zaman harekete geçeceği konusunda sürekli gerginsinizdir. Hatta, bir birey olarak değerinizi bile sorgularsınız. Bir partner olarak yeterince iyi olmadığınızı, henüz yeni yetme olduğunuzu, pek de değeriniz olmadığınızı düşünür durursunuz.
3- Sürekli ince buz üzerinde yürüyor gibi hissedersiniz
“Görüyor musun bak, oturma odasındaki resimleri yine yamuk samışsın! Sana temizlik yaparken şunları kontrol et diye kaç kere SÖYLEDİM! Bir işi de becer, bir kere de saçmalama!” İsimsiz bir eş, karısına...
Duygusal terminatörlüğün bir başka işareti de, bu kişinin size asla kendinizi ifade etmenize müsade etmemesidir. Ne derseniz deyin, doğru değildir zaten. Onun varlığı durumunda, kendinizi gergin hissedersiniz. Asla ne zaman size bir daha dadanacağınızı bilmeden, kusurlarınızı ne zaman hedef alacağını tahmin etmeden yaşamaya çalışırsınız. Bu durumdayken, gerçekten, stres, anksiyete, depresyon ve travma gibi ciddi psikolojik bulgular yaşayabilirsiniz, hatta obsesif-kompülsif bulgular gösterebilirsiniz. Sürekli olarak yanlış bir şey söylemekten korkmaktan, konuşmayı bırakırsınız çünkü terminatörün sizinle alay etmesinden yorulmuşsunuzdur. En ciddi durumda, aklınızı kaybediyormuşsunuz gibi bile hissetmeniz normaldir. Duygusal terminatör sizden uzaklaştığı anda, kendinizi daha özgür, daha mutlu ve daha güvende hissedersiniz.
4- Duygusal terminatör kusurlarını asla kabul etmez, eleştirilirse öfkelenir
Böyle bir ilişkinin dinamiği şöyledir; terminatör hep saldırı halinde, diğer taraf ise her zaman savuna halinde. Terminatör kişi nadiren, o da denk gelirse kendi hatalarından ya da eksikliklerinden bahsedilmesine müsade eder. Eğer hafifçe bile eleştirilirse, hemen suçlama yöntemini kullanır, mazeretler uydurur, kendi eksiklerini gidermek için hemen kurbana saldırıya geçer; böylelikle de yeni bir suçlama seansı başlatarak, eleştirinin yönünü değiştirmiş olur. Bu taktikle, odağı kendinden çekmiş olur, eleştiriden uzaklaşır ve eksikleri hiç kimse tarafından konuşulmadan konuyu başarıyla kapatmış olur.
5- Kendi kendinizi aşağılayacak şeyler söyler, düşünürsünüz
Terminatörün asıl amacı sizin kendinizle ilgili algılarınızı bozmak ve kimlik anlayışınızı parçalamak olunca, belirli bir sürenin sonunda siz de kendi kendinizi sorgulamaya başlarsınız, acaba bu negatif yorumların doğru olması ihtimali var mı? Kendinizle ilgili olumsuz düşünceler geliştirmeye başlarsınız, kendinizi aşağılamaya başlarsınız ve kendi değerlerinizi, geçmişinizi, iyi yönlerinizi de reddedersiniz.
“Kadınların rutin bir şekilde ikinci sınıf muamele gördüğü ve kötü davranıldığı bir ailenin içerisinde yaşadım. Çok uzun bir zaman, bu negatifliği benimsedim ve hem kendim hem de diğer kadınlarla ilgili cinsiyetçi söylemlerde bulunurdum. Bu konuda feci şekilde kandırıldığımı ise ancak oradan taşınıp ayrıldığımda anladım.”İsimsiz
En yaygın kullanılan aşağılayıcı cümle ise “Üzgünüm.” Üzgün olmamanız gereken zamanda bunu söyleme ihtiyacı hissediyorsunuzdur. Bu, terminatörün, amacına ulaşması demektir.
6- Terminatör’ün davranışlarına rağmen, yine de onun tarafından kabul edilmek, onaylanmak istersiniz
Terminatör kişisi, çoğu zaman karşısındakini negatif bir düşmanlıkla manipüle eder ancak arada sırada bu davranışını birnevi rüşvetle kombine eder. Kurban kişi, artık daha fazla gerginlik istemediğinden ve daha güzel bir davranış beklediğinden, Terminatör kimseye karşı her zamankinden daha yumuşak başlı davranır. Terminatör kişi, kurbanına onaylama, saygı, güvenlik gibi kavramları verebilir, -yoksa bahşetme gücüne sahiptir mi demeliydik?- Ancak bu kavramları da geri alma gücü vardır, hatta bazen bunları almakla kurbanını tehdit de eder. Bu taktiği kullanınca, gücü sabit kalır, hatta daha da sağlamlaşır.
7- Terminatör’ün baskılarını gizlemeye çalışırsınız
Kötü muamele görmüş bir kimsenin pskiolojisinden örnek verecek olursak, bazı kurbanlar bu terminatörün baskılarından ve karşısında güçsüz kalmaktan yılarlar ve utanç duyarlar. Bu durumda, ya cesur yüzünü takınarak olanların üzerini kapatır, ya da çok basit bir şekilde olanları reddeder, her şey normalmiş gibi davranmaya devam eder. Aile ya da arkadaşlarla bir araya geldiğinde, kurban kişi olanlarla ilgili bahaneler bulmaya başlar. Mesela şöyle cümleler kurar: “O kadar da kötü değil!” “O da bu aralar çok kötü günler geçiriyor ama.” “Benim kabahatim, ben sinirlendirdim onu.” “O öyle yapmak istemedi aslında.” “Ben ona yardım ederim, daha iyi olacağız.” “Bu günlerde ben de çok gerginim, çok hassasım.” Ya da, belki de en kötüsü, “En azından ben, yalnız değilim.”
8- Kendinizi sıkışmış ve yalnız hissedersiniz
Yukarıda bahsi geçen tüm sebeplerden ötürü, terminatörün kurbanı kişi kendini sıkışmış ve yalnız hisseder. Çoğu kurban kendini Terminatör kişinin boyunduruğu altında izole eder. Geriye kalanı da işlerin hiç iyiye gitmeyeceğini düşünerek geleceğe karşı büyük bir umutsuzluk içindedir. Ancak sessiz gözyaşlarını içlerine akıtarak, içlerinde bir yerlerde, hep bunu haketmediklerini, daha iyisini hakettiklerini bilirler.
* Gaslighting'in hikayesini biliyor musunuz?
Psikolojik bir terim olan kelimenin Tükrçede tam bir karşılığı bulunmamakta. Gaz ışığı, gaz lambası diye çevirebileceğimiz bu kelimenin hikayesi ise bir hayli ilginç. Kelime, 1930’larda oynanan bir tiyatro oyunundan geliyor. Senaryoya göre Jack, karısı Bella'nın psikolojisini manipüle etmek için her gün gaz lambasının ışığını biraz kısıyor. Karısı “Bu lambanın ışığı azaldı mı?” diye sorduğunda ise sert bir şekilde karşılık verip kadını aşağılıyor. Sonuç olarak Bella'nın kendisine olan güvenini yitirmesini ve “Acaba kafayı mı yedim?” sorusunu sormasını hedefliyor. İşte bu nedenle duygu terminatörlüğünün adı Gaslighting oluyor.
YORUMLAR